Son günlerde...
VİZONTELE TUUBA SORUNU: "Merhaba Hababam Sınıfı"nı seyrettim, pişman oldum.. "Okul"u seyrettim, pişman oldum.. Ve şimdi "Vizontele Tuuba" başladı ve ben üçüncü kez pişman olmaktan korkuyorum.. Gerçi ilk "Vizontele"yi seyrettiğimde büyük bir hayal kırıklığı yaşamamıştım.. Çünkü kendimi "Yılmaz Erdoğan skeçlerini televizyonda değil de sinemada izliyorsun, durumu böyle kabul et" diye ikna etmiştim.. Bu ikna yöntemi işe yaramış, amatör sinema eleştirmeni edasından sıyrılarak esprilerin zevkini çıkarmıştım.. Cem Yılmaz'ın müthiş performansı ve Kardeş Türküler'in yaptığı film müziği de işin cabasıydı.. En iyisi "Vizontele Tuuba" için de aynı yöntemi devreye sokmak.. Yoksa -Allah muhafaza- son çekilen Türk filmleri beni Türk sinemasına düşman edecek ki bunu hiç istemem.
* KURBAN NASIL KESİLİR?: Dindar çevreler son günlerde Diyanet İşleri Başkanı'nın yaptığı "Kurban vacip değil, sünnettir" açıklamasını tartışıyorlar.. Bana kalırsa Türkiye'de bundan daha öncelikli sorun kurbanın kesim tarzı.. Çünkü "vacip" de olsa, "sünnet" de olsa, kurban kesmek bu toplumun iliklerine kadar işlemiş bir ibadet.. O halde işin dini hükmüyle ilgili tartışmalar bir tarafa bırakılıp, her kurban bayramında yaşanan ve hiç de uygar olmayan görüntülerle ilgilenilmeli.. Bu sorun, dine uzak çevrelerin inatlaşma yaratan yakınmalarına meydan verilmeden dindarlar tarafından gündeme getirilmeli.. Çünkü sokak ortasında kesilen kurbanların ortaya çıkardığı görüntü, her şeyden önce dindarların sorunudur.. Kurban "vacip" mi, "sünnet" mi bilmiyorum ama bu olaya el koymak kesinlikle "farz"...
* BİR İSMET ÖZEL ŞİİRİ: Atmosfer yaratmaya önem veririm.. Müzik dinlemenin, kitap okumanın, film seyretmenin aynı zamanda bir zamanlama sorunu olduğunun bilincindeyim.. Peki kar yağdığında ne yapacağız? Cenap Şehabettin'in "Elhan-ı Şita"sı çok eski.. O halde alın size bir öneri: İsmet Özel'in "Karlı Bir Gece Vakti Bir Dostu Uyandırmak" başlıklı şiirini okuyabilirsiniz..
* GARAJ OPERASYONU: CHP Grup Başkan Vekili Ali Topuz, hakkında yazılan onca eleştiriye karşın tarzından zerre kadar ödün vermiyor.. Ve ben şimdi oturmuş, Topuz'u neyin motive ettiğini anlamaya çalışıyorum. Çeşitli görüşlerden kanaat önderleri yaptıklarınızın ve söylediklerinizin yanlış olduğunu söylüyorsa, siz bütün bu eleştirilere "Bunların hepsi AKP'li, tabii böyle söyleyecekler" diyerek kulak tıkayabilir misiniz? Kendinize biraz çekidüzen vermez misiniz? İşte bu yüzden Topuz'u anlamaya çalışıyorum ama ne yazık ki bir türlü anlayamıyorum.. Topuz, dün "AKP şeriatı getirecek, gerilla savaşı vermeliyiz" dedi ve bir kez daha Topuz sorununu düşünmeye başladım.. Aklıma "Garaj operasyonu" geldi. Yakın siyasi tarihimizin sosyal demokrat cephedeki bu önemli olayının ayrıntılarını anımsamaya çalıştım ama hiçbir done bulamadım.. Bu olayı bilenlerden yardım istiyorum.. Bana Topuz'un başrolde oynadığı "garaj operasyonu" nu anlatacak bir bilen arıyorum..
|