|
![](/i/1_pix_gri.gif) |
|
![](/i/1_pix_trans.gif) |
![](/i/1_pix_trans.gif) ![](/i/bugunku_diger_yazi.gif) |
|
Bu hikâyede gerçek aşk var
Genç oyuncu Irmak Ünal, güzelliğinin yanı sıra marjinal eşi Taj ile de tüm dikkatleri üzerine çekiyor. Hülya dergisinin son sayısına birlikte poz veren çift, kıtalar arasında yaşadıkları aşklarını anlattı.
Cihan Ünal'ın kızı deyince en çok Yağmur Ünal geliyor akıllara. Oysa Irmak Ünal, Cihan Ünal'ın Sabiha Kuzoğlu'yla evliliğinden olan büyük kızı. 26 yaşındaki Irmak, Amerika'da aldığı oyunculuk eğitimini bitirdikten sonra Türkiye'ye döndü ve Kampusistan dizisinde ilk rolünü aldı. Ancak geride bir yıllık eşi Taj Valdespino'yu bırakmıştı. 32 yaşındaki Taj, geçtiğimiz günlerde sevgili eşi Irmak'ın doğum günü için İstanbul'daydı. Onların sıcak fotoğraflarında ve anlattıklarında, iki genç insanın mesafe dinlemeyen aşklarına şahit olacaksınız.
* Biz Cihan Ünal'ın kızı olarak Yağmur'u biliyorduk. Siz nerelerdeydiniz, neler yapıyordunuz? Irmak: Kendimi hazırlamakla meşguldüm. Bilkent Üniversitesi'nde İngiliz Dili ve Edebiyatı okudum. Ancak hayalim sinemaydı. Üşenmedim ve bir üniversite daha okumak için Amerika'nın yolunu tuttum. Amerika'da aldığım yönetmenlik eğitiminde oyunculuk dersleri yoğunluktaydı. Bu sayede bastırdığım oyunculuk yeteneği ortaya çıktı. Artık, kameranın önünü de çok seviyorum.
* Eşiniz Taj ile nasıl tanıştınız? Irmak: San Francisco'ya gider gitmez bu ülkeyi keşfetmeye koyuldum. Orada olduğum üçüncü gece Taj'ı keşfettim. Gittiğim kulüpte herhalde 1500 kişi vardı. Çalınan müzik çok ilgimi çekti, bu müziği kimin yaptığını merak ettim. Uzun süre kafasını kaldırmasını bekledim ve kaldırdığı anda ona aşık oldum.
* Peki siz neler hissetmiştiniz? Irmak'ın aşkından haberdar mıydınız? Taj: Biliyordum, ama hayatımda sadece DJ'lik vardı. Kız arkadaşa kapalı olduğum bir dönemdi. Irmak'ın kararlılığı ve gözleri yetti. Irmak yaptığım işle çok ilgiliydi. Bir gün bana "Seni Türkiye'de bir kulüpte çalarken görmek en büyük hayalim" dedi. O zaman Irmak'ın benimle ilgili hayaller kurmasından çok etkilendim.
* Okyanusun ötesinden gelen kadına kalbinin kapılarını açtınız, hâttâ onunla evlendiniz, çok mu aşıktınız? Taj: Ben hayatımın kadınını bulmuştum ve dünyayı sevdiğim kadınla dolaşmak istiyordum. Bunun için Irmak'ın yüce (!) Amerikan pasaportuna ihtiyacı vardı. Ben de bu sorunu çözmek için elimden ne geliyorsa yaptım.
* Evlenme teklifi romantik miydi? Irmak: Amsterdam'ın en büyük kulüplerinden birinde çalmak için gidecektik. Biletler alındı, tam o sırada Amerika'da 11 Eylül olayı patladı. Öğrencilik hayatım bitiyordu. Yani bir daha Amerika'ya girememem söz konusuydu. İkimiz de çok üzgün, ağlamak üzereydik. Taj'ın sinirden gözleri parlıyordu, "Döndüğümde seninle evleneceğim" dedi.
Taj: Döndüğümde Irmak'la Türk geleneklerine göre evlenmek istedim. Bana geleneklerinizi anlattı. Irmak'ı istemek için babasını aramaya karar verdik Amerika'daki saat farkını unutarak Türkiye'yi aradık.
Irmak: Babamı sabahın altısında uyandırdık. Taj'ın babası, "Oğlum kızınızı seviyor ve izninizle onunla evlenmek istiyor" dedi. Babam da "Kızım mutluysa ben de mutluyum" diyerek evliliğimizi onayladı.
* Siz burada Kampusistan'da oynuyorsunuz. Taj Amerika'da. Kariyeriniz her şeyden daha mı önemli? Irmak: Sekiz yıl boyunca kendime yatırım yaptım, hem maddi hem manevi. Ancak bunun meyvelerini ne Amerika'da toplamamın imkanı vardı, ne de bekleyecek sabrım vardı. Uzun günler konuştuk, zor oldu.
Taj: Irmak'a git demek kolay olmadı ama denemesine izin vermeliydim. Hayallerine yaklaştığı için mutluyum.
* Birbirinizin dayanamadığınız huyları var mı? Taj: Irmak'ın inatçılığı ve organizasyon bozukluğu. Ben Başak burcuyum, her şey düzenli ve dakik olmalı. Irmak dağınıktır. Her şeye rağmen Irmak'ın bana olan düşkünlüğü hiç değişmedi, buna hayranım.
Irmak: Ben de herhalde Taj'da bulduğum huzurdan vazgeçemem. Dokunuştaki elektrik gidebilir, ama böyle bir huzur ve güven hissini nerede bulabilirim ki?
* Hiç birbirinizden sıkıldığınızı hissettiniz mi? Taj: Hayır, bir tek gün bile. Irmak'la her gün yeni bir heyecan. Irmak'la kendi yatağımızda uyumaya bayılıyorum. Bir de ben çalarken binlerce kişinin arasında sevdiğim kadının varlığı bana kendimi Zeus gibi hissettiriyor. Karıncayı sevmekten gökyüzünü sevmeye kadar, her şey daha farklı artık.
|
|
|
|
|
![](/i/1_pix_trans.gif) |
|
![](/i/1_pix_gri.gif) |
|