kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
12 Mart 2009, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Talep canlandırıcı önlemler gelecek

AA
Giriş Saati : 12.03.2009 16:40
Güncelleme : 12.03.2009 17:21
Yeni Haber
Mehmet Şimşek, şu anda dünyada en önemli sıkıntının talep olduğunu, Türkiye'de de talebi canlandırmaya yönelik, özellikle istihdamın yoğun olduğu alanlarda adım atacaklarını dile getirdi...
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'deki bankaların hem likiditelerinin yüksek hem de sermaye yeterlik oranlarının çok iyi olduğunu, ancak kredi vermekten imtina ettiklerini belirterek, bu konuda bir mekanizma üzerinde çalıştıklarını söyledi.

Bakan Şimşek, CNN Türk Televizyonunda, güncel ekonomik gelişmelere ilişkin soruları yanıtladı.

Mehmet Şimşek, ''önümüzdeki dönemde krize karşı ne tür tedbirler alınacağı'' yönündeki soruyu yanıtlarken, talebi canlandırma ve kredi mekanizmasını çalıştırmaya yönelik yeni tedbirler alınacağını ifade etti.
''Otomotiv, inşaat ve tekstil sektöründe 2 ya da 3 ay süreyle KDV ve ÖTV indirimi yapılması planlanıyor'' şeklinde bir haber olduğuna işaret edilerek bunun doğru olup olmadığının sorulması üzerine Şimşek, nihai çerçevesi belirlenmemiş, henüz taslak halinde olan bir tedbir paketini açıklayamayacağını söyledi.

Şimşek, şu anda dünyada en önemli sıkıntının talep olduğunu, Türkiye'de de talebi canlandırmaya yönelik, özellikle istihdamın yoğun olduğu alanlarda adım atacaklarını dile getirdi.

Şimşek, ''İkinci olarak da Türkiye'de bankaların hem likiditesi yüksek hem sermaye yeterlilik oranları çok iyi. Fakat kredi vermekten imtina ediyorlar. Orada da yeni bir mekanizma üzerinde çalışıyoruz. Önümüzdeki bir kaç hafta içinde bunu da açıklayacağız'' diye konuştu.

İŞSİZLİK

Bakan Şimşek işsizlikle ilgili soruyu cevaplarken, Türkiye'deki işsizlik artışının, esas itibariyle yeni çalışma çağına gelip iş gücü piyasasına giren ve iş bulamayanların getirdiği bir sorun olduğunu söyledi.

Türkiye'de çalışıp da işini kaybeden ve dolayısıyla işsizlik sigortasından yararlananların sayısının 150 bin kişi arttığını belirten Şimşek, söz konusu rakamın ABD'de son 1 yılda 5 milyon kişi olduğuna işaret etti.

Hükümet olarak işverenlere ''küresel bir kriz var. İşçileri kapı önüne bırakmayın. Biz de sizin iş gücü maliyetlerinizi ödeyelim'' dediklerini anlatan Şimşek, ''bunun bürokrasisinin 1-1,5 ay sürdüğü'' şeklinde şikayetler bulunduğunun belirtilmesi üzerine her zaman şikayetler olabileceğini, şikayetlerin makul de olabileceğini ama bu türden işlemlerin istismarını engellemek için denetim gerektiğini kaydetti.

Şimşek, ''varlık barışı ile Türkiye'ye ne kadar para geldiği'' sorusuna da şu ana kadar beyan edilen miktarın 13,5 milyar lira civarında olduğunu söyledi.

