Geçen gün bizimkiler sabah alışverişten döndüklerinde paketlerden birinden inanılmaz iştah açıcı kokular geliyordu. Kapı ile mutfağa kadar olan bölümü burnum havada, onları takip ederek gittim. Hatta, mutfağa girdiğimi bile itiraf edebilirim. Yemek yemenin hayatta en sevdiklerim arasında olduğunu sizlere daha önce söylemiştim. Ama açma ve diğer hamur işleri "dayanılmazlar" listemde yer alıyor.
Fırından yeni çıktığı üzerinde tüten dumanından belli olan ve kokusunu uzaktan dahi alabildiğiniz o muhteşem açmalar, ne yazık ki benim için alınmamışlardı. Özellikle de açmaya dayanamayan bendeniz, yapılan kahvaltı hazırlıklarını mutfak kapısının dışından izlemek zorunda bırakıldım.
Evin diğer bireyleri bir taraftan aldıkları malzemeleri yerleştirirken diğer taraftan sofraya birbirinden leziz yiyecekleri taşıyorlardı. Ben de onları dikkatle gözleyip, içlerinden birinin taşınan tabaklardan birini kırmasını umut ediyordum. Ama nafile!
Normalde onların ne yedikleri ile çok ilgilenmem. Benim için önemli olan yeme faaliyetidir. Kim ne yerse yesin, ondan benim de tatmam gerekir. Ama bu sefer yedikleri açma...f Yani durum vahim. Benim bir şekilde bu açmalardan en az 2 tanesini mideme indirmem gerek ve tabii ki bunun için de gerekli olan sihirli cümle "çok sevgili ailemi ikna etmek".
Ki, tüm ailenin bir arada olduğunu düşünürsek, bu hiç de o kadar kolay bir şey değil. Aile bireylerinden sadece bir tanesiyle başa çıkabiliyorum. Hanımlar söz konusu olunca bu sayı 2 de olabiliyor ama aksilik bu ya, beyler de evde!
Ama akıllı ve Türkiye'nin tek köşe yazarı köpeği olan Sunny, bu sorunun da üstesinden gelmeyi bildi.
Sabırla (yalan! ağzı sulanarak ve sabırsızlıkla), kahvaltılarını bitirmelerini bekledim. Sofra toplanırken nasıl olsa atıştırabileceğim bir şeyler vereceklerdi. Nitekim kahvaltı sona erip, herkes sofradan kalktı.
Sofrayı toparlarken, benim açmayı ne kadar çok sevdiğimi iyi bilen evin annesi bana bir bütün açmayı yemem için izin verdi. Bir tam açma...Tabii ki çok sevindim..
Tabağıma konan açmaya baktım ve "Açma açma... Sakın benden kaçma.." diyerek bir güzelce yedim. Kendimi çok mutlu hissediyordum ama 1 açma beni kesmemişti. Beni bıraksalar kalan bütün açmaları yemek istiyordum. Ama vücudumun arka kısımlarında biraz yağlanma başladığı için beni rejime sokmuşlar ve bana bu tip yiyecekler vermiyorlardı.
Ben de kendi işimi kendim görebilirim diyerek herkesin salonda olduğu bir anda mutfağa daldım. Açmanın kokusunu hala duyabiliyordum. Ve yapacağımın suç olacağını bile bile tezgahın üzerinde duran açmalara doğru ilerledim. Kenarda duran açmalardan bir tanesini alıp tabağıma götürdüm. Büyük bir iştahla da yedim. Zamanlamam mükemmeldi. Tam ben açmayı bitirdiğim sırada evin babası mutfağa girdi. Ben de huzurlu bir uyku çekmek üzere yatağıma gittim. Rüyamda bir tepsi dolusu açma yediğimi gördüm. Yaptığımın doğru olmadığını biliyorum ama ne demişler, yasaklar bozmak içindir... Yine de siz siz olun, bu yaptığımı yapmayın.
Bana
sunny@sabah.com.tr
e-mail adresinden ulaşabilir, istediğiniz her konuda yazabilirsiniz. Maillerinizi bekliyorum.
Kendinize çok iyi bakın. Çevrenizi ve hayvanları sevin..