| |
Emirle zayıflamak
Kıbrıs, yerel seçimler, eli kulağındaki zamlar, IMF heyetinin ve Alman Hıristiyan Demokratlar'ın lideri Angela Merkel'in önümüzdeki haftaya renk katacak ziyaretleri, Irak, hatta Demokrat Parti'den adaylığı kesinleşmiş John Kerry'nin geçmişiyle ilgili "seksi" dosyaların ortaya çıkmasıyla geleneksel havasını yakalayan ABD seçimleri... Gelin bugün tüm "ciddi" konuları bir yana bırakıp, biraz sağlığımızla ilgilenelim... Dördüncü gününe giren kar hapsi boyunca, can sıkıntısıyla sık sık buzdolabına hamle ettiniz ya da abur cubura yüklendiniz. Buna bir de Sevgililer Günü şerefine evde veya dışarda daha bol çeşitli, daha uzun süreli akşam yemeğini eklediniz. Afiyet olsun ama "kilolar"dan ne haber? Eritebildiniz mi? Yakabildiniz mi? Konu önemli. Bundan birkaç ay önce Obezite Araştırma Derneği'nin bir araştırması yayınlanmıştı. Şöyle deniyordu: "2025'te Türkiye nüfusunun yüzde 39'unun obez olması bekleniyor. Bu rakama kilolular da eklenirse, halkın yüzde 70'i şişmanlar sınıfına girecek."
Küresel felaket Obezliğin zengin ülkelere özgü sorun olduğuna inananlar yanılıyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün araştırmasına göre, kronik beslenme yetersizliğinin pençesindeki yoksul ülkelerde de obezite hızla yayılıyor. Neden? Çünkü pahalı, hazırlanması uzun süren geleneksel yemeklerin yerini ucuz ve hazır, ama yağ ve şeker açısından zengin yemekler alıyor. Elbette obezite denilince akla gelen ilk ülke ABD. Sorunun toplumun yarınını tehdit eden boyutlara ulaştığı anlaşılınca "fast food" devleri de akıllarını başlarına toplamak ihtiyacı hissettiler. Şimdi "light" mönüler mi ararsınız, yağsız sandviçler mi... Bir de "Doktor Robert Atkins'in önerdiği rejime uygundur" notu taşıyan mönüler var ki, tam bir kara mizah örneği. Çünkü "Sebze-meyveye boş ver, ete, yağlı yiyeceklere yüklen" ilkesine dayalı bu rejimi 25 milyon Amerikalı harfi harfine uyguluyor, 100 milyonu da mümkün olduğunca uymaya çalışıyor. Geçenlerde ölen Doktor Atkins'in kendi rejimini uygulayarak obez olduğu ortaya çıkmasın mı! 72 yaşındaki Atkins, son nefesini verirken 117 kiloymuş. Bu gerçeği eşsiz bir fırsat gören vejetaryen beslenme kulüpleri şimdi "Atkins rejimi, hayvanları katletmekten, insanları da öldürmekten başka işe yaramıyor" diye kıyameti koparıyor.
İlginç bir uygulama Obezitenin ölçüsü var mı? Evet var. Şöyle: Kilonuzu boyunuzun karesine bölün. Sonuç 19 ile 25 arasındaysa normal, 25-30 arasındaysa fazla kilolu, 30'un üstündeyse obezsiniz. Diyelim ki boyunuz 1.70, kilonuz da 80. Şimdi 1.7 ile 1.7'yi çarpın. Etti 2.89. Kilonuz olan 80'i 2.89'a bölün. Sonuç: 27.68. Siz fazla kilolusunuz. Peki bu fazla kiloları nasıl eriteceksiniz? Ya gönüllü olarak, ya doktor tavsiyesiyle ya da zorla. Fransızlar'ın sağlığını en önemli sorun gören Cumhurbaşkanı Chirac, halka zorla spor yaptırmaya karar verdi. Sağlık Bakanlığı 22 Şubat'ta kampanya başlatıyor. Amaç, Fransızlar'ı günde hiç olmazsa yarım saat hızlı tempoda yürütmek. Hazırlanan afişlerde ilginç tavsiyeler var: Asansör yerine merdiven kullanın, köpeğinizle gezintiye çıkın, arabanızı gideceğiniz yerin 5 dakika uzağına bırakın, otobüs ya da metrodan bir durak önce inin... Siz de bu kritik eşiğe gelmeden birşeyler yapın. Örneğin elinizdeki gazeteyi okuduğunuz sürece ıvır zıvırdan uzak durun, sonra da evinizin önündeki, hatta sokağınızdaki karları küreyin. Ha gayret.
|