| |
|
|
Karikatürcünün özgürlüğü
Aydan Çelik, "Bak Buraya Çiziyorum" köşemizde bu kez BJK'yi konu etmiş. Esprisinin temeli şu cümleyle özetlenebilir: "Samsunspor maçında, hakem tarafından sırtından bıçaklanan Kartal, nasıl olur da intihar etmiş gibi gösterilir?"
Sarı lacivertli okurlarımız bozulacaktır: "Böyle bir karikatürün burada ne işi var; hani sen Fenerliydin?"
Ben şöyle düşünüyorum:
Evet Fenerliyim. Aydan Çelik'e de hiç katılmıyorum. Bence beş kırmızı karttan sadece Ahmet Yıldırım'a gösterilen tartışmalı. Ama karikatürcü arkadaşımız böyle düşünüyor, böyle hissediyor diye onu engellemem.
Eğer öyle bir şey yapmaya kalkışırsam... Maçı izlemeye gelen 'misafir' Daum'un, 100'üncü yılda takımı şampiyon yapan Lucescu'nun ve hataları olsa dahi "gördüğünü çalan" hakemin kafasına buzlu kar topu atan... Samsunlu futbolcuları kar topu yağmuruna tutan... Ve sürekli küfreden o fanatik, o kaba, o hırçın zihniyetten ne farkım kalır?
***
Ağır yaralı Kartal'ı bir an için unutalım ve soralım: N'olacak bu Fener'in hali?
Herkes "İşlemeyen orta saha ile takım yürümez" dedi. Ama henüz değişen bir şey yok. Alına alına yine bir forvet oyuncusu olan Nobre alındı.
Her ne kadar çağdaş futbolda orta saha çok önemliyse de bu bir tabu' değil. Örneğin Mustafa Denizli döneminde de orta saha zayıftı. Ancak takım öyle bir hücum futbolu oynuyordu ki 3 yiyip 4 atabiliyordu.
Şimdi ise orta sahanın mutlaka güçlü olması gerekiyor. Aksi halde... 1) Hücum oyuncuları top alamıyor... 2) Ve defans aynı İstanbulspor maçında olduğu sık sık rakip forvetle baş başa kalıyor.
Daum'un ne düşündüğünü ben anlayabilmiş değilim. "Maçı titreye titreye bitirdik" demesine bakılırsa, o da kaskatı kesilmiş durumda.
|