kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
25 Mart 2009, Çarşamba
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Asıl şovu millet yapacak"

AA
Giriş Saati : 25.03.2009 17:12
Güncelleme : 25.03.2009 17:17
Yeni Haber
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a yönelik eleştirilerini sürdürürken, ''Baykal çıksın televizyonda şovunu yapsın ama asıl şovu benim milletim yapacak. Bu şovun adı demokrasi şovu''..
Erdoğan, partisinin Çankırı'da düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, iktidara gelmeleriyle Türkiye'nin kaderinin değiştiğini söyledi.

Önceki iktidarların on yıllarca Türkiye'nin kaynaklarını, enerjisini heba ettiğini savunan Erdoğan, siyasetin çözüm değil, sorun ürettiğini, ekonomi, iç politika ve dış politikanın hızla itibar kaybettiğini, istikrar ve güven kalmadığını ifade etti.

Kendilerinden önce Türkiye'ye yıllık 1 milyar dolar yabancı sermaye geldiğini anımsatan Erdoğan, 2007 yılında 21 milyar dolar, geçen yıl 18 milyar dolar yabancı sermaye girişi olduğunu söyledi.

Erdoğan, AK Parti'nin Türkiye'ye istikrar kazandırdığını dile getirerek, ''İstikrar olmasa küresel sermaye Türkiye'ye gelmez'' dedi.

MHP'nin, iktidarlarını ''Türkiye'yi satıyor'' diye suçladığını anlatan Erdoğan, ''Bana bak, bu iş sizin işiniz. Siz Türkiye'nin itibarını sattınız, kredibilitesini yok ettiniz'' diye konuştu.

Erdoğan, iktidarlarından önce batan 16 bankanın Türkiye'ye 40 milyar dolar maliyeti olduğunu belirterek, bunların parasını da milletin ödediğini ifade etti.

Merkez Bankasını kasasında 26 milyar dolar varken devraldıklarını, bankanın kasasında şimdi 67 milyar dolar olduğunu anlatan Erdoğan, ''Onlar boşalttı, biz dolduruyoruz. Sayın Bahçeli, bu dönemde bir tane banka dünyadaki krize rağmen kapandı mı? Bir tanesi fona devredildi mi? Niye? Yere sağlam basıyoruz'' dedi.

''1 MİLYONA TUVALETE GİDİYORDUK''

Başbakan Erdoğan, bugün Türkiye'nin küresel ve bölgesel meselelerde söz söylediğini, arabuluculuk yaptığını, haklının yanında, mazlumun yanında dimdik durduğunu, haklıyı savunduğunu vurguladı.

Dünyanın her yerindeki soydaşlara, Türk vatandaşlarına, tarihi ve kültürel mirasa sahip çıktıklarının altını çizen Erdoğan, ''Kıbrıs'ın yanında da Kırım Tatarlarının yanında da biz varız. Afganistan'ın yanında, Iraklı kardeşlerimizin yanında da biz varız. Gazze'deki mazlum kardeşlerimizin yanında da biz olduk, biz varız. İşte hakkı söylemek budur'' diye konuştu.

Erdoğan, eskiden milyonerlerin ''zengin'' olarak anıldığını ifade ederek, şöyle devam etti:

''6.5 sene önce tuvalete 1 milyona gitmiyor muyduk? Biz çocukluğumuzda, gençliğimizde 1 liraya giderdik. Hatta delikli kuruşla giderdik. 1 milyona tuvalete gider hale geldik. Akşam yatıyoruz sabah kalkıyoruz bir sıfır. Paramızın dünyada itibarı kalmadı. Cebimizde bir tomar para... Bizi bu hale getirdiler. Biz 'bu sıfırları atacağız' dedik. 'Sakın ha enflasyon patlar' dediler. Attık mı 6 tane sıfırı? Enflasyon patladı mı? Çatladı, çatladı. Enflasyon o zaman yüzde 30'du. Şimdi 7.7 oldu. Biz üç haneli enflasyonun faili olmadık.

Ey Bahçeli, bir gecede gecelik faizi yüzde 7 bin 500'e çıkaran sen değil misin? Allah aşkına dünyanın neresinde böyle bir şey var? Benim MHP'li kardeşlerim nasıl oluyor da bu anlayışı destekliyor, anlamakta zorlanıyorum.

Bu para benim vatandaşımın cebinden çıkıyor, Bahçeli'nin cebinden çıkmıyor. O sadece gidiyor, darphaneye bir talimat, karşılıksız para basıyorlar. Ondan sonra benim vatandaşımın cebindeki para güneş karşısındaki kartopu gibi eriyordu. Dönemimizle mukayese edilmez. Bu dönem bereket dönemi.''

''ANKARA'DAN TÜRKİYE YÖNETİLMEZ''

Çankırı'da 61'inci mitingini yaptığına dikkati çeken Erdoğan, Türkiye'nin Ankara'dan yönetilemeyeceğini kaydetti. Erdoğan, ''Madem bu ülkenin sorumluluğunu aldın, Başbakanlığını aldın, öyle Ankara'da otur, kurul saltanat koltuğuna, Türkiye'yi yönet, yok'' dedi.

