|
|
Zorunlu bir açıklama
Merve Kavakçı'nın "olaylı yemin töreni"ni hepimiz anımsıyoruz.. İşte o törenin ardından, başka televizyoncuların yaptığı gibi ben de "günün kahramanı" olan Kavakçı ile bir röportaj yaptım.. Röportaj yaptığımız gün, durum o kadar kritik bir hal almıştı ki, Kavakçı'nın tutuklanacağından bile söz ediliyordu.. Ben de çekimlerden önce ve sonra yaptığımız "sohbet"te Kavakçı'ya, "Sizin tutuklanacağınız bile gündemde.. Belki de en iyisi şık bir şekilde bırakmak" dedim.. İşte bu olay, Merve Kavakçı'nın, piyasaya yeni çıkan ve o fırtınalı günleri anlattığı anı kitabında, biraz abartılı bir genişlikte ve önemde yer alınca olanlar oldu.. Ben neredeyse "Merve Kavakçı'yı kaçırtan adam" haline geliverdim... Peki bu nasıl oldu? Sırayla anlatalım: BİR: Kavakçı, benim bir sohbet sırasında söylediğim "çekilirseniz iyi olur" önerime, abartılı bir önem atfetti ve kitabında benim kendisine gizli bilgi getirdiğimi ima etti.. İKİ: Kitabın gazetelerde haber olmasını arzu eden yayınevi yetkilileri, gazetecileri arayıp, kitabı "Kavakçı'nın kitabı çıktı, Ahmet Hakan'la ilgili müthiş iddialar da var" diye pazarladılar.. ÜÇ: Promosyon etkili oldu ve bir gazetede Kavakçı'nın kitabıyla ilgili haberin içinde küçük bir başlıkla "Ahmet Hakan Kavakçı'ya kaç demiş" haberi çıktı.. DÖRT: Gazetedeki bu haber bazı İnternet sitelerinde "Bomba haber: Merve Kavakçı'yı Amerika'ya Ahmet Hakan kaçırtmış" diye yer aldı.. Anı kitaplarının geldiği son noktadan, bu tür kitapların pazarlanma yönteminden ve bomba haberlerden sıtkı sıyrılmış biri olarak neler hissettiğimi herhalde tahmin edersiniz..
|