Milli Güvenlik Kurulu bu sabah Çankaya Köşkü'nde, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in başkanlığında toplanıyor... MGK'nın gündeminde "sıcak gündemin bütün konuları" var.
Yani "Kürtçe eğitim... Kürtçe yayın."
Yani "Avrupa Birliği."
Yani "bölücü terör."
MGK'nın toplandığı gün hem "Milli Güvenlik Kurulu" ve hem de "sıcak gündem" konularında bazı ayrıntılar vermek istiyoruz.
ULUSAL GÜVENLİK
MGK'nın kurulmasına ilişkin 2954 sayılı yasada bir "kavramdan" bahsedilir:
"Ulusal Güvenlik Kavramı."
Kavramın içine "Anayasal düzen" de girmektedir, "bölünmez bütünlük" de, ülke çıkarlarının "iç ve dış tehditlere karşı korunması" da.
MGK, bütün bunların konuşulacağı "Anayasal bir kurul."
Ve ülkemizde, toplantı öncesinde, "toplantının gündemi ile ilgili prova yapılan" tek kurul.
"Ayrıntı" verecek olursak...
Eğer bugünkü MGK toplantısında, MGK üyelerine bir "bilgi" verilecekse...
Ki verilecek.
Bir "sunuş" yapılacaksa...
Ki yapılacak.
Bu "bir gün önceden" prova edilir.
Ki edildi.
ASKER VE AB
Bir başka ayrıntı da "askere... Askerin AB konusuna yaklaşımı" ile ilgili.
"Burada" iki konuyu birbirinden ayırmak lazım.
Bir:
Asker "kesinlikle... Ama kesinlikle AB'ye karşı değil."
Askerin penceresi "Batı'ya dönük."
İki:
Ama aynı askerin Batı'ya... Özellikle de Avrupa'ya karşı bazı "rezervleri" var.
AÇIK VE ÖRTÜLÜ
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu:
- Türkiye, dışardan destekli önce Asala, sonra PKK terör örgütü ve diğer terör örgütlerine karşı yürüttüğü mücadelesinde uluslararası platformda beklediği desteği maalesef görememiştir. Hatta bazı müttefiklerimiz açık bir şekilde, bazıları da örtülü olarak bu örgütleri desteklemişlerdir. Halen birçok Avrupa ülkesinde de, Türkiye'ye yönelik faaliyet gösteren terör örgütleri mensupları himaye, destek ve koruma görmeye devam etmektedirler. (x)
NE DEĞİŞTİ?
PKK, ani bir kararla isim değiştirdi.
"PAG" oldu.
Oldu da, ne değişti?
"Temel hedef" yine aynı:
"Türkiye'yi bölmek."
"İsim değişikliğinin" gerekçesi ise...
Batı'nın "terör örgütleri listesine" girmemek.
Bunun içindir ki...
PAG, her Avrupa ülkesinde "mümkünse başka isimlerle" örgütlenecek.
"Temsilcilikler" açacak.
Ve "ulusal kurtuluş mücadelesini (!) bu şekilde yürütecek."
Yürütürken de "silahlı unsurlar, çalışmalarına devam edecek."
Çalışmaların başında "Güneydoğu'da mayın döşeme işi" var.
Bütün bunlar PKK'nın ya da PAG'ın "tek başına ürettiği politikalar" değil.
Batı'daki dost ve müttefikimiz olan "akıldanelerinin" ürettikleri politikalar.
BRAVO GÖKHAN BEY
Yine bir ayrıntı...
"Geçenlerde" OHAL Bölge Valisi Gökhan Aydıner'in bir "söylemi" olmuştu.
Gökhan Bey "PKK artık güvenlik güçlerimizin karşısına çıkamıyor" demiş ve eklemişti:
- Bu defa da mayın döşeyerek insanlık suçu işliyorlar.
2001'de mayından 33 güvenlik görevlisi ve sivil vatandaş yaralanınca...
Beş kişi yaşamını kaybedince...
