|
|
|
|
|
Seçim Müzakereleri
|
|
Yunanlı liderler, seçim öncesinde ekran karşısında çok terledi
Yunan kamuoyu 7 martta -yani gelecek pazar günü- yapılacak olan genel seçimlere odaklanmış bulunuyor. Ne Kıbrıs ne Ege ne ekonomi ne AB ile ilgileniliyor. Radyolar, TV'ler, gazeteler, gazeteciler ve siyasetçiler sanki bugünler için yaratılmış gibi davranıyorlar. Kıbrıs'ta süregelen kıran kırana mücadelelere paralel olarak Atina'da da benzeri kıran kırana bir müzakere süreci yaşandı geçen hafta. Parti liderleri arasında 'debate' adı verilen televizyon kameraları karşısında söz düellosunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği; debate'in yapılması gereken güne kadar pek belli değildi. Ana Muhalefet yeni Demokrasi Partisi lideri Kostas Karamanlis, PASOK lideri Yeorgos Papandreu'ya bu düello için eldiveni atmış; yalnız ikisinin yer alacağı bir 'düello' benzeri debate öneriyordu. Papandreu, Karamanlis'in bu davetine yanıt verene kadar epey bir zaman geçti. Nitekim YDP ve PASOK delegeleri, parlamento binasının salonlarından birinde bir araya geldiler ve debate'in 'şartlarını' müzakere etmeye başladılar. Soruları soracak olan gazetecilerin sayısı beş mi olacak iki mi? Soruların sayısı 20 mi olacak 30 mu? Liderlerin vereceği her yanıt için tanınacak zaman bir dakika mı olacak iki mi? Sorular hangi alanlarda olmalı? Dış politika konularına daha hakim olan Papandreu'nun elemanlarıyla, ekonomi konularına hakim Karamanlis'- in elemanları arasındaki bu müzakereler tam bir hafta sürdü. YDP-PASOK arasındaki çetin müzakerelerin sonucu bekleniyordu. TV ve radyolar, kurdukları canlı bağlantılarla, Yunan kamuoyuna Papandreu ile Karamanlis'in perşembe akşamı saat 21.00'de ekranlar önünde düello etmeye karar verdiklerini duyurdular. Gel gelelim, evdeki hesap çarşıya uymadı. Bu kez muhalefetin üç küçük partisi, Komünist KKE, sol ittifak SYN ve sosyal adalet partisi DİKKİ liderleri, Papandreu ile Karamanlis'in anti demokratik davrandıkları; çok sesli bir demokratik düzende yalnız iki partinin değil; bütün partilerin aynı hakka sahip olması gerekirken ülkeyi ABD usülü iki partili sisteme dönüştürmeyi amaçladıklarından yakındılar.
BEŞLİ GÖRÜŞMELER Papandreu, bu yakınmaları kendisine yediremeyen ilk lider oldu. Aniden aldığı bir kararla debate'in iki lider arasında değil seçimlere katılacak olan 5 ana parti lideri arasında yapılmasını öneriverdi. Müzakereler yeniden başlatıldı ama bu kez iki değil, 5 partinin elemanları bir araya geldi ve yine kıran kırana bir müzakere süreci başlatıldı. Yeni müzakere sürecinde yeni pürüzler çıktı. Örneğin komünist KKE elemanları, debate'e katılacak olan bazı gazetecilerin kendi görüşlerine ters düştükleri ve "Amerika yandaşı" oldukları gerekçesiyle 'dışlanmalarını' istedi. Sol ittifak SYN elemanları, debate'i yönetecek olan ve önceden kararlaştırıldığı gibi bayan Elli Stai'nin değil; Nikos Hacinikolaou'nun olmasında ısrar etti. Gururu zedelenen Elli Stai, debate'e katılmayı reddetti ve nitekim her bir soruna bir çare bulunduktan sonra Hacinikolaou yönetimindeki debate, geçen perşembe akşamı saat 21.00'de başladı ve geceyarısına kadar sürdü. Sonuç; hiçbir parti lideri bu dar zaman içinde istediğini söyleyemedi yani 'kararsız oyları' etkileyemedi. Liderlere soruları yönelten 5 gazetecinin zaman darlığı ve istedikleri gibi soru soramama sıkıntısıyla liderlere oranla daha bir stres altında oldukları gözlendi. Bu debate'ten en zararlı çıkan ise Papandreu oldu. Çünkü Papandreu hem en büyük rakibi Karamanlis tarafından 'ikili debate'ten kaçtığı' için korkaklıkla suçlandı hem isteklerini 'son anda' kabul ettiği için küçük parti liderlerleri tarafından suçlandı hem de debate gibi bir arenada YDP gerisinde bulunan PASOK'a yeterince puan kazandırmak için söylemek istediklerine zaman kalmadı. Bu da demokrasinin cilveleri olarak kabul edildi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|