| |
Bir dönüşümün sancıları
Devlet Bakanı Ali Babacan'ın türbanlı eşi Zeynep Babacan ve aile dostları bir çift ile (o hanımın başı açıktı) Akmerkez'deki sosyete lokantası Papermoon'da yemek yediği saatlerde, bir başka Ali, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu da Washington'da önemli bir görüşme yapıyordu. Babacanlar'ın yemeğini canlı yayınla duyuran Habertürk TV, lokantanın ünlü barmeninin ifadelerine dayanarak, "O akşamın Papermoon için bir milat olduğunu" belirtti. Bizce Bardakoğlu'nun ABD'deki temasları da İslam coğrafyasında bir miladın hazırlıklarında kilometre taşı olacak. Çünkü ABD Dışişleri Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilileriyle "Ilımlı İslam ve Türkiye örneği"ni, bu modelin Ortadoğu'da yayılması için yapılabilecek çalışmaları tartıştı, önerilerini anlattı.
Kavramdan modele "Ilımlı İslam" kavramı dünya kamuoyunun gündemine 11 Eylül saldırılarından sonra girdi ve radikal, yani "Köktenci İslam"a alternatif olarak kabul edildi. Kavram AK Parti'nin iktidara gelmesiyle somut bir modele dönüştü. Hemen belirtelim; AK Parti "Ilımlı İslam", "Müslüman demokrat" gibi etiketlerle tanımlanmaya şiddetle itiraz ediyor, "Kimliğimiz de, siyaset felsefemiz de Muhafazakar Demokrat" diyor. Ancak Batı'daki tüm siyaset bilimciler, politikacılar, hatta hükümetler "Ilımlı İslam" ile "Türkiye modeli" deyimlerini artık yan yana, birlikte kullanıyorlar. Peki bazılarının "Light İslam" diye küçümsemeye kalkıştıkları "Ilımlı İslam"dan ne anlamamız gerekiyor? Konunun uzmanlarının onbinlerce sayfaya ulaşan makale, inceleme, araştırma ve kitaplarında farklı tanımlarla karşılaşıyoruz. Kimileri "Dinin kamusal alandan elini eteğini çekmesi", yani laiklik ilkesinin benimsenmesi olarak görüyor. Kimileri, İslam'ın "diğer dinler" gibi olmasını sağlayacak, "Yani Allah'ın hakkını Allah'a, Sezar'ın hakkını Sezar'a verecek" bir evrim projesi diye anlatıyor. Kimileri de Müslüman ülkelerin insan haklarına saygılı, kadına hak ettiği yeri veren bir düzene, şeriattan çağdaş hukuka, totaliter rejimlerden demokrasiye geçişi olarak görüyor. Mısırlı ünlü hukukçu Said El-Aşmavi ise geniş yankı uyandıran "Al İslam as-siyassi" adlı yapıtında "Ilımlı İslam"ı "Gerçek İslam'a dönüş" diye yorumluyor. "Çünkü" diyor, "İslamcılık, gerçek İslam'dan sapmadır, onun sapkın bir yorumudur..." Ilımlı mı, Yeni mi? Bir de Türkiye'den örnek verelim. Bu konuda kafa yoran Başbakan Erdoğan'ın danışmanı, "Muhafazakar Demokrasi" kitabının yazarı Yalçın Akdoğan, bu arayışları "İslamcılığın dönüşümü" olarak görüyor. "Ilımlı İslam" yerine "Yeni İslamcılık" kavramını tercih eden Akdoğan, bir siyaset bilimci olarak şu yorumu yapıyor: "Yeni İslamcılık kendisini İslamcılık'tan farklı olarak, bir tepki hareketi olarak konumlandırmak istemiyor. Yeni İslamcılık bizatihi kendisi bir güç olmak istiyor, konjonktürel ve şartlara bağlı bir hareket olmak istemiyor. Yeni İslamcılık, ideolojik direniş hareketi yerine, toplumsal bir dönüşüm ve temsil hareketi olmayı önemsiyor. Yeni İslamcılık, çatışmacı ve kutuplaştırıcı değil, uzlaşmacı ve tolerans temelinde bir yapıya oturmak istiyor." Bu tartışmalar, İslam dünyasının çok köklü bir değişimin şafağını yaşamakta olduğunu ortaya koyuyor. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Abdullah bile "Ilımlı İslam"ı topluma yaymak için özel komisyon kurduğuna göre, şafak sökünce karşılaşılacak tabloyu varın siz düşünün...
|