kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
2 Mayıs 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

Kars karında bir piyano

ATİLLA DORSAY
ATİLLA DORSAY
17.04.2009
Murat Saraçoğlu'nun yönettiği ilk iki film olan 120 ve O... Çocukları'nı görememiştim. Bu yeni filmiyle tanıdığım yönetmene öncelikle 'Hoşgeldin,' demek istiyorum. Filmini sevdiğim için elbette...
Yakın günlerin yabancı filmi Kasabanın Yenisi gibi tümüyle kar dekorunda geçen bir film bu. Aslında onun gibi komedi atmosferiyle başlıyor.
Bu Kars köyünün insanları, yolların kardan kapanıp dünyayla iletişimin kesildiği aylar boyu yokluk içinde yaşıyorlar. 19. yüzyıl sonlarında çevreye yerleşen Rus kökenli Malaka kavminin son kalanlarından Mişka, yaşlı ve yalnız bir adamdır. Bakkal dükkânı işleten Popuç kadının pabuç kadar uzun diline düşünce, borcunu ödemek için eski piyanosunu ona yollar.
Kimsenin istemediği piyano, sürekli çeşitli evler arasında gelip gider. Ama içinde sakladığı hazine, Popuç'la Mişka'nın herkesin unuttuğu eski ilişkileri kadar ilginçtir.
Bu garip öykü, önceleri seyirciden katılmak için çaba istiyor. Ama giderek sosyolojik ve tarihsel açıdan ilginç bir halk ve kültür betimlemesine dönüşürken, hikâye de komediden çıkıp drama doğru kayıyor. Saraçoğlu'nun işlek ve işlevsel bir anlatımı var. Dekoru öykünün parçası haline getirmeyi, yan oyuncuları seçip yönetmeyi iyi biliyor.
Bir de finale doğru müziği aşırı kullanıp TV dizisi havasına düşmeseydi...
Ama en önemlisi, Tarık Akan ve Şerif Sezer. Akan, kabullendiği yaşlılığıyla içburucu bir karakter çiziyor ve sinemamızın gerçek devlerinden biri olduğunu yeniden kanıtlıyor. Film için öğrendiği söylenen piyanosuyla çalıp söylediği şarkı da çok güzel.
Şerif Sezer ise tam bir 'kötü kadın'.
Kötülüğü, Aliye Rona gibi masal cadısı kötülüğü değil. Daha çok, köylümüzün ayrılmaz parçası olduğu bilinen tutuculuğu, yeni olan hiçbir şeyi kabul etmeme, eskiye bağlılığı sürdürme inadını simgeliyor. Gerçi psikolojik nedenleri de olan bir kötülük, ama yine de kötülük işte! Sezer cesur bir davranışla hem bu karakteri yükleniyor, hem de sonuna dek, tüm nüanslarıyla veriyor. Bu film, sanıyorum ki özellikle duygusallığıyla seyirciyi etkileyecek ve geniş bir kitleye ulaşacak.

DELİ DELİ OLMA * * *
Yönetmen: Murat Saraçoğlu/ Senaryo: Hazel Sevim Ünsal/ Görüntü: Mustafa Kuşçu/ Müzik: Mehmet Erdem, Özgür Akgül/ Oyuncular: Tarık Akan, Şerif Sezer, Levent Tülek, Zühal Topal, Barış Üregül, Deniz Arna/ Aydın Film yapımı