Erdoğan, sadece Türkiye'yi değil dünyayı da dolaşmak gerektiğinin altını çizdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, harcırah almak için dünyayı dolaştığı eleştirisini hatırlatan Erdoğan, ''Ayıptır. Halbuki ben, Sayın Bahçeli benimle masaya oturursa aldığım bu harcırahları sadaka olarak kendisine veririm'' dedi.

Başbakan Erdoğan, bütün Türkiye'nin yeni bir demokrasi şölenine hazırlandığını belirterek, ''29 Mart'ta benim ülkem yeniden 'büyük Türkiye' diyecek. Ben buna inanıyorum'' diye konuştu.

Türkiye'nin coşkusunu hazmedemeyenlerin, kıskananların, Türkiye'nin kardeşliğini, birliğini, bütünlüğünü çekemeyenlerin çirkin bir üslupla kendilerine saldırdığını anlatan Erdoğan, ''6.5 yıl hizmetlerimizi engellemek için her türlü oyuna başvurdular. Siyaseti, engellemek sanan, taş koymak sanan, sorun çıkarmak sanan, aka kara demek sanan bu siyaset esnafına karşı her zaman değişimin, dönüşümün, yatırımın, üretimin savunucusu olduk, olmaya devam ediyoruz'' diye konuştu.

''MONŞER ESKİLERİ KOROSU COŞTU''

Yerel seçim için son haftaya girildiğini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Dikkat edin, o malum koro coştu. Monşer eskileri korosu coştu, baronlar korosu coştu, milletin sevinciyle sevinemeyenler, milletin kaderine ortak olamayanlar coştu. Ak Parti'nin milletten gördüğü teveccühü, takdiri kabullenemeyenler coştu. Gazete sayfalarından, televizyon ekranlarından var güçleriyle saldırıyorlar. Yalan haberlerle iftiralarla karalama kampanyalarıyla üzerimize geliyorlar. Emekli vatandaşlarımı kandırıyorlar. Milletvekilleri zam üstüne zam alıyorlarmış. Eline diline dursun. Ben bir Başbakan olarak milletvekillerimize, bulunduğum dönemde asla herhangi bir zam yapmadım. Öyle alışılmış zamlar geride kaldı.

Ankara'ya milletvekili olarak gelenin sadece milletvekili sıfatı var. Öyle 'çok büyük para kazanıyorlar' laflarının hepsi yalan.

İstismarla sömürüyle çarpıtarak bizi yıpratabileceklerini zannedenler, altlarındaki yatlarıyla dolaşıyorlar. Gazeteci ya, istediği kadar para alabilir. Gazeteci ya, yatla gezebilir. Kendine yatla seyahat hakkını görüyorsun da başkası kullandığı zaman niye çok görüyorsun?
Bu insanlar ne üretiyor, ona bakın. Maalesef hizmet üretmek diye bir şey yok. On yıllar boyunca bu ülkede işsizliğin çığ gibi büyümesinin sebebi bunlar.

CHP ve MHP, yandaş medyaları için ürettikleri küresel krizi bir kaynak zannediyorlar. Bunlar aydınlığa karşı, bunlar büyük Türkiye'ye karşı, bunlar Türkiye'nin ilerlemesine karşı, bunlar 'küçük olsun benim olsun' anlayışındalar. Bunlar millete 'göbeğini kaşıyan adam' derler, bunlar millete 'bidon kafalı' derler, bunlar benim Çankırılı çoban, çiftçi, esnaf kardeşimin oyunu kendi oylarından değersiz görürler. Millete tepeden bakarlar, milleti hor görürler, milleti aşağılarlar. Biz millete efendi olmaya değil, hizmetkarı olmaya geldik.''

BAYKAL'A ELEŞTİRİLER

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan, ana muhalefet liderine şov programlarına çıkma önerisini tekrarladı. Erdoğan, ''O yine çıksın Çarkıfelekte, Televole'de şovunu yapsın ama asıl şovu benim milletim yapacak. Bu şovun adı demokrasi şovu'' dedi.
Erdoğan, Baykal'ın yerel seçimde mağlubiyeti kabul ettiğini savunarak, MHP ve CHP'nin kendi aralarında ikincilik ve üçüncülük değerlendirmesi yaptığını söyledi.

"MİLLETE HİZMET MAZERET TANIMAZ"

'Milliyetçi' olduğunu ifade edenlerin, Çankırı'ya sahip çıkmadığını kaydeden Başbakan Erdoğan, her ile üniversite anlayışı ile Çankırı'ya da üniversite kurduklarını söyledi.

Eğitim alanında yapılan icraatı da anlatan Başbakan Erdoğan, hortumların kesilmesiyle kaynakların millete hizmet olarak döndüğünü kaydetti.

