Kurban Allah'a yaklaşım aracı
Kurban Bayramı'nın yaklaştığı şu günlerde, sayın okuyucularıma kurban ile ilgili önemli açıklamalarda bulunmak istiyorum...
Kurban kelimesinin sözlük anlamı, yakınlık demektir. Dini terim olarak ise kurban; Allah'a yakınlık sağlamak için, Allah rızası için yapılan bir hayırlı iştir. Eski dönemlerde kurban olarak davar, sığır veya deve cinsinden bir hayvan Allah rızası için kesilir, eti yardım yani sadaka olarak dağıtılırdı. Böylece Allah'ın rızasına uygun bir iş yapılmış olur ve Allah'a yakınlık kazanılmış sayılırdı. Bugün de aynı şeyi yapıyoruz.
Allah'a yakınlık, kan akıtmakla değil
Kur'an-ı Kerim'de Kevser Suresi'nde Cenab-ı Hak. "Fesalli lirabbike venhar" buyurmuştur; "Rabbin için namaz kıl ve kurban kes" demektir. Buradaki, 'venhar' kelimesi 'kurban kes' anlamına geliyor ama esas kelime anlamı, 'boğazla' demektir.
İşte konuları dış ifadesine göre değerlendiren fıkıhçı, din bilginleri bu kelimeye yapışmışlar, "Kurban kesmekten maksat boğazlamaktır. Önemli olan kan akıtmaktır. Hayvanı boğazlayıp kanını akıttığınız zaman kurban yerini bulur" demişlerdir. Kitaplara da böyle yazmışlardır.
Buna göre; Allah, ya hayvanların kanlarının akmasından hoşlanıyordur veya hayvanlardan nefret ediyordur! Dolayısıyla hayvanlar boğazlanınca, kanları akıtılınca Allah bundan razı oluyor, hoşnut oluyor! Evet o yorumun anlamı budur!
Böyle düşünüldüğü içindir ki, Suudi Arabistan'da hacıların kurbanlarını kesip kuma gömüyorlar... Öyle ya... Madem ki; maksat kan akıtmaktır, işte boğazlanmış ve hayvanın kanı akıtılmıştır... Öyle ise "Hayvanın ölüsünü kuma gömün gitsin" diyorlar...
Bu anlayış; dini saptırmadır, dini tahrip etmektir.
Amaç fakire yardım
Hayır, kurban kesmekten maksat; hayvanın kanını akıtmak değil, kesilen hayvanın etini fakirlere dağıtmaktır, fakirleri doyurmaktır. Bu amaca ulaşabilmek için, yani eti dağıtabilmek için gayet tabii hayvan kesilecek ve kanı akıtılacaktır. Ama kurbanın amacı, kesmekten ve kan akıtmaktan ibaret değildir. Amaç fakiri faydalandırmaktır. Ve bu amaç, Kur'an-ı Kerim'de açık olarak ifade edilmiştir.
Buna rağmen bu sapmalar hâlâ devam etmektedir.
Kurban kesip sadece kendi ailesine yedirmek, fakirlere vermemek de kurbanın hikmetine aykırıdır. İnsanın kendi ailesine yedirdiği de sadaka olur ama asıl amaç, başka fakirleri doyurmaktır.
Kurbanın bedeli de verilebilir...
Kurban; Allah'a yakınlık kazanma, Allah'ın rızasını kazanma vesilesi olduğuna göre kurbanın bedelini de vermek caizdir. Mutlaka hayvan kesmek de şart değildir. Kurbanlık hayvanın bedeli takdir edilir, mesela 150 milyon lira birkaç yoksul insana dağıtılabilir.
Zaten ev kirasını verememiş, hastasına ilaç alamamış bir fakire, herkesin götürüp kurban eti vermesi hiç de uygun değildir.
Halbuki, dileyen kurban keserse, dileyen de kurbanın bedelini fakirlere verirse, elbette daha yararlı olur...
İslamiyet'i ilim ve hikmet ilkelerinden, akıl ve mantıktan uzak bir anlayış içinde çağın ihtiyaç ve zaruretlerini dikkate almadan yorumlamak, İslam'a en büyük zararı verir ve bu tutum, İslam'ı hayatın dışına iter... O halde; Doğrudan doğruya
Kur'an'dan alıp ilhamı
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam'ı...
|