kapat
18.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

İşletmediği ünlü kalmadı

"Yavuz'un Minibüsü" isimli radyo programında telefon şakaları yapan Yavuz Seçkin'in kurbanları arasında Fatih Altaylı'dan Asuman Krause'ye kadar 270 ünlü isim var
Radyo dinleyicilerinin son günlerde en sevdikleri radyo programının başında "Yavuz'un Minübüsü" geliyor. Programında yaptığı ünlü taklitleriyle telefonun diğer hattındaki ünlüleri işleten Yavuz Seçkin, yaklaşık beş yıldır radyoculuk yapıyor. Radyo Klas'ta uzun zaman kendi yarattığı tiplemeleri programında kullanan Yavuz, o dönemlerde Ali Şen'e spor yorumu, Erman Toroğlu'na hava durumu sundurup, Kuşum Aydın'a da kahve falı baktırıyormuş. 6Ğ7 ay kadar önce ise taklitlerini iyi yaptığı ünlüleri daha iyi nasıl kullanabilirim diye düşünürken onlara telefon şakası yapmak aklına gelmiş. İlk şakasında, Kuşum Aydın olarak Tülin Şahin'i Sivas'taki sazan balığı şenliklerine çağıran Yavuz, o kadar başarılı olmuş ki dinleyicilerde bağımlılık yaratmış. Seçkin, bugüne dek 270'e yakın telefon şakası yapmış. İşte bunlardan bazıları...

Maksimum basınç mı?
Uzaylı türkücü Mustafa Topaloğlu ile 'Maksimum Risk'in sunucusu Haluk Bilginer ("Maksimum Basınç" isimli bir program için Haluk Bilginer'in fikrini aldığı telefon şakası)

MT: Haluk Bilginer'i seviyorum.

HB: Sağolun ben de sizi.

MT: Yav, Haluk biraz canım sıkkın.

HB: Neden? N'oldu?

MT: Bir proje teklifi var, seninkine benziyor. "Maksimum Basınç" diye bir yarışma. Senin de bir riskin var. Ben riske girmek istemedim, bir arayım dedim seni. (meşhur gülüşü) Biraz endişeliyim.

HB: (Gülüyor) Kim yapıyor bunu?

MT: Size rakip kanal. Bana büyük para teklif ettiler Haluk. Bir de "Uzayda Hayat" diye bir şey daha önerdiler. Ben eee sen insansın ya insan, bana da anjinsan diye bir şey yazmışlar. Rakip olmak istemem sana.

HB: Hayır da neden böyle bir şey yapıyorlar onu anlamadım. Hem böyle bir gönderme hem de yarışma programı.

MT: Bizi birbirimize düşürmek istiyorlar. Böyle şeyleri ben sevmem ama parayı gördüm sevdim. Napıcaz Haluk?

HB: O zaman yap abi!

MT: (Kendi sesine geçerek) Size şu anda bir radyo şakası yapıyoruz.

HB: Çok başarılısınız.

Tarihi kostüm lazım
Cüneyt Arkın ile modacı Cengiz Abazoğlu (Ünlü oyuncu, Abazoğlu'na televizyonda çekilecek "Kılıçların Malkoçoğlusu" isimli yeni sitcom için kostüm diktirmek istiyor.)

Cüneyt Arkın: Aloo.. Merhabalar Cengiz Bey.

Cengiz Abazoğlu: Merhaba Cüneyt Bey.

Cüneyt A: Bir sitcom çekiyoruz Cengizcim, televizyona. Ama kostümlerimle ilgili problem var. Yardımcı olur musun?

Cengiz A: Ne kadar zaman var?

Cüneyt A: Yaklaşık bir ayımız var Cengizcim. "Kılıçların Malkoçoğlusu" diye bir Bizans komedisi. Bana 7 tane kostüm lazım. Malkaçoğlu, Kara Murat, Kılıç Bey, Şahin Bey, Doğan Bey, Hadi Bey, Osman Bey gibi komik karakterler canlandıracağım.

Cengiz A: .Cüneyt Arkın dendiği zaman bütün sular durur. Ama bunda başarılı olamam. Çünkü ben kostüm tarihi okumadım.

Cüneyt A: Sevgili Cengiz Abazoğlu, geçen gün bir arkadaş bana bir kostüm dikmiş. Provada havadayım, uçuyorum. Ayağımı bir attım, caartt! Gitti. Bana yapılan kostümler cartlamayacak.

Cengiz A: Çok haklısınız.

Cüneyt A: Yıllar önce Kara Murat filminde havada uçarken cart... Beyaz külot gözüktü, şimdi televizyonda gösteriyorlar, yakışıyor mu?

Tasvip etmiyorum!
Prof. Hüseyin Hatemi ile çıplak pozlar veren manken Asuman Krause (Hatemi Hoca, Asuman Krause'yi İşletme Fakültesine konuşmacı olarak davet ediyor.)

HH: Aluuuu

AK: Aloo

HH: E-fen-dim sev-gile-rimi ve say-gı-larımı suunmak istiyorum. Bu yo-ğun orta-mı-nızda sizi işlerinizden alı-koy-mak iste-mez-dik ama bi-izim İstanbul İşletme Fakültesi öğ-ren-cileri sizi en iyi man-ken seçmişler.

AK: Teşekkür ederim, sağolsunlar

HH: Bir de üni-ver-si-te-mizde bir sempozyum düzenle-necek. Mankenliğin evrenselliği ve sempati-selliği duruşu ve bakışı hakkında sizden bir seminer rica ediyorum.

AK: Ay çok seve seve... Tabii ki!

HH: Peki o halde şayet yoğun-luğu-nuz sebebi-iyetinizi hafifletebilirseniz Asuman Krause ile ne zaman bu toplantıyı gerçekleştirebiliriz?

AK: Bu hafta sonu ne zaman, siz nasıl düşündünüz?

HH: Pazar günü olarak biz tespit ve tee-şahhür etmiş vaziyetteyiz. Ayrıca TRT'deki oyun-cu-luğunuz-uĞda ben takdir ve teşe-bbüs ediyorum.

AK: Ben size dönsem ve size tam bilgi versem olabilir mi?

HH: Olabilir biz sabret-mesini bilen bir işletme fakültesiyiz A-suman Hanım sizi bekleriz, çünkü size çok güzel bir hediye ve beş top işletme kupası yaptırmış bizim öğrenciler. Sizi çok arzuluyor ve görmek istiyorlar, ellerinde benim tasvip etmediğim çok güzel görüntü ve resimleriniz de var ama genç bunlar.

AK: Siz tasvip etmiyor musunuz?

HH: Ben yaşlandığım için genç olsam amenna.

AK: Tabii ki.

HH: Peki ufak bir defile mümkünatımız olacak mı o gün?

AK: Ufak defile? Tek başıma?

HH: Bizim genç kızlar da var. Öyle bir takım elbiseĞi muhteşemler dikmişler.

AK: Ben onu bilmiyorum ama şu anda.

HH: Peki o zaman şöyle yapalım? Nasıl yapalım?

AK: Ben size döneyim...

HH: Peki ben size dönebilir miyim?

AK: Tabii ki.

Yavuz: Asuman Krause'ye bir telefon şakası yapıyoruz.

AK: Ya inanmıyorum, Allah iyiliğinizi versin, ter içinde kaldım. Bu kadar gerçekçi olabilir.

Dilek SANCILI



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır