ABD'ye arabuluculuk çağrısı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, dün BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile Davos'ta yaptığı görüşmede dile getirdiği "arabulucu tayin edilsin" önerisi KKTC tarafında "sürpriz" olarak değerlendirildi. Buna neden, KKTC Cumhurbaşkanı ve yakın çevresinin böyle bir gelişmeden haberdar olmaması... Nitekim, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da dün Ankara'ya adımını atar atmaz, Erdoğan'ın önerisi ile ilgili sorularla karşılaşınca şaşırmış bir tavır sergiledi.
Denktaş konudan haberdar olmadığını "İstenen arabulucu mu, yoksa yardımcı mı?" sorusuyla yanıtlayarak gösterdi. Hatta, biraz da sitem eder bir şekilde şöyle devam etti: "Arabulucu neleri kale alarak arabuluculuk yapacak? Görevi ne olacak?" Denktaş'ın bu söyleminden yola çıkarsak, hükümet ile KKTC Cumhurbaşkanı arasında bir diyalog kopukluğundan söz edilebilir mi? Yalnız Denktaş'ın değil, KKTC Cumhurbaşkanı'nın da yakın çevresiyle dün yaptığımız sohbetten yola çıktığımızda bu soruya verilecek tek yanıt var; "Evet" iddialarına göre, hükümet çevresinde Denktaş'a bu konuda herhangi bir bilgi akışı olmamış.
MGK'da kararlaştırıldı Konuyu biraz ayrıntılı irdeleyince, aslında kopukluğun Erdoğan hükümetinden kaynaklanmadığı da ortaya çıkıyor. Erdoğan'ın dün BM Genel Sekreteri Kofi Annan'a götürdüğü, "İki tarafa da güven veren bir arabulucu tayin edilsin" önerisi hükümet çevrelerinin iddiasına göre önceki gün yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında kararlaştırılıyor. MGK'nın 3,5 saat süren özel Kıbrıs gündemli toplantısında konu masaya yatırıldığında, ABD ve AB'nin Ada'da çözüm konusundaki yaklaşdeBu çerçevede özellikle ABD BaşkanGeorge W. Bush'un iki hafta önce Yunanistan BaşbakanSimitis ve Erdo'a gönderdiği, "Kıbrıs'ta çözüm biran önce bulunsun" yönündeki mektubu da masaya yatırılıyor.
Tercih Powell'dan yana Bush'un sadece mektup ile değil, bizzat devreye girerek sorunun çözümüne daha büyük katkıda bulunabileceği kayda geçiriliyor. ABD Başkanı'nın kendi hükümetinden birini veya yakın gördüğü üst düzey bir yetkiliyi arabulucu olarak atamasının sorunun çözümüne daha büyük katkı yapacağı görüşünde birleşiliyor. Hatta, bu misyonu ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın üstlenmesi isteniyor. Annan'ın temsilcisi De Soto'nun geri çekilip yerine yeninin birinin gelmesi önerisinin Annan'a iletilmesi MGK'da kararlaştNitekim Erdoda bunu dün Annan'a iletiyor. MGK sonrası yayınlanan bildiride de "Erdoğan'ın BM Genel Sekreteri ile konuyu ele almasının yararlı olacağı sonucuna varıldığı" belirtilerek kendisine böyle bir misyonun yüklendiği de kayda geçiriliyor.
Sonuçta Erdoğan, dün teklifini yaparken aslında Annan üzerinden Bush'a mesaj yolluyor. Nedeni de istenenin, "bir temsilci" değil, bizzat "arabuluculuk yapacak" bir kişi olmasÇünkü, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvaro De Sota bir süredir başka bir ülkeye büyükelçi olarak atanmış olması dolayısıyla aslında görevini tam yerine getiremiyor. Annan da bugüne kadar De Soto'nun yerine herhangi bir temsilci atamış bulunmuyor. Zaten hükümet de yıllarca Kıbrıs Özel Temsilcisi olarak görev yapan De Soto'nun çözüm konusunda bir adım atabileceğine inanmıyor.
Denktaş istemiyor Bu nedenle ABD BaşkanBush'un doğrudan devreye girerek göstereceği bir arabulucu vasıtasıyla çözümün daha rahat bulunacağına inanılıyor. ABD'de bu yıl sonunda yapılacak seçim de dikkate alınarak Bush'un, Ada'da sorun çözebilecek misyonu "severek" üstleneceğine inanılıyor. Bunun istenmesinin bir diğer nedeni de Washington yönetiminde Rum lobisinin ağırlığı koyabilme özelliğinin olması. ABD Başkanı'nın Ada'da çözüm ararken Rum lobisinden gelebilecek "çözüm istemeyen" yaklaşda bizzat görmesinin sahedefleniyor. Böylece baskunsurunun Türk tarafRum tarafda kayacagörüşü Ankara'da hakim oluyor. Bu nedenle sorunu çözecek, "ak sakal" veya "akil" olarak isimlendirilen kişinin bizzat Annan ve Bush tarafbulunmasisteniyor. Ankara'da devletin zirvesi bu şekilde düşünüyor. Ancak, KKTC Cumhurbaşkanve yakçevresine bakise hiç biri çözümü ABD'den beklemiyor. Hatta, Washington yönetiminin Kıbrıs'tan uzak durmasının yararlı olacağına inanılıyor. Denktaş'ın dün Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile yediği akşam yemeğinde ve iki gün içinde Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı ile yapacağı görüşmelerde masaya yatırılacak konu da dünden belli oluyor; "Akil kişi kim olacak ve hangi ülkeden gelecek?"
|