Eski temettü alışkanlığıyla yeni borsa dalgası yakalanmaz
Sermaye Piyasası Kurulu, borsayı canlandırmak amacıyla şirketleri yeniden temüttü dağıtmaya zorlamaya hazırlanıyor. Şirketler kâra geçtiğine, 2000 sonrasındaki piyasa resesyonunda dünyada temettüye yeniden dönüş olduğuna göre, Türkiye de bu konuda adım atmalıydı. Ancak bu temettü olayı geçmişteki gibi olacaksa, hisse senedi işinin tabana yayılmasına, piyasanın büyümesine bir katkısı olmayacak. Çünkü, Türk şirketleri geçmişte temettü dağıtımının zorunlu tutulduğu, bunun asgari oranının yüzde 50'ye çıkarıldığı yıllarda da, kâr payı dağıtırmış gibi yaptı. Bir eliyle temettü olarak verdiğini, diğer eliyle bedelli sermaye artırımı olarak geri aldı. Hatta verdiğinden daha fazlasını aldı. Bitişikteki grafikte yıllar itibariyle borsa şirketleri tarafından dağıtılan temettü ve bedelli sermaye artırımları yer alıyor. 1986-2003 dönemini kapsayan 18 yıllık sürede 10.1 milyar dolarlık kâr payı dağıtımına karşılık, 13.6 milyar dolarlık sermaye artırımına gidildi. Yani şirketler dağıttıkları temettünün 3.5 milyar dolar üzerinde bir sermaye artırımı yaptı. İMKB'nin ortalama halka açıklık oranı yüzde 25. Dolayısıyla halka açık kısma düşen sermaye artırımı 3.4 milyar dolar, temettü miktarı da 2.5 milyar dolar oluyor. Böylece geçtiğimiz 18 yılda elinde halka açık hisse senedi bulunduranlar bırakın temettü almayı, hisselerini korumak için ceplerinden 889 milyon dolar daha para çıkarmak zorunda kaldı.
Davranışın nedeni Şüphesiz bu rakamlar geneli yansıtıyor. Elbette bu durumu bozan bazı şirketler var. Son beş yılda düzenli temettü ödeyen 28 borsa şirketinin varlığı da bunu gösteriyor. Ancak bu sayı son derece yetersiz. Halka açık şirketlerin bu davranışında ana ortağın temettü konusundaki tutumu yanında, düşük karlılık düzeyinin ve yüksek enflasyon ortamında şirketlerin sermaye gereksiniminin önemli rolü olabilir.
Temettüsüz asla- 2000 sonrası dünya trendinde artık temettüsüz ve kurumsal yönetişimsiz borsa olmuyor. Üstelik Türkiye gibi, uzun yıllar aradan sonra düşük enflasyon ortamına geçerken temettünün borsa performansı üzerinde etkisi daha da büyüyor. 2001 krizi sonrasında reel şirketlerin sermayeye olan ihtiyacı çok daha artmışken ve 2004 yılında uygulanacak enflasyon muhasebesi ile bu ihtiyaç daha da şiddetlenecekken, halka açık şirketler hangi yatırımcı tabanından bunu karşılayacaklar? Halka açılmayı bekleyen yığınla şirket uygun ortamı kollarken, temettü dağıtımı olmayacaksa, yatırımcılar niye hisse senedi alsın? Eğer şirket kâr etmiyorsa buna ortak olmanın anlamı yok. Kâr edip de, bunu dağıtmayan bir şirketten küçük hissedarları ilerki yıllarda daha hızlı büyüme, daha kârlı çalışma ve bugün vermediği temettünün daha fazlasının kendilerine dönmesini beklerler.
Şirketlere düşen Bu nedenle artık her borsa şirketinin bir temettü politikası olmalı. Şimdilik bunun sayısı sadece üç şirketle sınırlı. Önceden kamuoyuna açıklanacak bu politikaya da sadık kalınmalı. Yoksa kişisel yatırımcı ağırlıklı ve bu yatırımcıların da, bir aracı kurum batışlarından, bir şirket batışından büyük mağduriyetler yaşadığı, piyasaya güveninin iyice azaldığı bir ortamda, yeni bir büyük borsa dalgası yakalamak çok güç olsa gerek.
Sonuç- "Geri vermeyeceğini almak, aldatmaktır" P.Syrus
|