kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
12 Mart 2009, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ERDAL ŞAFAK

Ortadoğu'da sirtaki

Zorba filminin Anthony Quinn'in plajda sirtaki oynadığı final sahnesini hatırlıyor musunuz?
Mikis Teodorakis'in bestesi olan sirtaki ağır adımlarla başlıyor, giderek hızlanıyor, sonunda insanı yere seren tempoya ulaşıyordu.
Ortadoğu'daki gelişmeler sirtakinin son partisyonlarını andıracak kadar hızlanmaya başladı.
ABD Başkanı Obama, Bush döneminin Afganistan, Suriye ve İran politikalarını kökünden değiştiriyor. Şam'a gönderdiği Kongre üyeleri aracılığıyla Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad'la temas kuruyor. Washington'da bu girişim "ABD'nin Türkiye'nin elini güçlendirme jesti" diye niteleniyor.
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Suriye-İsrail dolaylı barış görüşmelerinde arabuluculuğa kalınan yerden devam edilebileceğini açıklıyor.
Esad, İsrail'le barış yapılabileceğini belirtiyor, "Hele hemen ardından Filistin-İsrail barışı da sağlanırsa bölge barış, huzur ve istikrara kavuşur" diyerek, umutlu bir perspektifin pencerelerini açıyor.

Ankara üstünden mesaj
Obama yönetimi Bush'un "Şer ekseni"nin ikinci cephesi İran'a da ilk açılım mesajlarını gönderiyor: Afganistan konusundaki uluslararası konferansa İran'ı da davet etmek.
Diplomatik çevrelerde, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) zirvesi için Tahran'a giden Cumhurbaşkanı Gül'ün İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad'a ve dini lider Hameney'e Beyaz Saray'ın önemli bir mesajını ilettiği konuşuluyor.
Babacan'ın ABD ile İran arasında diplomatik temasların başlamasına Türkiye'nin sağlayabileceği katkı konusunda, "Arabuluculuğumuz ancak iki taraftan da talep gelirse gerçekleşebilir. Biz iki ülke arasındaki ilişkilerin olumlu düzeye erişmesine yardımcı olabiliriz" diyerek Washington ile Tahran arasında Ankara'dan geçen bir hat kurulmakta olduğu anlamına gelecek mesajlar vermesi heyecanı daha da kamçılıyor.
Ve birden başka bir cephede, Arap dünyasında hareketlenme başlıyor : Fas, "İçişlerine müdahale ettiği" gerekçesiyle İran'la diplomatik ilişkilerini kesiyor.

İran'a karşı Arap cephesi
Neredeyse eş zamanlı olarak Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Suud El-Faysal, "Arap ülkelerini İran tehdidini göğüslemek için" birliğe ve dayanışmaya çağırıyor.
Onu Arap Birliği Başkanı Amr Musa'nın çıkışı izliyor: "İran'ın Araplar'ın işlerine karışmasından çok kaygı duyuyorum."
Ardından Suudi Arabistan Kralı Abdullah, Mısır Cumhurbaşkanı Mübarek ile Esad'ı Riyad'a davet ediyor. Dün yapılan bu üçlü zirvede İran'ı tecrit etmek için Suriye'nin Suudi Arabistan-Mısır cephesine çekilmesi konuşuluyor uzun uzun.
Özetle bir yandan ABD, Türkiye'nin yardımıyla İran'ı dünyayla entegre etmek için düğmeye basıyor. Öbür yandan da Arap liderleri İran'ı Ortadoğu'dan, hatta Arap coğrafyasından dışlamanın yollarını arıyor.
Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Babacan, Ortadoğu'da mekik dokuyan Başbakanlık Başdanışmanı Prof. Ahmet Davutoğlu ve Dışişleri'nin deneyimli diplomatları bakalım bu ikilemi nasıl aşacaklar? Bakalım sirtakiyi nasıl bitirecekler?


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın