|
|
Sabancı'nın doktoru...
Ben hep sempati duymuştum Sayın Sakıp Sabancı'ya. Ağzından dökülenleri TV'den duyduğumda kulaklarıma inanamadım. Duymak istemediğim, aklımın almadığı, alamayacağı şeylerdi söyledikleri. "Üniversiteler, devlet üniversiteleri paralı olmalı" diyor Sayın Sabancı. Sabancı'nın bankası, fabrikaları ve sıralamaya belki de sayfalar yetmeyecek bir sürü şeyi var, oysa ben ve benim gibi birçok Türk gencinin sadece zekası ve hayalleri. Hayallerimi çalmaya ne hakkınız var Sayın Sabancı? Bir öğrenci tanıyorum, tıp fakültesinde okuyan, annesi kanserden ölmüş, doktora götürecek paraları olmadığı için! Sizin oğlunuz gibi birçok özel doktoru yokmuş O'nun annesinin ve ölmüş! Ve bu çocuk inşaatlarda yatmaya başlamış, bir ihbarla bulunmuş, soğuk bir kış gününde, inşaatta yatarken, donacakken! Sonra bu çocuğa uygun bir ortam sağlanmaya çalışılmış. Öyle dershaneye falan da gitmemiş. Sadece kendi çalışmış. Aynı yıl tıp fakültesini kazanmış. Pırıl pırıl bir genç! Bu arada tıp fakültesi 4. sınıfa kadar hiç zayıfsız gelmiş. Tıp fakültesi, bizler için ödemek için çırpınmamız gereken bir harç istiyor. Yıllık bir milyar Türk Lirası. Sizce çocuk, bu parayı nereden alıyor. İnşaatlarda çalışarak olmuyor. O para sadece pahalı olduğu için alamadığı ders kitaplarının fotokopilerine yetiyor. Harçlara gelince ismi bende saklı, bu işi reklam için yapmayan bir kurum tarafından karşılanıyor, geri ödemesiz olarak. Bu çocuk tatillerde memleketine gidemiyor. Çünkü yol parasını denkleştiremiyor. Sizin söylediğinizşekilde üniversiteler paralı olunca bu çocuklara ne olacak? Eğitimde fırsat eşitliği olmalı, kaldı ki "Kimse, eğitim ve öğretim haklarından yoksun bırakılamaz" der Anayasamızın 42. maddesi, fakir ama başarılı öğrenciler nasıl yoksun kalır bu haktan? Bu soruya cevabı siz verdiniz zaten Sayın Sabancı, devlet üniversiteleri paralı olsun diyerek! O doktorlardan biri belki bir gün bitkisel hayattaki insanları normal yaşama döndürecek bir tedavi bulur. Belki de onlardan biri; ürettiğiniz bir arabayı sizden alabilecek duruma gelir. Kim bilir? Demet SEÇİL İÇDENİZ (Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi)
|