Tüketici Yasası var uygulaması yok
Avrupa Birliği'ne (AB) adım atmak adına kendimize çeki düzen vermeye çalıştığımız konulardan birisi de tüketicinin hakları ve tüketim güvenliğinin sağlanması yönünde yapılan göstermelik yasalardır. Zira, yasayı yapanlar, her ne hikmetse uygulamaya bakan tarafında yeterli düzenleme yapmayı lüks olarak görüyorlar. Bu sebepten olmalı ki, AB'nin Türkiye'yi eksik bulduğu değerlendirme raporunda konu aynen şu ifadelerle yansıdı; 'Tüketici hakları ve güvenliği konusunda gereken yasal düzenlemeler yapılmamıştır.' Bu ifadenin ne kadar gerçeği yansıttığını Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'a sormaya gerek kalmadan şahit olduk. AB gözlemcileri yerden göğe kadar haklılar. Kamuoyunun 'Tüketici Yasası' olarak bildiği devletimizin de 'Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun' şeklinde lanse ettiği yasa AB şartlarına ve standartların uygun hale getirilerek 14 Haziran 2003 tarihinde yürürlüğe girdi. Yasayı matbu hale getirenler, maalesef arka planını boş bırakıp, alt yapısını kurmamışlar. Yasa var diye, tüketici derneklerinin kapısını çalmak, devlet makamlarında hak aramak henüz mümkün görünmüyor. Ya da geç gelen, bıktıran bir çözüm oluyor. Özellikle de bizdeki esnaf sınıfının şark kurnazı takımıyla problem yaşamışsanız tamamen çıkmaz yoldasınız demektir. İl ve ilçelerde kurulu bulunan Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı'nı buluncaya kadar akla karayı seçiyorsunuz. Aldığınız malın meblağı yüksek ise zaten tam bataktasınız. Volvo'dan bir araç aldım. Çocuk kilidi arızalı çıktı. Servisler yağsız olabileceği düşüncesiyle iş emri açmadan, kilidi her şikayetçi oluşumda yağlayıp gönderdiler. Sorun giderilmeyince, bir servis kapıyı indirdi. Kilidi inceledi. Yapım hatası olduğu ortaya çıktı, ama garanti süresi bir ay geçmişti. Önemli bir meblağ tutmayan bu soruna ne servisi, ne de Volvo'nun Türkiye merkezi çözüm buldu. Büyük firmaların Türkiye'de dikkat almadığı 'Tüketici Yasası' bu defa Avcılar 5-Yolu üzerinde bulunan Darbaz Halı'da karşıma çıktı. Aslında ismiyle müsemma olan darb-ı az müessesinin, meğer garanti belgelerine yansıttığı ifadelerine güvenimizde az olmalıymış, ama darb-ı mesel olduğunu geç fark ettik. İki yıl önce bu Darbaz'dan iki adet ithal Nepal türü halı aldım. Ağustos ayında, 10 yıllık garantisinin selameti açısından götürüp bu beylere kuru temizlemeye verdim. Onlarda halıları temizlemek yerine sağını solunu ağartıp, rengini değiştirme becerisini gösterip eve gönderdiler. Darb tarafı da güçlü olan mağaza sahibiyle görüşmemiz, karakolda bitti. Temizlik için vermediği faturayı karakol sonrası kesip çöpe atmayı akıl etmiş, ama halıyı satın aldığımda garanti belgesini elime verdiği halde, eve göndereceğini söz verdiği faturadan haber yok. Maliye Bakanlığı yetkilileri de bizi 3 aydır oyalıyor. Bir milyonluk işle, bir milyarlık işi ayıramadıklarından ithal halının yurda nasıl sokulduğunu henüz keşfedemediler. Kanunu uygulayan Sanayi ve Ticaret Bakanlığının İstanbul İl Müdürlüğü'ne ise bir tüketici derneği kanalıyla baş vurdum. Meblağa düşük diye onlarda topu Avcılar Kaymakamlığı'ndaki Tüketici Hakem Heyeti'ne attı. Hakem heyeti de meblağ yüksek diye Tüketici Mahkemesi'ne havale etmiş, ama davaya bakacak gönüllü avukat bir aydır ortada yokmuş. 4'cü aya girdik. Ağartılmış halılar Darbaz'ın mağazasında mahzun ve biz kurumların kapısında tüketici olarak hak arıyoruz. Garanti belgesine uyulmamış, ayıplı hizmet verilmiş, fatura kesilmemiş, taşımalar esnasında irsaliye düzenlememiş. Kanunsuzluk adına ne ararsan var ama yasanın getirdiği çözüm yok. Bu 'Tüketici Yasası', tüketiciyi tüketmek için var, anlaşılan...
|