"Mayın olayları" 2002'de de devam edince...
Gökhan Aydıner mayınların "menşeini" açıklamıştı.
Bazı yabancı ülkelerin "isimlerini" vermişti.
"Bu ülkelerden birinin büyükelçisi" hemen kağıda, kaleme sarıldı.
OHAL Bölge Valisi'ne bir mektup yazdı.
"Üzüntüsünü" bildirdi.
Gökhan Aydıner "yılların valisi."
"Deneyimli bir devlet adamı."
Büyükelçi'ye "yanıt vermedi."
Sadece, Büyükelçi'nin mektubunu "Dışişleri Bakanlığı'na" gönderdi.
Büyükelçi'ye "muhatabınız Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı'dır" dercesine...
"Ders verircesine."
Büyükelçi mektubunda "üzgünüm" diyordu.
Gökhan Bey ise, Dışişleri'ne yazdığı yazıda şöyle haykırıyordu:
- Ben çok daha üzgünüm... Zira... Son ele geçen mayınlar şu... Şu ülkelerde üretilmiş.
Ülkelerden biri "üzgün büyükelçinin ülkesi."
DIŞ VE İÇ TEHDİT
"Asker AB'ye kesinlikle karşı değil" demiştik.
Gerçekten değil.
"Siyaset sektörünün" bunu iyi anlaması gerek.
Ancak...
Yine siyaset sektörünün "askerin hassasiyetlerini de" çok iyi kavraması, değerlendirmesi ve hatta "Batı'daki platformlara taşıması" gerek.
Konu "buraya" gelmişken...
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun "şu analizini" başta siyaset sektörü olmak üzere, herkesin dikkatine sunmakta yarar var:
- Türkiye'nin yer aldığı coğrafya, yeni güvenlik ortamında tanımlanmış tüm tehditlerin (etnik çatışmalar, terörizm, kitle imha silahları, vs.) merkezinde bulunmaktadır. (xx)
Org. Kıvrıkoğlu'nun "söylemi" sürüyor:
- Böyle bir coğrafyada yer alan Türkiye için, irtica ve bölücü terörden kaynaklanan iç tehdit, ulusal güvenlik açısından önemini korumaya devam etmektedir. (xxx)
ZAYIF HALKA
Askerin "sınırları" Anayasa ile belirlenmiş. Asker "demokrasinin işlemesinden... Demokratik kurumların saygınlığını korumasından" yana.
Ve asker "AB yanlısı."
Ama aynı asker "bölücü terörün bazı AB ülkelerinden gördüğü himayeden" fazlasıyla rahatsız.
Bu nokta "gündemin sıcak konusunun en zayıf karnı."
Asker şimdi herkesin dikkatini bu "en zayıf noktaya" çekmek istiyor.
SON DAKİKA
Yazımızın sonunda bir "son dakika gelişmesinden" söz edeceğiz.
Askerin "son araştırmasından."
Araştırma "çok ciddi... Kapsamlı."
Fakat şu an itibariyle de "çok gizli."
"Konu" şu:
Yıllardır teröre karşı başarılı bir mücadele veren asker, "ele geçirdiği silahları... Mayınları" tek tek değerlendirmeye tabi tutuyor.
"Geriye dönük olarak" binlerce... Onbinlerce silah inceleniyor.
"Seri numaraları" çıkarılıyor.
Ve "bu silah ve mayınların" hangi tarihte, hangi ülkede, hangi fabrikada üretildikleri saptanıyor.
"Çalışma" bitince...
Türk Silahlı Kuvvetleri "işte şeffaflık" diyecek.
Elindeki "bilimsel verileri" bütün platformlara taşıyacak. Hem "içeriye."
Ve hem de "uluslararası platformlara."
Bakalım o zaman, "kim, ne diyebilecek?"
NOT:
(x) Savunma ve Havacılık - Sayı 88 - Sayfa 11
(xx) Aynı Kaynak - Sayfa 20
(xxx) Aynı Kaynak - Sayfa 20