Deniz yakıtı Maliye'ye takılıyor
Yeni yıldan itibaren deniz araçlarında kullanılacak akaryakıtın Özel Tüketim Vergisi'siz (ÖTV) satılmasına yönelik 'Başbakanlık Kararnamesi'ni hayata geçirmek için Maliye Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Denizcilik Müsteşarlığı ve Deniz Ticaret Odası (DTO) tarafından çalışmalar yapıldı. Ancak, denizde akaryakıtı yüzde 60 oranında ucuzlatacak bu uygulama için hazırlıklar menfaat çatışmaları sebebiyle aksayacak gibi görünüyor. Maliye Bakanlığı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı açıklamaya, kararnamede altına koyduğu imzaya rağmen, 'Denizde akaryakıtı ÖTV'li mi, ÖTV'siz mi satmalıyız?' ikilemini aşabilmiş değil. Hatta, böyle bir indirimle devletin gelir kaybedeceği endişesiyle hareket eden Maliye bürokratları, bir nevi bürokratik problem çıkarıyorlar. Ve 2004 yılına 10 gün kalmasına rağmen bu yönde bir 'tebliğ' yayınlamış değil. Maliye Bakanlığı, diğer yandan da kararnameye rağmen akaryakıtı ÖTV'li satıp, belge getirenlere vergi iadesi yapılması yönünde çalışmalar yapıyor. İşin esprisini öldürecek bu mantıkla, denizcilik sektörüne fayda sağlanamaz. Daha önce iadelerden ağzı yanmış iş dünyasında, 6 ay sonra iade edilecek parayı kim, hangi güvenle bekleyebilir? Bu uygulama navlunlara hangi mantıkla yansıtılır? Üzerinde iyi düşünülmesi gerekir. Bir başka problem ise ucuz akaryakıtı kimin dağıtacağı, hangi şirketlerin, nasıl bir kriterler çalışacağı hususu. DTO yetkilileri uzun süredir bu işin peşindeler ve akaryakıt dağıtımında görev alarak hem belirleyici olmak hem de pastadan önemli bir payı kaçırmak istemiyorlar. Belirsizliğini koruyan bu konu sebebiyle Maliye Bakanlığı'nda işlerin yavaş gitmesi DTO'nun da işine geliyor. Ancak, denizcilerin akaryakıt dağıtım işine girerek belirleyicileri olmaları, uzun vadede kendilerine menfaat getirmeyecektir. Onlara düşen ucuzlayan akaryakıtla deniz ticaretini geliştirmek olmalı. Bu işin koordinasyonunu ve disiplinini ise akaryakıt sektörü yapmalıdır. Rant kavgası, sektörler arasındaki diyaloğu da bozabilir. Dikkat etmek gerekir. Ayrıca, DTO yetkilileri, ucuz akaryakıtı kendi uhdelerine almak, karne dağıtımı üstlenmek gibi görevlere paralel olarak, kanallarla üye sayısını da artırmayı planlıyorlar. Balıkçılar dışında DTO'ya üye olmayana imkanı vermemek gibi düşünceleri söz konusu ki, nahoş bir durum. Bir koyundan birkaç post çıkarma girişimi, ancak denizcilik sektörü için yapılacak iyiliklerin önünü keser. Bilinmesinde fayda var. Ulaştırma Bakanlığı Denizcilik Müsteşarlığı'nın, yapılan bu olumlu işlerde sesini yükseltmemesi, sektörde hakim role girmemesi de başka problem. Zira, Müsteşarlık Eylül'den bu yana ÖTV'siz akaryakıt için hazırlıkları yaptı. Jurnalleri bastırdı, gerekli eğitimleri ilgili personele verdirdi. Ama Maliye Bakanlığı ve DTO arasında sıkışıp kalmış durumda. En azından bu uygulama, tescilleri olan, karnesi bulunanlar için söz verildiği tarihten itibaren hayata geçirilmelidir. Denizcilik Müsteşarlığı, DTO'dan daha fazla yönlendirici olmalıdır. DTO örgütlü olduğu 14 limanda karne dağıtımına soyunurken, 68 limanda örgütlü bulunan Denizcilik Müsteşarlığı ne yapacak? Ya da 14 liman dışındaki ÖTV'siz akaryakıt karneleri nasıl sağlanacak? Maliye Bakanlığı acele etmeli, petrolcüler kendi alanlarına sahip çıkmalı, DTO yetkilileri biraz düşünmeli...
|