kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Yaşama Dair
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Vah Adana vah

Türkiye'nin sanayileşme hamlesine öncülük eden, ilk "fabrikatör" aileleri yetiştiren Adana'nın şimdi utanmasa yoksul yörelere teşvik sağlayan "Kalkınmada öncelikli iller" kapsamına alınmasını isteyecek kadar geriye gittiğini söylesek, inanır mısınız?
Çünkü Adana'da 1973'ten bu yana sanayi sektöründe ciddi tek çivi çakılmadı.
Çünkü Adana'nın nitelikli, eğitimli ve birikimli (yani paralı) insan gücü Türkiye'nin başka yörelerine göç ediyor. 1990'lardan bu yana Adana, her yıl insan hazinesinin yüzde 10'unu yitiriyor.
Yerlerini de terör nedeniyle evini, barkını, yurdunu terk etmek zorunda kalan Güneydoğulular alıyor. Bu bilgileri "Adana kan kaybediyor" başlıklı bir yazıdan aktardık. Adana'yı Geliştirme Vakfı Başkanı Şekip Karakaya'nın imzasını taşıyor. Şöyle deniyor;
"Yoğun göç Adana'nın nüfus yapısını değiştirdi. Yörelerinden yoksulluk içerisinde gelen, vasıfsız ve sermayesiz insanlar, kentin kenarlarına yerleştiler. Adana'nın güneyinde, doğusunda ve batısında gettolar oluştu.
Birbirlerinden yürüme adımlarıyla 20 dakikalık mesafede yaşayan insanlar arasında, 50 yıllık gelişmişlik farkları ortaya çıktı."
Burada sözü Adana Ticaret Odası Başkanı Şaban Baş'a verelim; "Adana'nın nüfusu resmi kayıtlarda 1 milyon 182 bin kişi görünüyor. Ancak gerçek nüfus 1.6 milyonu geçti. Yine resmi rakamlara göre işsizlik yüzde 16-17 arası, ancak gerçekte yüzde 25'i geçiyor."
Niteliksiz, parasız ve hepsi de çok nüfuslu (22 çocuklu aileler var) göçmenler hayatlarını nasıl kazanacak? Elbette seyyar satıcılıkla.
Sonuç: Adana uçsuz-bucaksız bir seyyar satıcı mekanına dönüştü. Onbinlerce tezgah tüm kenti parselledi. Artık yer kalmadığı için iki vardiya çalışıyorlar. Bir bölümü gündüz, bir bölümü gece...

Ak kentin tüm renkleri
Göz alabildiğine uzayıp giden tezgahların arasından yol açarak adayların seçim bürolarına ulaşmaya çalıştık. İlk durağımız Anayol'un büyükşehir adayı Ümit Özgümüş. Aynı zamanda Sanayi Odası Başkanı.
Sorduk: ANAP ve DYP'nin ortak adayı olduğunuzu açıkladığınızda Adanalılar kulaklarına inanamamışlar. Çünkü yıllardan beri "Ben Adana'nın Che Guevera'sıyım" diyormuşsunuz. Bu kadar soldayken sağın adaylığını neden kabul ettiniz?
Yanıtladı: Adana seçeneksiz kaldığı için. CHP tabanı çöktü. AK Parti tabanı da Aytaç Durak'ı sindiremedi. "Ak mı, kara mı"nın yerini "Kara mı, kara mı" alınca, ben de Anayol adaylığını kabul ettim.
Oradan geçtik, Çukobirlik'i yönettiği dönemde ihale kavgaları nedeniyle evi kurşunlanan, müdürü yaralanan sol ittifakın adayı, CHP kökenli Sedat Doğan'ın bürosuna.
Sorduk: Nasıl görüyorsunuz, şansınız ne?
Yanıtladı: Adana'da DEHAP'ın 61 bin, diğer sol partilerin 10 bin oyu var. Öz CHP'lilerin yüzde 70'i de bana verecek. Yarış benim ile Aytaç Durak arasında geçer.
Sonra sıra işçilikten Adana'nın sayılı zenginleri arasına yükselen, ancak gelişmiş zevkleri ve centilmenliğiyle insanı etkileyen CHP adayı Bülent Özülkü'de.
Sorduk: Neden CHP ve sonucu nasıl görüyorsunuz?
Yanıtladı: Bakmayın şimdi mal mülk sahibi olmama, bebeliğimden beri CHP'liyim. Sonuca gelince, Durak'la çekişiriz.
Gerçekten de Adana'da yarış Durak ile Özülkü arasında geçecek gibi. Üçüncü sırada Özgümüş var. Ancak Adanalılar zırt-pırt parti değiştirdiği için diş bileseler de, Durak yarışta bir tur önde görünüyor.
Son söz niyetine bir Adana deyişi: "Taş kabağa deyse de vay kabağın başına, kabak taşa deyse de vay kabağın başına..."

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Vah Adana vah   / 05-03-2004
 Güney'de seçim   / 04-03-2004
 Helsinki-İstanbul   / 03-03-2004
 Yüzyılın projesi   / 02-03-2004
 Dağ başında bir genç var   / 01-03-2004
 Derviş nereye koşuyor?   / 29-02-2004
 28'lerden 28 beğen   / 28-02-2004
 Bir dönüşümün sancıları   / 27-02-2004
 Petekler boşalınca   / 26-02-2004
 Kesişen kaderler   / 25-02-2004
ERDAL ŞAFAK
Dünden bugüne
Seçim turumuzun ikinci durağı insanı...
MANSUR FORUTAN
Yaratıcı dünyalar dergisi
Dergi standlarına göz atmadan...
MEHMET BARLAS
Devlet yöneticisi, örnek müteşebbis olur mu?
Çalışma...
ALİ KIRCA
Uyan Türkiye, dayan dede!
Önceki gün Ankara Esenboğa...
SAVAŞ AY
Can Tanyeli ya da Tulipomania
OL rivayet ederler ki; bir...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Yol öyküleri, Siirt notları.. (1)
Zamanında "ora"lara...
REFİK DURBAŞ
'Fair Play'e aykırı bir reklam
TRAFİK konusunda doğru...
HINCAL ULUÇ
Bizim niye yok, Sevgili Mumcu?.. Bizim niye...
Onunla gidemeyiz
Onunla gidemeyiz
17.00'de "Kalıyorum" mesajı veren Terim'i 3 saat sonra yönetim...
Cansun Luce'yi getirecek
Cansun Luce'yi getirecek
Başkanlığın en büyük adayı iddialara göre Lucescu ile el...
Erdoğan: Bereketsiz diye 1994 CHP'sini kastettim
Erdoğan: Bereketsiz diye 1994 CHP'sini kastettim
Başbakan Erdoğan CHP'nin büyük tepkisine neden olan 'Bunların kökü...
Denktaş'ı iç politika malzemesi yapmayın
Denktaş'ı iç politika malzemesi yapmayın
Kıbrıs konusunda hassas bir sürece girildiğini belirten Adalet Bakanı...
Devlete pahalı elektrik satıyor
Devlete pahalı elektrik satıyor
Sıkıntılı günler geçiren Galatasaray'ın AIG ile ipleri koparmasını...
Neredeyse Powell suçlu çıkacak!
Neredeyse Powell suçlu çıkacak!
ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın, Abdullah Gül'e yazdığı...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Çizerler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Yaşama Dair | Sinema | Hobi
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.