BÜTÇE AÇIĞI

Bakan Şimşek, bütçe konusunda ciddi eleştiriler bulunduğuna işaret edilerek, bütçe açığıyla ilgili bir beklentilerinin bulunup bulunmadığının sorulması üzerine de şöyle konuştu:

''O eleştiriler haklı eleştiriler. Türkiye'de bir bütçe mekanizması var. 12 Eylül'de Lehman Brothers'ın batmasına izin verilmesiyle birlikte kriz, daha önce hiç kimsenin öngörmediği bir derinliğe ve momentuma ulaştı. Belki o zaman büyüme için 4 yerine başka bir rakam konulabilirdi. Ama biz (şu anda ortalık toz duman) dedik. Zaten bunlar öngörüdür. Aralık ayında bütçede harcama kesintisi yaptık. Çünkü gelirlerimizi kontrol edemiyoruz ama giderlerimizi kontrol edebiliriz. Ocak ayında IMF ile program çalışması yaptığımız için programla birlikte yeni makro senaryo, yeni makro öngörüler ve yeni bütçe büyüklükleri ortaya çıkacaktı, fakat iş gelip bir iki konuda tıkayınca o da gerçekleşmedi.''

IMF'nin Türkiye ve dünyaya ilişkin tahminlerini son 6 ayda 4 kez değiştirdiğine de dikkat çeken Şimşek, hiçbir ülkenin bütçesini yeni tahminlere göre ayarlamayacağını belirtti.

Şimşek, ''Bütçe açığı tabii ki bu sene artacak. Borcun milli gelire oranı bu sene ilk defa artacak'' dedi.

BÜYÜMENİN ARTI OLMASI OLASILIĞI DÜŞÜK

Bakan Şimşek, ''Şu anda bütçeyi hazırlasaydınız büyümeyi ne koyardınız?'' şeklindeki soru üzerine de mutat bir rakam vermeyeceğini belirtti ve ''Şu anda piyasanın ve uluslararası kuruluşların tahmini neyse ona yakın bir şey koyardık. Muhtemelen eksi bir şeyler koyardık. IMF'nin tahmini eksi 1,5, piyasanın tahmini de benzer'' dedi.

Kendisinin beklentisinin sorulmasına karşılık da Şimşek, şahsi beklentisinin olmadığını söyledi. Şimşek, ''eksi olacağının garantisi var diyorsunuz yani'' şeklindeki yoruma karşılık olarak da şunları kaydetti:

''Şu anda bütün dünya daralıyor. Dünyada sanayi üretimi daralıyor. Dünya ekonomisi ikinci dünya savaşından bu yana ilk defa eksi büyümeyle karşı karşıya. Türkiye de dünyanın bir parçası.

Sanayi üretimindeki düşüşte Türkiye dünya ülkelerinin ne en iyisi ne en kötüsü. Ama Türkiye'deki sanayi üretiminin daralmasının bu kadar keskin olmasının arkasında 2 faktör var. Birincisi Türkiye'nin ihracata dayalı sektörlerinde büyük daralma var. İkincisi Türkiye krizden önce çok yüksek ihracat artışıyla karşı karşıya olduğu için krize büyük stoklarla yakalandı. Bu dönemde bu stoklar eritildiği için sanayi üretimindeki düşüş bizde keskin oldu ama çıkış da çok keskin olacak. Çünkü eğer siz stoklarda bir şey bırakmazsanız ve dünya normalleşmeye başladığı zaman bankacılık sektörünüz sağlamsa, iç talep toparlanacaksa dış taleple birlikte çok hızlı bir çıkış yaşarsınız.''

Bakan Şimşek, büyümeyle ilgili bir tahmininin tekrar sorulması üzerine bu rakamın yeni program çerçevesinde açıklanacağını ifade etti. Şimşek, ''Ortalama Merkez Bankasının tahminleri var. Eksi 0,5 ile eksi 2 arasında değişiyor. Bu rakamlar her gün değişen rakamlar büyüme bizim için bir tahmin'' dedi.

''Artı olmayacağının garantisi var diyebiliriz değil mi?'' şeklindeki soruya karşılık da Şimşek, artı olmayacağının garantisinin hiç bir zaman verilemeyeceğini söyledi. Şimşek, ''Şu anda olasılığı düşük ama garanti diye bir şey yok. Artı olması olasılığı düşük'' diye konuştu.