Kendileri hizmet üretirken, Baykal'ın, ''Ben Ergenekon'un, vergi kaçakçılarının avukatıyım'' dediğini, kendilerinin ise milletin avukatlığını yaptıklarını söyleyen Başbakan Erdoğan, millete hizmet yolunda engel ve mazeret tanımadıklarını söyledi.

Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Bakıyoruz Sayın Bahçeli de aynı şeyleri söylemeye başladı. Biz ise milletin avukatıyız. Farkımız bu. Üniversiteli gençler, burs olarak 45 milyon lira alıyordu, şimdi 180 milyon alıyorlar. Sabah kahvaltısını ve akşam yemeğini de veriyoruz. Sağlıkta AK Parti iktidarı çok şey yaptı. Hastaneler birleşti. İstediğin hastaneye gidiyor musunuz? Gidiyorsunuz. Artık elinde karnen var mı yok mu bunu soruyorlar mı? Hayır. Hamile kardeşlerimiz hastanelerde rehin kalmıyor. Şimdi alıyor, gerekli müdahaleler yapılıyor, doğumdan sonra da o doğan yavru, 18 yaşına kadar genel sağlık sigortasından istifade ediyor. Ölüleri rehin alıyorlardı, ölüleri... Ey Baykal, ey Bahçeli bunların hesabını nasıl vereceksiniz. Tarih size bunun hesabını soracak. Ama pazar günü de milletim soracak.''

''KARNE İLE DAĞITILIYORDU''

CHP Lideri Baykal'ın bakanlık yaptığı dönemlerde, vatandaşın akaryakıt istasyonlarında kuyruklarda beklediğini, pek çok temel ihtiyaç maddesinin karne ile dağıtıldığını anlatan Başbakan Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de kendilerinden önceki hükümette yer aldığını, ancak milletin onların yaptığı hizmetleri de iyi bildiğini söyledi.

Erdoğan, ''Bunlara 5 koyun teslim edin, kaybedip gelirler. Sen, affedersin ekmeği, şekeri, mazotu karneyle veren CHP'nin o zamanlar bakanı değil miydin? Senin karnen var karnen'' dedi.

''BENİM VATANDAŞIM UYANIK OLDUKTAN SONRA''

Vatandaşları, oy kullanabilmeleri için ''kimlik numaralı'' belgelerini almaları konusunda uyaran Başbakan Erdoğan, vatandaşların bu belgelerinin hazır olduğunu söylemeleri üzerine, ''Benim vatandaşım bu kadar uyanık olduktan sonra kimseye pabuç bırakmayacaktır'' diye konuştu.

Kararlı bir yolculuk yaptıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bir şeyi hatırlatayım çok önemli. Nüfus kimlik meselesi çıkardılar. Maalesef. Benim vatandaşım böyle uyanık olduktan sonra evvel Allah kimseye pabuç bırakmayacaktır. Ama yine de olur ya komşulardan almayan vardır, ihmal edenler olabilir. Komşulara bir sorun. Kapı kapı dolaşıyoruz değil mi? Bu çok önemli. Hem nüfus kimlik numaralarımızı alacağız, hem sandıklarımıza sahip çıkacağız, hem de pazar günü akşamı sandıklarda evvel Allah ülkemiz aydınlanmaya devam edecek.
Baykal diyor ya; bizim ampulümüz geç yanarmış diyor. Bu ampul olmasaydı hepten karanlıkta kalırdın. Çünkü siz karanlık bir Türkiye'ye alıştınız. Biz ise aydınlık bir Türkiye'yi inşa ediyoruz. Ankara'dan Eskişehir'e hızlı tren 253 kilometre hızla gidiyor. Sayın Baykal senin rüyanda bile bu yoktu. Hani neredeydiniz? Bu ülkede iktidarlara ortak oldunuz. Ne yaptınız?

İstanbul Boğazı'nın altında 82 metre derine tüp geçit yapılıyor, Sultan Hamit'in hayaliydi... Bunları gerçekleştiriyoruz. Hadi Sayın Baykal ve Bahçeli bir görün, Türkiye'de neler oluyor. CHP'ye, MHP'ye gönül veren kardeşlerim, ideolojiye oy vermeyin, hizmete oy verin, hizmete... Her zaman söylüyorum; eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Var mı eserin Sayın Baykal. Enerji bakanlığı yaptın, kısa bir dönem de Dışişleri bakanlığı yaptın. Bir eser söyle.

Sayın Bahçeli 3.5 yıl iktidarda kaldın. Milletim 5 yıl iktidar verdi, görev verdi. 3.5 yıl dayanamadın bıraktın gittin. Batırdınız. Ne yaptın söyle? Düzce depreminin altında kaldılar bunlar. Ekonomik krizi söylediler. Biz bahane tanımıyoruz, biz mazeret tanımıyoruz, kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Son söz sizin, karar sizin. Bu ülke hepimizin. 29 Mart'ta bir kez daha güç birliği yapacağız, tüm vatanımızı kucaklıyoruz. 71.5 milyon vatan evladımızı kucaklıyoruz. Hepsine aynı nazar ile bakıyoruz.''