kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
25 Mart 2009, Çarşamba
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Türkiye Danimarka’dan intikam alacak mı?- SADİ TEKELİOĞLU

Giriş Saati : 25.03.2009 10:10
Güncelleme : 25.03.2009 23:49
Yeni Haber
KOPENHAG- Danimarka 6 aydır Başbakan Anders Fogh Rasmussen'in NATO genel sekreterliği adaylığı haberi ile yatıp kalkıyor. Kendisi "Hala ben adayım. Bu iş için dilekçe verdim" dememiş olsa da medyada her gün hangi ülkelerin Rasmussen'i desteklediğini anlatan haberler çıkıyor. Bu haberlere son 3-4 hafta içinde Türkiye'nin Rasmussen'in adaylığını veto edeceği haberleri de eklenmeye başladı.

Ulusal TV kanalları, ulusal haber ajansı ve gazeteler, aralarında bu satırların yazarının da bulunduğu kaynakların görüşlerine başvurarak ortama heyecan katıyorlar.

Her ne kadar bugüne kadar adı belli hiç bir Türk diplomat bu konuda bir şey söylememiş olsa da artık faturanın kesileceği adres belli. Rasmussen NATO genel sekreterliğine getirilirse, ya Türklere rağmen ya da Türklerin desteği sayesinde bu gerçekleşmiş olacak, ki başlı başına bu bile Rasmussen'in hanesine yazılacak büyük bir diplomatik zafer olacak. Eğer NATO başka bir isimde karar kılarsa o zaman Rasmussen'in kendi mahallesinde siyasete devam etmesinin suçlusu da ortaya çıkacak: Türkler.

Karikatür krizi esnasındaki geri adım atmaz tavrı, ROJ TV'ye verilen yayın ruhsatının iptali isteklerine kulak tıkaması, ve Türkiye'nin Avrupa Birliği adaylığı konusunda isteksiz görünmesi gibi etkenler nedeniyle Türk diplomatların Rasmussen'in adaylığına sıcak bakmadıkları iddiaları gündemi dolduruyor. Bu iddialar arka arkaya sıralandıktan sonra da "Türkler intikam satini beklemeye başladılar" gibi başlıklarla yazılar yayınlanıyor, "Rasmusseen'e Türk hamamında soğuk duş" yazılı karikatürlerle sayfalar süsleniyor. Karikatürde ise beline Türk bayrağından bir peştemal sarmış iri yarı bir tellak Türk hamamında terden sırılsıklam olmuş Rasmussen'in üzerine bir kova dolusu soğuk suyu boca ediyor.

Danimarka medyası resmi bir açıklama elinde olmayınca Türkiye'deki üniversitelerden, büyük gazetelerin dış haberler servisi şeflerinden görüşler alıp onları yayınlıyor. Bu görüşlerde ise ortaya çıkan ortak görüş, Türk siyasetçi ve askerlerinin NATO'nun gelecekte Müslüman ülkelerde yapacağı operasyonlarda karikatür krizi nedeniyle İslam dünyasında hiç sevilmeyen Rasmussen'in arkasında saf tutmaktan rahatsız olacakları yönünde. Bu yüzden Türklerin Rasmussen'i veto edecekleri öne sürülüyor.

GİDERSE HERKES SEVİNECEK

Danimarka başbakanı Anders Fogh Rasmussen 2001 yılından beri iktidarı elinde bulunduran Liberal-Muhafazakar koalisyon hükümetinin tartışmasız karizmatik lideri olarak görülüyor. 2004 yılında Avrupa Birliği'nin Doğu Avrupa ülkelerini üyeliğe kabul ettiği genişleme zirvesi esnasında dönem başkanlığını yürütmüş olması, karikatür krizi esnasında karikatürleri yayınlayan gazeteye herhangi bir telkinde bulunmayı reddedip, uluslararası arenada da Danimarka adına özür dilememesi onu hem Danimarka'da hem de Batı dünyasında kahraman haline getirdi. Seçilirse kendi partisi bunu büyük bir başarı olarak iç piyasada pazarlayacak.
Danimarka'da Sosyal Demokrat parti ve Sosyalist Halk Partisi ile bazı merkez partilerden oluşan muhalefet ise "Rasmussen gidiversin" diye dört gözle bekliyor. Zira Rasmussen'siz bir hükümetin ve Liberal partinin kan kaybedeceğini düşünerek dümenin kendi ellerine geçmesinin hayalini kuruyorlar.

Ancak Danimarka medyasında yer alan spekülatif haberde arada boğulan kısa bir paragraf da var: Rasmusen'i Almanya, İngiltere, Fransa destekliyorlar. Son olarak ABD de tercihini Rasmussen'den yana kullandı ve Rasmussen NATO'nun ağır toplarının desteğini sağladı. Bu yüzden"Türkler fazla direnemez Rasmussen'e evet demek zorunda kalırlar" şeklinde yorumlar da göze çarpıyor.

3-4 Nisan tarihlerinde dananın kuyruğu kopacak. Ya Rasmussen Brüksel'e taşınacak, ya da Kopenhag'da iç siyasete devam edecek. Yukarıda da söyledik, giderse Türkiye'ye rağmen ya da Türkiye'nin kabulu ile gidecek, gidemezse de bizim yüzümüzden....