G-20 ZİRVESİ

Bakan Şimşek, bütçe açığı için tahmininin sorulmasına karşılık, Mart ayı sonunda hem AB'ye, Katılım Öncesi Ekonomik Programı sunacaklarını hem de Orta Vadeli Mali Program ile Orta Vadeli Programı hazırlayacaklarını söyledi.

Bu 3 dokümanın aynı anda çıkacağını ve 2009-2010 ve 2011'i kapsayacağını anlatan Şimşek, bu dokümanların bütün bu yılların bugün itibariyle görünen resmini ortaya koyacağını, bütçe açığını, faiz dışı fazlayı, özelleştirmeyi, büyümeyi dikkate alacak rakamların da ortaya çıkacağını dile getirdi.

Türkiye'nin ''kriz yurt dışından kaynaklandı yurt dışında düzelmeden Türkiye'de de bir şey olmaz. Onun için yapacağımız şeyler sınırlı'' şeklinde bir bakış açısı olup olmadığının sorulmasına karşılık, böyle bir bakış açısının kısmen doğru olduğunu belirten Şimşek, ancak ''Biz ne yapsak sonuç alamayız'' şeklinde bir yaklaşımın bulunmadığını ifade etti.
Bu bakış açısının aksine krizin Türkiye'ye yansımalarını sınırlamak için bir çok adım attıklarını vurgulayan Şimşek, ''Dış ticaret kanalıyla gelen yansıma ancak dünya toparlanırsa telafi edilebilir. Kredi kanalıyla gelen yansımalar da kısmen dünya piyasalarının ve kredi mekanizmasının çalışmasıyla yansır'' dedi.

Bu nedenle G-20 Zirvesinin çok önemli olduğunu belirten Şimşek, zirvede çok acil şekilde dünya ekonomisinin nasıl canlandırılabileceği, dünya kredi mekanizmasının nasıl çalıştırılabileceği ve kaybolan güveninin dünya çapında yeniden nasıl tesis edileceği üzerinde çalışacaklarını bildirdi.

DOLARDAKİ YÜKSELİŞ

Şimşek, önümüzdeki dönem için insanlara bir önerisi bulunup bulunmadığının sorulması üzerine de Türkiye'nin temellerinin sağlam olduğunu söyledi.

Türkiye'nin krize, geçmişe göre, bazı ülkelere göre, hatta IMF programı olan ülkelere göre daha yüksek oranda bir direnç gösterdiğini ifade eden Şimşek, ülke nüfusunun genç ve dinamik olduğuna dikkat çekti. Şimşek, ''Bugün itibariyle yatırım yapacaksınız ki kriz sona erdiğinde daha iyi bir konumda olacaksınız ve bunun avantajını yaşayacaksınız'' diye konuştu.
Bakan Şimşek, ''Türkiye'nin IMF ile anlaşma olmazsa doları tutamama riski var mı?'' sorusunu da şöyle yanıtladı:

''Macaristan'da IMF programı var. Florin sizden daha fazla mı değer kazanıyor? Hayır. Krizin başladığı tarihten bu yana birçok ülkenin para birimi bizden daha fazla değer kaybetti ve bunların bazılarında IMF programı da var. Bu kriz Türkiye'ye özgü bir kriz değil. Bütün dünya etkileniyor. Biz birçok ülkeye oranla daha az etkileniyoruz. Bunun en güzel örneği; ülkelerin iflas riskine karşı sigorta primleridir. Türkiye'nin sigorta primi şu anda Macaristan'dan da Rusya'dan da bir çok Avrupa ülkesinden de düşük.''

Şimşek, ''Merkez Bankası'nın dolar 1,80'i gördükten sonra müdahale etmesini nasıl değerlendirdiğinin sorulmasına karşılık da kurlardaki hareketin arkasında güçlü bir hacim yoksa ve dolayısıyla spekülatif bir hareket olduğuna ikna olunursa Merkez Bankası'nın müdahale ettiğini söyledi. Şimşek, ''Belli bir noktadan sonra kurlar bazen ülkelerin temel makro bileşenlerinden bağımsız olarak hareket edebiliyor o noktalarda müdahalenin anlamı var'' diye konuştu.