kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Mart 2009, Cumartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Martin Gore, Andrew Fletcher ve Dave Gahan’dan oluşan Depeche Mode grubu 14 Mayıs’ta üçüncü kez Türkiye’ye geliyor.

İnsanların yüzünü güldürmeye geliyoruz

EVRİM ALTUĞ SABAH
28.03.2009
14 Mayıs'ta İstanbul'da konser verecek Depeche Mode'dan Andy Fletcher SABAH'a konuştu: "U2 gibi vaaz vermeye değil, insanların yüzünü güldürmeye geliyoruz!"..
Türkiye'deki üçüncü konserlerini 14 Mayıs 2009'da santralistanbul'da verecek olan İngiliz synth-pop ve yeni dalga müzik topluluğu Depeche Mode, 20 Nisan'da İngiltere, ertesi gün ise ABD'de yayımlanacak yeni albümleri Sounds of the Universe kapsamında çıkacakları dünya turnesine 6 Mayıs'ta Lüksemburg'dan başlayacak. Grup ilk Türkiye konserini 30 Ekim 2001'de Abdi İpekçi Spor Salonu, ikinci konserini ise 30 Temmuz 2006'da Turkcell Kuruçeşme Arena'da vermişti. Dave Gahan, Andrew Fletcher ve Martin Gore'dan menkul kıdemli ekibin bu yılki 'basın sözcüsü' ise, Andrew 'Andy' Fletcher. Konserlerde ağzından düşürmediği sigarasıyla tanınan, Londra'da Gascogne adlı bir restoran işleten Fletcher'ın 'basın sözcülüğü' tesadüf değil. Nitekim, Depeche Mode'un Violator ve Music for the Masses albümlerinin isim babası da kendisi. Bu isimler, sanatçının bir söyleşisinde cümlelerden alınmış. Bu arada bir 'son dakika' gelişmesiyle, grubun dünya turnesini aralık ayı İrlanda ve İngiltere ek konserleriyle uzattığını çıtlatalım. Fletcher, turne provaları için stüdyodayken SABAH'ın sorularını yanıtladı.

Turnenin en heyecanlı anı: "Türkiye'ye geldiğimizde çok heyecanlı olacağımız kesin; çünkü turnelerin ilk beş-altı konseri genelde en heyecanlı olduğumuz konserler olur. Aslında, bu seyirciler için çok güzel oluyor çünkü hatalar yapıyoruz ve bizim insani yanlarımızı da görmüş oluyorlar. (Gülüyor.) Aslına bakılırsa dünkü çocuk değiliz, yaptığımız iş her defasında daha yorucu ve zor hale geliyor. Ama yine de müzik üretmeyi ve sunmayı sürdürüyoruz. Bu bakımdan ikisi de bize göre kariyerimizi bütünleyen eşit unsurlar..."

Her konser farklı olabiliyor: "Dürüst olmak gerekirse, büyük, bilgisayarlı efektler ve ışıklarla dolu konserler birçok müzik grubu için bir parça efsanedir. Yine de her biri diğerini andırır. Biz turnelerimizde sahne düzeni ve akışını değiştiririz, bunu turnenin gidişatı tayin eder. İşin özünde biz konserlerimizdeki farkı gittiğimiz ülke bakımından ayırt ediyor oluruz. Sözgelimi İsrail'de konser vermek, Türkiye'de konser vermekten hep bir parça farklı olur..."

Plak dediğin mühimdir: "Bariz bir şey varsa, o da plakların size daha çok şey vaat ettiğidir. İnternetten bir şey indirdiğiniz zaman elinize hiçbir şey geçmez. Yalnızca müziği alırsınız; oysa plağı aldığınızda o müzikle gelen sanatsal birtakım ürünler de olabilir. Dahası, plağın sesi her zaman için daha iyidir. Ancak maalesef mp3'lerin de inanılmaz bir ses kalitesi mevcut. Kızım meselâ, mp3'ler alıyor ve her daim internetten indiriyor. Fena değil..."

İsrail'e dua etmeye gitmiyoruz: "Biz İsrail'e insanları eğlendirmeye gidiyoruz. Oraya dua etmek için gitmiyoruz. Tıpkı Türkiye, ya da Yunanistan'a gittiğimiz gibi, orada da insanların yüzlerine tebessüm kondurmak için yola çıkıyoruz. Uzun lafın kısası, biz U2 veya bunun gibiler gibi 'vaiz' değiliz."