|
|
|
|
|
Hatlar Kesik
|
|
Telekom'un Adls hizmetinden yararlanmak için beş aydır bekliyorum
Bir süre önce Türkiye'den Roma'ya gazeteci bir arkadaşım geldi. Sabahın köründe panik içinde beni arıyor. Türkiye ile konuşamıyormuş, hatlar hep meşgulmüş. "Ne var bunda?" dedim. "Ben her gün Türkiye'yi düşürmek için epey zaman ziyan ediyorum. Zaten bizim santraldeki bayanlar da Roma'yı düşürmek için her gün kahramanca mücadele ediyor." Türkiye ve İtalya arasındaki iletişim hatlarının eski olduğunu ve mevcut yükü taşımadığını söyleyen çok, ancak bir çare arayan yok. Bu arada İtalya'da euro'ya geçildikten sonra telefon faturalarımızın iki katına çıktığını söylemeye de gerek yok. Mevcut telefon kontratlarıyla daha ahizeyi kaldırmadan zaten 30-50 euro gibi ücretler ödemeniz kaçınılmaz. İtalyan Telekom şirketi ile yaşadığım komik bir tecrübeyi de anlatmadan geçemeyeceğim. Aslında trajikomik dememek için komik diyorum. Internet'te her sayfa açılışında 15 dakika beklememek için Telekom'un Adsl hizmetinden yararlanmaya karar verdim. Ancak İtalya gibi bir Avrupa ve hatta AB ülkesinde basın mensubu olarak beş aydır bunu başaramadım. Bir yılı aşkın bir süredir telecom, Adsl hizmetini satabilmek için İtalyanları inanılmaz bir reklam bombardımanına tuttu. Dergi, gazete ve televizyonlarda ayda yaklaşık 40 euro ödeyip internet ortamında son sürat gezebileceğinizi ve üstelik İtalya içinde bedava telefon edebileceğinizi gösteren reklam furyasından sonra kuşkulu bir yapıya sahip olmama rağmen denemeye karar verdim. Bu merakın sonu 5 ay bekledikten sonra hüsran oldu tabii ki. Önce İtalyan Telekom şirketine sıradan bir vatandaş gibi başvurdum. Saniyede 600 küsur kbp süratle internette gezip tozma imkanı veren "Alice flat" paketinden istedim. İsmi de çok hoş. "Alis harikalar diyarında" masalından esinlenmişler; Alis'in İtalyanca karşılığı Alice. Telecom'u aradım. "Aaa affedersiniz" deyip bana Adsl sistemini eve getirip yerleştirecek teknisyenin cep telefonunu ve hangi gün geleceğini bildirdiler. Aşağı yukarı her Romalı'nın alışkanlığı olduğu üzere adam gün gelmedi. Telefon ettim. Telekom'un teknisyeni "Çok işim vardı gelemedim abla, kusura bakma iki gün sonra gelirim" dedi. Terbiyeli bir biçimde "peki" dedim. İki gün sonra yine gelen giden olmadı. Teknisyeni yeniden aradım "Sinyora valla, o randevunun vakti geçti, bende kaydı silindi, bir daha başvurmanız gerekiyor" dedi. Hafif sinirlenmeye başladım. Bu arada Telekom adına sondaj yapan bir şirket de beni tesadüfen aradı. Genel olarak Telekom'- dan memnun muyum, değil miyim yaklaşık 40 soru ile bunu anlamaya çalıştılar. İki gün sonra bu sefer İtalyan Telekom'un pazarlama bölümünden aradılar. Bana "Alice Adsl" paketini satmaya çalışıyorlar. Önce biri benimle dalga geçiyor, diye düşündüm. Ancak terbiyemi bozmadım ve yeniden büyük bir imanla "Alice flat" programını ısmarladım. Pazarlama bölümündeki bayan "Çok sıra var, ancak bir ay sonra sıra gelir" dedi. Moralimi bozmadım, zaman relatif bir kavram, bir ay da çabuk geçer zaten. Hangi bir ay, iki ay geçti ses seda yok. Telekom'dan bana verilen numarayı aradım. Benim başvurumdan eser yok. Sonunda hiç sevmediğim bir şeyi yaptım. Telekom'un basın bürosunu aradım. Bir gazeteci olarak başıma gelenleri anlattım. Niye onları daha önce aramamışım, hemen bağlatırlarmış, nasıl böyle bir şey olabilirmiş, kimmiş bu sorumsuzlar? O kadar üzüldüler ki Alis'in (Alice) yanında var olsa bana Pamukprenses, Külkedisi falan gibi paketlerini de hediye verecekler. Yine hemen randevular alındı, saatler tespit edildi. Geçen gün Telekom Pazarlama'dan gene biri telefon etti. Bütün sorularına masum masum cevap verdim ve "Alice flat"ı yeniden sipariş ettim. Kim bilir belki bir gün Alis, Telekom harikalar diyarından çıkıp gelir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|