| |
|
|
Yurtdışına okumaya giden gençler geri dönecek mi?
Arkadaşımız Pınar Şengül'ün, "Altın Çocuklar" başlıklı yazı dizisi dün başladı. Konu: Yurtdışına, özellikle de ABD'ye okumaya gidecek olan başarılı liseliler... Bir aksilik olmazsa seneye ABD'de olacaklar.
*** Dizinin editörlüğünü yapan arkadaşımız Fikret Eser, dünkü bölüme "Gidiyorlar ama dönecekler" başlığını koymuştu. Gerçekten de gelecek hakkındaki düşüncelerini anlatan öğrencilerin hemen hepsi eğitimlerini tamamladıktan sonra Türkiye'ye dönmek istediklerini söylüyordu. Yani başlıkla içerik uyuşuyordu.
Peki acaba o içerik hayatla uyuşuyor mu? Sanmıyorum!
*** Eskiden, yuvarlak hesap 1923'ten 1980'e kadar, milli ekonomi ve kalkınmacı ideoloji Türkiye'de hakimdi. Yurtdışında okuyan öğrencilerin çoğunluğu büyük bir heyecanla ülkesine dönerdi. Onlar kendilerini Türkiye'yi kalkındırma misyonuna sahip aydınlar olarak görürdü. Ya şimdi?
Dönenlerin sayısı giderek azalıyor. Yola çıkarken bizim dizide de ifade edildiği gibi, büyük ideallere sahip oluyor gençler. Çünkü henüz 'Türkiye çerçevesinde' düşünüyorlar. Ayrıca ailelerine de bağlı oluyorlar.
Ama gittikten sonra dünya görüşleri değişmeye başlıyor.
Özellikle ABD'deki ileri teknoloji, serbest hayat, refah, çalışanın önünün kesilmeyeceğine olan inanç baskın çıkmaya başlıyor. İletişim ve internet sayesinde sıla hasreti azalıyor. Herkes istediği anda ailesiyle görüşebiliyor.
Derken globalleşen dünyanın çekimi başlıyor. Türkiye'de ayda bin dolar kazanmak yerine, diyelim ki Tayvan'da, üstelik genç bir yaşta ayda beş bin dolar kazanmak cazip geliyor. Kulaklar MIT'de, Stanford'da çok başarılı olmasına karşın ülkesine döndüğünde, "Kardeşim burası Amerika değil Türkiye, haddini bil" diye itilip kakılan mühendis arkadaşların anılarıyla doluyor.
Ve bugünün idealisti, yarın bir realiste dönüşüyor. Velhasıl bu tip dizileri okurken sevinemiyorum; içime bir hüzün çöküyor.
|