Babacan: Duruma hakimiz
EKONOMİ ile ilgili kişilerin bir süredir kaygıyla dile getirdiği tek konu var: "Kazanımlar, bir anda geri dönüş seyrine girebilir. Özgüven, piyasanın güveni için her zaman yeterli değildir." Nitekim, yedinci gözden geçirme çalışması için Ankara'da temaslarını sürdüren IMF heyetinin yaklaşımı da aynı yönde. Peki, bu tereddütlü yaklaşım ve ek önlem talepleri piyasaları dalgalandırır, aylar sonra faizi yeniden sıçratırken, acaba hükümet kanadı duruma nasıl bakıyor?
Cidde'de üç gün boyunca Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile fırsat buldukça konu üzerinde durduk. Babacan'a göre, ortada kaygı duyulacak bir durum söz konusu değil. Hatta şu kadarını söyleyebiliriz, hem Babacan hem de Maliye Bakanı Unakıtan aynı görüşte. O zaman, IMF neden böyle keskin uyarılarda bulunma gereği duyuyor? Babacan'a göre bu durum, IMF'nin davranış üslubundan kaynaklanıyor.
Yani, IMF sürekli tetikte duruyor ki, program işlesin. IMF, programda en küçük bir aksaklığa neden olabilecek kaçakların önünü kesmek için bu yönde uyarılarda bulunuyor. Babacan, bunları kayda geçirdikten sonra bir noktayı daha aydınlatma gereği duydu: "Önce, bizim davetimize icabet etmiş olmasına rağmen IMF'nin apar topar geldiğini söylediler. Sanki bir baskın yapılıyor havası yarattılar. Şimdi de programla ilgili kaygılar ortaya atılmaya başladı."
Korkuya gerek yok Babacan, bir yandan Cidde Hilton Oteli'nin ihtişamlı iç mekan görüntüsünü izlerken diğer yandan konuyu bugüne getirdi. IMF'nin çalışmalarını devam ettirdiğini ve yakın zamanda bunun sona ereceğini bildirdi. Hükümetin, geçmişte olduğu gibi bugün de popülist bir yaklaşım sergilemediğini, bunu da kendilerinden hiç kimsenin beklememesi gerektiğini vurguladı.
Babacan, şunları söyledi: "Bizim yerel seçimler için kesenin ağzını açmak gibi bir tavrımız olamaz. Popülist yaklaşımda bulunamayız. Bir seçim için bunu yaptığımız zaman, bütünü bozacağımızı biz görmüyor muyuz? Kimse bizden böyle bir şey beklemesin ve kaygıya kapılmasın. Duruma hakimiz." Babacan, kaygılı davranışların ekonomi üzerinde olumsuz etki yarattığını da kayda geçirdi. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan da farklı bir davranış sergilemedi. "Herkes bize güvensin, her şey yolunda" demekle yetindi.
Basket maçı gibi Hükümet kanadı bunu söylemesine rağmen, ekonomi ile ilgili kişilerin kaygısı öyle kolay ortadan kalkacağa benzemiyor. Özellikle, ekonomi tam yoluna girmiş gibi gözükürken, raydan çıkması halinde çok daha kötü sonuçlarla karşılaşılacağından korkuluyor.
Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan da bunlardan biri. Çağlayan, dünkü sohbetimize bir örnek vererek başladı: "Ekonomide dengeler de basketbol maçı gibidir. Basket, dört devrede oynanır. Birinci devrede, 'Önde gidiyorum' diye işi koyuverirseniz, bir sonraki devrelerde başınıza ne geleceği belli olmaz. Sizin açık ara ile önde olduğunuz bir maç, tersine dönebilir." Çağlayan bir tespitte daha bulundu: "Maçın henüz birinci devresi oynanıyor. Önümüzde üç devre daha var. Takım şimdiden performansını iyi kullanamazsa, ileriki devrelerde durum kötüye gidebilir..." Çağlayan'ı tanıyan herkes, bir şey söylediğinde onun gerisinde bir art niyet taşımadığını bilir. Geçmiş hükümetler döneminde ekonomi ile ilgili uyarılarında ne kadar haklı olduğu daha sonraki dönemlerde görülmüştür. Kaldı ki bu uyarılar sadece Çağlayan'dan değil, konuya duyarlı birçok kişiden geliyor.
Kaygı, hükümetin son dönemde harcamalar konusunda ipin ucunu biraz daha serbest bırakmasından kaynaklanıyor. "Acaba hükümet, bugüne kadar fırsat bulmadığı için mi böyle davranıyor? 'Biz şimdi verelim daha sonra toplarız' yaklaşımı mı var?" sorusu sıkça soruluyor. Her ne kadar Babacan ve Unakıtan, ortada bir sorun olmadığını belirtmiş olsalar da bu kaygıları giderme görevi de onlara düşüyor. Yoksa yukarıda oluşan kaygının, toplumun geniş kesimlerine indiğinde ne gibi sonuçlar doğurduğu da geçmiş derslerden çok iyi biliniyor!
|