| |
|
|
İzmir denizle barışmış
Yılların valisi Yusuf Ziya Göksu "deneyimlerine, gözlemlerine" dayanarak anlattı: - Ankara, asık suratlıdır... Koyu renk elbiseli... İstanbul ise telaşlıdır... Vapura koşar, işe koşar... İzmir'e gelince... İmbat eser, insanlar sakinleşir... Ne asık surat görürsünüz, ne de telaş.
*** Bir pazar, öğleden sonra Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina ile İzmir'i dolaştık. İstanbul'da, Ankara'da "kış şartları" hüküm sürüyordu. İzmir'e gelince... Hava soğuktu ama insanlar "dışarıdaydı." Kimi kordonda yürüyüş yapıyordu. Kimi balık tutuyordu. Ve kimi de "piknikteydi."
*** Alsancak limanının yanı eskiden "pislikti." "Bataklıktı." Fabrika atıkları buradan denize veriliyordu. Koku, bir felaketti. Şimdi oralar "yeşil alan" olmuş. "Park, bahçe" olmuş. Etraf heykellerle dolmuş. Ve İzmirli mangalı yakmış, keyif çatıyor. "Biraz daha ileriye" gittik. "Bostanlı'ya doğru."
Kadınlar"aerobik" yapıyorlardı.
İzmir'in bir başka "kirli" yeri de Pasaport Vapur İskelesi'ydi. "O bölge de" temizlenmiş. Sahile "denize uzanan teraslar" yapılmış. "Teras Kafe"ler. Oturduk, İzmirliler'le birlikte çay içtik. Yürüyüş yaptık.
Ve gerçekten hiç "asık yüzlüye... Telaşlıya" rastlamadık. İzmir "denizle barışmış."
İzmir "nefes almış." Metro ve deniz ulaşımı "trafiği bir ölçüde rahatlatmış."
Ama "modern İzmir'in" hala bazı önemli eksikleri var.
Örneğin: Bu büyüklükte bir kentin kongre merkezinin olmayışı.
|