kapat
29.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Corinne'den aşkını istemiş

"Beni unutmayınız Corinne, hatta bu harpte ölsem bile..."

Böyle yazmış Mustafa Kemal. 17 Mayıs 1915 tarihli mektubunun son satırları bunlar...

Biliyorsunuz, önce Kenan Evren söz etti, Atatürk'ün yarbay olduğu dönemde bir kadına yazdığı gizli aşk mektuplarından.

Aslına bakılırsa Yüzbaşı Ömer Lütfi Bey'in dul eşiyle Mustafa Kemal arasındaki ilişki ve mektuplaşmaların bahsi birçok kitapta geçiyordu. Bir sır oldukları söylenemezdi.

Ama olayın asıl ilginç yanı şuydu; Evren, bunların aşk mektupları olduğunu iddia ediyordu. Sabah'a yazı dizisini hazırlayan Veli Özdemir ise aynı kanıda değildi. Olsa olsa "Bir kadına duyulan ilginin izlerine rastlanıyordu" bu mektuplarda Veli Özdemir'e göre.

Gerçek öyle midir?

Bir bakın: "Beni unutma" demek, ne kadar benzer "Beni sev, sev beni n'olur!" demeye...

Hatta bunu olanca zarafet ve mesafenin iyice keskinleştirdiği bir arzuyla söylemek: "Beni unutmayınız" demek bir mektubun son satırlarında, iyiden iyiye "sevgimi unutmayın, bana olmasa bile hatıralarıma aşkla bağlanın" diye yalvarmak değil midir?

"Hatta bu harpte ölsem bile..." diye eklemiş Mustafa Kemal.

Hayatta kalmasam da hatıralarınızda kalmak istiyorum mu, demiş Corinne'e? Burada çok ince bir çizgi var işte: Ölmek, zaten hatıralara gömülmek değil midir? Neden eğer harpte ölürse (Çanakkale Muharebeleri) Corinne'in kendisini unutacağından çekinirmiş gibi, özellikle vurguluyor Mustafa Kemal?

Çünkü soluk hatıralarda değil, Corinne'in sımsıcak kalbinde yaşamak istemektedir Mustafa Kemal; "Hatta bu harpte ölse bile..."

Ve kendisini gelecekte çok başka hedeflere hazırlayan, yani "unutmak" zorunda olan bir erkeğin son arzusunu yazmaktadır bir bakıma.

Bir türlü vuslata erememiş, yeterince kendini açığa vuramamış bir aşkı kendi ellerinden kadının ellerine minicik bir kuşun narin bedenini teslim eder gibi aktarır bu isteğiyle: "Beni unutmayınız Corinne!"

Sonuç mu?

Kenan Evren haklı bence...

Bu mektuplaşmalarda "bir kadına duyulan ilgi"den çok, adı konulmamış ama sarsıcı bir aşkın izlerini görüyorum.

KENT NOTLARI
* "Beyaz... Dibine kadar beyaz." Babylon'u dolduran kızlı erkekli kalabalık sakin ama kararlı biçimde bir ağızdan söylüyorlardı. Saçları dalgalanıyor, gözlerinden hüzün bulutları ve sevinç ışıkları aynı anda geçiyordu. Şarkı şu sözlerle sürüyordu:"Rüyası insana yalan söyledi... Sadece önce şaşkın, dibine dek beyaz sonra... İyi ki varsın, iyi ki yokum... Gölgem var, iyi ki gölgem var. Bizi yalnız bırakmayan gölge." Çok güzel bir geceydi. Alman Liseli intiharları olayında haksız yere hırpalanan genç rock grubu Mor ve Ötesi'nin konseriydi. Sonra çıktım, Tünel'in ara sokaklarında durup kafamı gökyüzüne kaldırdım. Uzun zamandır ilk kez yağmurlu bir geceyi sevdim. Şükrettim. Bu şehirde hâlâ hayat vardı!

t İstanbul'un bütün galerilerinde olağanüstü sergiler var. Fotoğraf, resim sergileri. Ben anlamam demeyin. Yolunuzu birine olsun düşürün; hiç değilse camdan filan bakın. İçiniz açılacak, beyniniz uyuşukluğundan kurtulacak. Eminim.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır