kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
25 Mart 2009, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MEHMET BARLAS
BAŞYAZI

Türk gazete yazarlığında empresyonizm hiç bitmez ki...

Sanatta "Empresyonizm" (İzlenimcilik) 19'uncu yüzyılın son yarısına ve 20'nci yüzyılın ilk çeyreğine damgasını vurdu.
Monet'nin 1860 yılında Paris'teki bir sergide yer alan tablosuna "Impression-Güneşin Doğuşu " adını vermesinden esinlenen sanat eleştirmenleri, bu çizgideki çalışmaları "Empresyonist" olarak nitelediler.
Bu akımın resim sanatında öne çıkan isimlerini biliyoruz.
Monet, Renoir, Sisley, Pisarro, Cezane empresyonizmle özdeşleşmiş ressamlar.
Empresyonizmin müzikteki ünlü isimleri arasında Debussy, Ravel, Satie, Respighi sayılabilir.
Edebiyatta ise empresyonizm "Sembolizm" le kaynaşmıştır.
Baudelaire, Mallarme, Rimbaud, Verlaine gibi isimler bu akımı edebiyatta temsil ederler.
Sinemada bile empresyonistler vardır. Örneğin Jean Renoir'in "Oyunun Kuralları" filmi sanat tarihinde bir empresyonist yapıt olarak değerlendirilir.
Batıdaki her akım gibi empresyonizm de Türk sanatını etkilemiştir.
Bu açıdan "Türk empresyonistleri" denilince Feyhaman Duran, Avni Lifij, Namık İsmail, Hikmet Onat ve İbrahim Çallı hemen hatırlanır.

Gerçeği farklı algılamak
Empresyonizmde sanatçı izlediği görüntüyü ışık ve renkleri algılamasına göre resmeder. Bu açıdan mesela aynı ağaç farklı ressamların tuvaline farklı biçimde yansır.
Edebiyat ve müzikte de bireysellik ve görülüp duyulanın değil algılananın ağır basması, empresyonist ürünlere damgasını vurur.
Her akım gibi empresyonizm de yerini yeni akımlara terk etti.
Örneğin Van Gogh, Gaugin, Seurat, ToulouseLautrec gibi ünlü ressamlara postempresyonistler denilir.
Sanat tarihine dönük bu kısa hatırlatmayı yapmamın nedeni Türk gazeteciliğinde empresyonizmin, hiç modası geçmeyen bir akım olarak hâlâ etkinliğini sürdürmesidir.
Bu akıma bağlı gazete köşe yazarlarını okuduğunuz zaman, onların toplumun gerçeklerini değil, kendi eğilimlerine göre algılayıp çarpıttıkları gerçeği okurlarına yansıttıklarını görürsünüz.
Eğer toplumdan kopuk ve izole edilmiş bir ortamda yaşıyorsanız, gerçeklerle karşılaştığınız zaman şaşırır ve hatta şoke olursunuz.

Bazı örnekler
Türk gazeteciliğindeki empresyonist ürünler her seçim öncesinde yoğunlaşır.
Milyonlarca seçmenin eğilimini görmezden gelen empresyonist yazarlar, kendi mahallelerindeki algılamalarını okurlarına "Türkiye gerçeği" biçiminde sunarlar.
Dünkü Zaman'ın internet sitesini hazırlayanlar, 27 Temmuz 2007 seçimleri öncesinde Türk gazetelerinde çıkmış bazı köşe yazılarını arşivden çıkartmışlardı.
Bunlardan bazılarını yazar ismi vermeden aktarayım ki Türk gazeteciliğindeki empresyonizmin varlığını sizlere kanıtlamış olayım:
AKP açısından saltanat bitiyor. Şimdi korku dağları bürüdü. AKP bu tabloyu gördü ve telaşa kapıldı. Kulaklarına kar suyu kaçtı. Şimdi Başbakan tarafından miting meydanlarında verilen "tek başıma iktidar olamazsam siyasetten çekilirim" mesajı boşuna değil. Son kozunu oynuyor.

Millet dalga geçmiş
- CHP'liler son anketinde AKP'yi yüzde 48 olarak çıkaran Tarhan Erdem'e "Anketi Süleymaniye, Sultanahmet ya da İsmail Ağa Camisi'nde mi yaptın?" diye sordu...
- Ben son açıklanan anket sonuçları ile ilgili düşündüklerimi hemen söyleyeyim: AKP'nin yüzde 48 oy alacağı tespitine inanmıyorum. Eğer bu doğruysa oy kullanacak iki seçmenden birinin tercihinin AKP olması gerekiyor. Bu sıcakta eğlenecek şey arayan millet anketörlerle dalgasını geçmiş!
- Tarhan Erdem AKP oylarının yüzde 48'e dayandığını, CHP'nin ise yüzde 20'nin altında kaldığını söylüyordu. Bu iddia "Ya sayı saymayı bilmiyor ya dayak yememiş" sözünü hatırlattı.
- Oy oranı yüzde 40 mı?.. Yok canım... Yüzde 50'ye ramak kalmış...
Peki, yüzde 91'i Amerika'ya karşı olan bir halkın yüzde 50'si Amerikan kuklası AKP'ye oy verebilir mi?.. Bu ilginç soruya yanıt için istihareye yatmak gerekiyor... İstihare nedir?..
Halk inanışına göre, bir işin içyüzünü rüyadan anlamak için, aptes alıp dua ettikten sonra, yatıp uyumaktır...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın