Ortadoğu'da strateji ve eylem
Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin ekonomi ayağında; 'Her şeye yeniden başlanacak' gibi bir izlenim var. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın ziyaretiyle, şu ana kadar formaliteden öteye geçmeyen iki ülke arasındaki ilişkilerin, kısa süre içinde anlaşma maddesi olmaktan çıkıp, uygulama safhasına geçeceğini söyleyebiliriz. Böylece Türkiye için Ortadoğu'da hem yeni ticari alan hem de yeni bir güzergah ortaya çıkacaktır. Türkiye-Suriye Ekonomik, Bilimsel, Teknik ve Ticari İşbirliği Karma Komisyonu Altıncı Dönem Protokolü'nün Onaylanması Hakkında Karar'da bahsettiğim detayları görmek mümkün. İki ülke halkı arasında tarihi bağların olması ve ilişkilerde bir problem yaşanmayacağı gerçeği, devlet makamlarının belli sebeplerden karşılıklı husumetleri sebebiyle işbirliği boyutuna gelemiyordu. ABD'nin bölgedeki varlığı ve yeni dünya düzeniyle Suriye farklı strateji gütmek zorunda kalınca, Esad Türkiye'nin kapısını çaldı. Fakat, Türkiye-Suriye ilişkilerinin bu noktaya gelmesinde Atilla Ateş Paşa'yı unutmamak lazım. 16 Eylül 1998'de, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ateş Suriye'ye sınır Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde şu konuşmayı yapmıştı: "Suriye gibi komşular, iyi niyetimizi yanlış tefsir ediyorlar. Apo denen eşkıyayı destekleyerek Türkiye'yi terör belasına bulaştırdılar. Türkiye iyi ilişkiler konusunda gerekli çabayı gösterdi. Türkiye beklediği karşılığı alamazsa, her türlü tedbiri almaya hak kazanacaktır. Artık sabrımız kalmadı." Atilla Paşa'nın bu konuşması Suriye'de bir çok şeyi değiştirdi. Önemli bir ağızdan çıkan bu sözler caydırıcı oldu. Apo Suriye'den çıkarıldı. Bol strateji üretip, eylem yapmamanın bir şey ifade etmediğini yetkililerimiz öğrendi. Değişen dengeler sonrası Beşar Esad'ın ziyaretinin gerçekleşmesiyle, Türkiye bölgede kendini yeni görevlere, ticari aktivitelere, yeni stratejilere ve eylemlere hazırlamak zorunda.
Erdoğan'ın aday politikası İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na yeniden aday olmak için Ali Müfit Gürtuna'nın her yolu denemesine rağmen sonuç alamadı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise kendini başbakanlık koltuğuna taşıyan belediye başkanlığı dönemindeki birikim ve tecrübeleriyle, mahalli seçimlere hazırlanan adayları gözlemliyor. Gürtuna da, bir çok sebeple birlikte Erdoğan'ın hizmet ve insani kriterlerine takılanlardan birisi. Bunun anlamı şu; Erdoğan'ın belediyedeki çalışma arkadaşlarına fırsat vermeyen, Ak Parti'nin kuruluş aşaması ve sonrasında sürekli geri planda kalan Gürtuna ve kendisine yol haritası çizen arkadaşları mahalli seçimlerde ikinci planda kalacak. Ak Parti ise mahalli seçimlerde, popülist adaylardan ziyade, donanımlı yerel adaylara yöneliyor. Belediye seçimlerini kazanma hesabından ziyade hizmet üretecek ve partiyi gelecek yıllara taşıyabilecek adaylar üzerinde duruluyor. Bu sebeple, İstanbul Belediyesi'ndeki Erdoğan'ın yakın çalışma arkadaşları Türkiye'nin çeşitli noktalarında birer aday olarak karşımıza çıkıyor. Mesela bunlardan birisi, Erdoğan'la tanışıklığı eskilere dayanan, belediyede beraber çalışmalar yürüten, Kütüphane ve Müzeler Müdürü Ali Mazak. İstanbul'a hizmet edenlerin Türkiye açılma stratejisi çerçevesinde Mersinli Ali Mazak da, İstanbul'un herhangi bir ilçesinden değil, daha önce milletvekili adayı olduğu Mersin'in Büyükşehir Belediye başkanlığına aday. Bakalım göç alan illerdeki yerel siyasiler şehirlerini nasıl geliştirecek?
Botaş'ın 4 yılı ibra edilmeli TBMM'de yapılan KİT Komisyonu Toplantısı'nda BOTAŞ'ın 98-99-2000 ve 2001 yılı hesapları ibra edilmedi. Petrol Kanunu'nun getirdiği yükümlülükler nedeniyle gizli yapılan oturumda, alt komisyonlarda gündeme dahi gelmeyen konuların tartışılarak, somut bir sebep bulunmamasına rağmen BOTAŞ'ın 4 yıllık hesapları ibra edilmedi. Bakalım, soruşturma esnasında dava açılmasını gerektirecek ne tür konular ortaya çıkacak?
|