kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
7 Mart 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

Hayvanlara da bakarım kariyer de yaparım

Enslihan TUNÇ
06.03.2009
Artık emekli, evde canı sıkılan, agresif, mahallenin delisi gözüyle bakılan hayvanseverler geride kaldı. Yeni ku.ak hayvan hakları savunucuları arasında, genç, iyi eğitimli ve kariyer sahibi isimler dikkat çekiyor..
Hayvansever denilince, akla hemen mahallenin yaşlı kedici teyzeleri geliyor değil mi? Ancak konunun biraz içine girince artık genç, iyi eğitimli ve kariyer sahibi kadın ve erkeklerin de hayvan hakları için mücadele ettiği görülüyor. Belediyeleri basıp olay çıkartan agresif hayvan dostları bir sonuç elde edemeyip köşelerine çekilince, meydan projeler üreten ve her zaman sakinliğini koruyan aktivistlere kaldı.
Onlar hem yoğun iş tempolarını aksatmazken, hem de buldukları her fırsatta sokak hayvanlarının imdadına koşuyorlar. Ortaya koydukları birçok uzun soluklu başarılı projeyle sokak hayvanı sorununa çözüm önerileri getiriyorlar. İşte yeni kuşak hayvanseverlerden birkaçı...

Ayşe Gül Bölükbaşı
Matematik mühendisi olan Ayşe Gül Bölükbaşı, sigortacılıkta yüksek lisans, bankacılıkta doktora yapmış. Halen Yrd.
Doç. Dr. olarak Marmara Üniversitesi'nde öğretim üyesi ve aynı zamanda sıkı bir hayvansever. 2000 yılından beri aktif olarak her gün Maslak İTÜ kampusundaki köpeklerin bakımı, kısırlaşması ve beslenmesi ile uğraşıyor. Ayrıca İBB Hasdal Rehabilitasyon Merkezi gönüllüsü olan Bölükbaşı, bu merkeze gelen evden atılmış, ufak ırk, yaşlı, sakat, sokakta yaşayamayacak köpekler için uğraşıyor.
Evinde altı köpeğiyle yaşıyor. Hem onlarla ilgileniyor, hem üniversiteye gidip ders anlatıyor. Akşamüstü İTÜ kampusune gidip yemek dağıtıyor. Makale ve kitap çalışmalarını geceleri sürdürdüğünü söyleyen Bölükbaşı, haftada birkaç kere de Hasdal'a gittiğini ekliyor: "Çok zaman aldığı sanılan bu işlemler, programlayınca yapılabiliyor. Ucu ucuna olsa da...
Köpeklere çok zaman ayırıyorsun diyenlere inat akademik iki kitap yazdım ve çok sayıda makale, konferans bildirileri de var." Hayvan korumacılığının yaşam boyu sürdüğünün belirten Bölükbaşı; "Evlendim eşim istemiyor, taşındım, artık vaktim yok deme lüksümüz yok," diyor ve ekliyor: "Bu boş zaman geçirme, hobi değil. Yolumuzu bekleyen, çoğu zaman bir dilim ekmek yerine sadece başının okşanmasını isteyen, belki konuşamayan ama gözleriyle her şeyi anlatan canlar var. Meslek sahibi olan kişiler özellikle hayvanları korusunlar.
Böylelikle belediyeler, 'Canı sıkılan, zengin kadınlar oyalanmak için köpeklerle uğraşıyor,' diyemezler."

Tülin Karabeyoğlu
39 yaşındaki Tülin Karabeyoğlu, kendi muayenehanesinde aile hekimi olarak görev yapıyor. Çocukluk yıllarından beri zor durumdaki muhtaç hayvanlara yardım ettiğini belirten Karabeyoğlu, özellikle İstanbul'daki nüfus artışı, betonlaşma gibi değişimlerin her türden canlıyı da çok kötü etkilediği görüşünde: "Ne yana baksanız acıyı görüyorsunuz. 20'li yaşlarımda bu duyumsama haliyle zorlanmaya başladım ve taraf olmaya karar verdim. Ezilenden taraf olmaya..." Evini Eskişehir hayvan barınağından edindiği kör bir köpek ve dört sokak kedisiyle paylaşan Karabeyoğlu ayrıca oturduğu semtte de takibini yaptığı çok sayıda sokak hayvanı olduğunu söylüyor: "Tür ayırt etmeksizin insanın tahakkümüne uğrayan insan-hayvan ne varsa samimi bir şekilde her birine sahip çıkmaya çalışan birkaç gruba üyeyim (Yaşam Hakkına Saygı Grubu, Barınak Gönüllüleri ve Dünya Yalnız Bizim Değil). Son bir yıldır merakla ve sabırsızlıkla beklediğim Yeşiller hareketini takip ediyorum. Ayrıca beş arkadaşımla hayata geçirmeye çalıştığımız bir proje daha var. İnsan ve çevre yararına yapılan deneylerde hayvan kullanımının önlenmesi ve alternatif yöntemlerin tanıtılması için, tıpveterinerlik gibi alanların uzmanlarına yönelik dataları içeren bir web sitesi hazırlığı aşamasındayız. Oldukça kapsamlı bir konu ve bu konuya ilgi duyan hekim arkadaşların yardımına ihtiyacımız var."

