Türkiye Sol’unu arıyor
Herhangi bir sistemin 'kriz' halinde olup olmamasını tanımlayan pek çok unsur vardır. Bir sistemin kriz içine girdiğini tanımlayan en önemli unsurlardan biri, sistem içinde birbirine alternatif olarak öne çıkan partilerin siyasi yelpazenin aynı kanadına düşmesidir. Türkiye'de çok uzun zamandan beri sağ partilerin alternatifi sadece sağ partiler olagelmektedir. Bu da bir tür 'kriz' durumudur. Siyasal sistemin sağlıklı işlemesi için sağ'ın ve sol'un birbirinin alternatifi olarak kamuoyunun önüne çıkması gerekir. Bu, 'liberal', 'sol' ve 'muhafazakar' değerlerin siyasal sistem içindeki dolaşımının verimli olmasını sağlamak içindir. Dünyada çok uzun zamandır, gerçek bir 'sol siyaset'in sesi çıkmıyor ya da güçlü bir biçimde siyasi sahnede varlık bulamıyor. Yeni sağın ideolojisi olan neo-liberal politikaların sağ ve sol yelpazeden üretilmesi biçiminde tekdüze bir gidişat var: 'Sağ neo-liberalizm'in alternatifi, 'sol neo-liberalizm' oluyor...
***
Tıpkı bunun gibi, Türkiye'de de 'sağ siyaset'in alternatifi sağ'la tanımlanıyor. Sol adına varlık bulan siyaset biçimlerinin ya içi sağ, ya da başarıları konjonktürel oluyor. Bugün Türkiye açısından, sol siyasetin ortada olmaması ciddi bir boşluk yaratmaktadır. Sol siyaset ortada olmayınca, siyasetin ihtiyaç duyduğu diyalektik işlememektedir. Sol'un siyasete en büyük katkısı olan 'fikir temelinde siyaset' açısından ciddi boşluklar ortaya çıkmakta, sağ'ın pratikliğe odaklanmış refleksleri siyasi alanı aşırı derecede doldurabilmektedir. Sağ ve sol arasındaki ayrım felsefi bir temelden güç alır ve esasında 'kamu siyaseti' ekseninde şekillenir. Sağ 'istikrar' ve 'süreklilik' fikrini öncelerken, sol 'değişim' fikrini esas alır. Bu bakımdan sağ, 'eşitsizlikleri' süreklilik mekanizması içinde zamanla çözülecek sorunlar olarak ele alırken; sol, bizzat 'eşitsizliğin çözümü'nü esas alarak siyasete başlar Türkiye'nin esas problemi sağ'a ve sol'a ait tüm dinamikleri ve unsurları sadece sağ'ın içinde tartışıyor olmasıdır. Süreklilik ve gelenek, değişim ve reform sağ'ın içinde dolaşmaktadır. Sol siyaset ise siyasi tarihin belli bir basamağında donup kalmış bir şekilde, legal siyaset alanında temsil edilmektedir. Oysa uzun zamandan beri muhalefette olan sol siyaset'in, muhalefette olmanın kazanımlarıyla 'değişim', 'reform' ve 'dışa açılma' gibi dinamikleri içermesi gerekirdi. Şimdiki durum bunun tam tersidir; sol siyaset kendisini 'statüko' ile eş anlamlı kılmıştır. Bunun en büyük sebebi, sol siyaset'in Türkiye'deki 'siyasal genetiği' gereği kendisini 'devlet'le özdeşleştirmiş olmasıdır. Sol siyaset, 'kamu siyaseti' temelindeki siyasi tartışmaların ve ayrışmaların dışında, 'devlet' ve 'öteki' mantığına göre tanımlanmış bir 'uzay'da yaşamaktadır. Anamuhalefet partisi, Türkiye'nin son derece dinamik tartışmalarla yüklü olması gereken bu döneminde, 'toplumsal muhalefet' adına hiçbir cazibe üretemiyor. Böylece Türkiye, demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan 'muhalefet' kavramının getirilerinden uzak kalıyor. Sol siyaset'i temsil eden CHP, 'toplum adına muhalefet' dediğimiz ve demokratik siyasetin temelini oluşturan kavramdan giderek uzaklaşıyor. Buna karşılık 'devlet adına muhalefet' denilebilecek ve 'siyasetsizleşmenin' temelini oluşturan statükocu reflekslerle içiçe geçiyor. 'Kamu siyaseti' alanında bir bakış ve açı sunmaktan çok, 'kamu'nun bizzat kendisi gibi davranmak, hem siyaset ve demokrasi karşıtı bir durumdur, hem de Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu sol siyasetin kısırlaştırılması anlamına gelmektedir.
***
Sol siyaset olmadan demokrasinin verimli işlemesi, 'liberal', 'muhafazakar' ve 'sol' değerlerin sistem içindeki dolaşımının sağlıklı olması ise mümkün değildir. Bu nedenle gerçek bir sol siyaset'in olup olmaması, sadece sol'da siyaset yapanların değil, siyasi yelpazenin tüm mensuplarının sorunudur. Türkiye'nin anamuhalefet alanı sol adına siyaset yaptığını söyleyen bir parti tarafından doldurulmasına rağmen, bu, sol siyaset ihtiyacını gidermemiş, aksine daha da büyütmüş ve kışkırtmıştır. Sol'da siyaset yapanlar, 'statüko adına siyaset' kısır döngüsünden kurtulmayı başarıp, toplum adına siyaset' aşamasına gelinceye kadar da bu ihtiyaç büyüyecektir. Türkiye sol siyaset'ini aramaya devam etmektedir.
|