Duygu Külünkoğlu
Duygu Külünkoğlu 37 yaşında ve 12 senedir grafik ve web tasarımcılığı yapıyor.
Hayvan korumacılığın onun kanına girmesi 2000 yılında kedisi Şero'yla olmuş. Daha sonra mesleği gereği bir barınağın web sitesini yaparak daha çok yardım almasını sağlayabileceğini fark etmiş ve Yedikule Hayvan Barınağı'nda karar kılmış.
yedikulehayvanbarinagi.com, bugün 11 binden fazla üyesi olan bir portal haline gelmiş durumda. Şu sıralar yeni doğum yaptığı için barınağa fiilen gidemediğini söyleyen Külünkoğlu, her zamanki gibi bilgisayar başından destek vermeye devam ediyor.
Duygu Külünkoğlu'nun evinde dört kedisi var. "Bu kediler de benim çocuklarım," diyor ve ekliyor: "Hamile kaldığımda toksoplazma negatif olduğumu öğrendim. Kedilerden geçen bir hastalık bebeğime zarar verebilirdi. Ama ben doktorlarla konuşup araştırma yapınca aslında bu hastalığın kedilerden çok çiğ et ve iyi yıkanmamış sebzelerden geçtiğini öğrendim. Evdeki kedilerimden ayrılmayı asla düşünmedim. Aksine gene sokakta yavru kedi bulup biberonla besledim, trafik kazası geçirmiş kediler aldım evime. Ama bunlar yaparken de temizliğe özen gösterdim. Eldiven kullandım ve sürekli ellerimi yıkadım. Kedilerimin aşılarını hiç ihmal etmedim. Şimdi sağlıklı bir bebeğim var. Bebeğim üç aylık olunca kedilerimle bir araya getireceğim."

Meltem Acet
34 yaşında ve ekonomist olan Meltem Acet, son beş yıldır aktif hayvan korumacılığı yapıyor. BGD (Barınak Gönüllüleri ve Hayvanlara Yaşam Hakkı Derneği) kurucularından olan Acet, şu anda derneğin başkan yardımcısı. Hem hayvan hakları ihlalleri konusunda hem de terk edilmiş, engelli hayvanlar ile rehabilitasyon merkezlerine yardım etmek amacıyla calıştığını söylüyor ve uzun vadeli hedeflerini şöyle sıralıyor: "Kamuoyunda hayvan hakları bilinci oluşturmak ve topluma hayvan sevgisi aşılamak. Bu konuya yönelik olarak da üniversitelerde ve okullarda eğitimler düzenliyoruz, stajyerlerle çalışıyor, gençlerde sivil toplum bilincinin oluşması için çabalıyoruz. 2008'de bir adım daha ilerleyerek derneklerle birleştik ve HAYTAP Federasyonu'nu kurduk. Artık sadece büyük şehirlerde değil, Türkiye çapında da hayvan refahı ve hayvan hakları ihlalleri konusunda çalışmalar yapıyoruz." İş dışındaki tüm boş vaktini hayvanlar için kullandığını söyleyen Acet, buradaki en önemli noktanın iş, ev ve hayatın diğer tüm boyutları arasında güzel bir denge kurabilmek olduğu görüşünde: "İşiniz hayvanlara yardım edebilmenizi sağlayan tek maddi kaynağınız, eşiniz en büyük destekçiniz, çocuğunuz ise bu işin geleceği, ileride meşaleyi devredeceğiniz kişi... Bu nedenle sokakta araba çarpmış halde bulduğum köpeği, eşimle beraber veterinere götürüyor, iyileşirken ziyaretine kızımla gitmeye çalışıyorum. Bunlar mümkün değilse, tek başıma koca köpekleri yüklenip tedavi ettirdiğim de oluyor."
Haberin fotoğrafları