kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
1 Mart 2009, Pazar
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Günnur Özsoy, yeni sergisiyle 25'inci yaşına giren Galeri Siyah-Beyaz'da.

Ankara'nın kavramsal sanatına bak...

Adalet CİNGÖZ
28.02.2009
Adalet Cingöz, heykeltıraş Günnur Özsoy'un Siyah-Beyaz sanat galerisi sergisi nedeniyle başkent sokaklarının epey değiştiğini anlatıyor. Öte yandan kentte hâlâ bir çağdaş müze yok!..
Seçim öncesi başkent yollarına düştüm... Amacım elbette siyaset yapmak değildi. Günnur Özsoy'un Ankara Siyah-Beyaz sanat galerisindeki sergisi için başkent trenine atladım. Emek Sekizinci Cadde'deki çocukluk arkadaşımın evine doğru giderken, sergiden önce Aşdi Otogarı yeraltı geçidindeki ezan ses sisteminden etkilendim. Müezzinin sesi bir arkamdan, bir önümden, bir sağımdan, bir solumdan geliyordu. Eminim kavramsal sanatçı Erdem Helvacıoğlu bile, yeraltı geçidinin farklı noktalarındaki hoparlörlerin yarattığı ses yerleştirmesi tadındaki bu 'espas'tan etkilenirdi... Yeraltından yer üstüne çıktığımda, sekizinci caddenin yerinde yeller esiyor olduğunu görmek ise bir başka sürpriz oldu benim için. Sekizinci caddenin ismi değiştirilmiş, Bosna-Hersek olmuştu. Yolda bana bu bilgiyi veren Ankaralı vatandaşa, yeni cadde isim adaylarının arasında Filistin ya da Osetya olup olmadığını sordum. Yanıt alamadım. Bu isim değişikliği çok kavramsal geldi bana... Henüz sergiyi görmeden böylesine güncel ve sanatsal sürprizlerle karşılaşmış olmakla meşgul, Siyah-Beyaz'ın Tunalı'daki mekânından içeri girdim. Galerinin yirmi beş yıllık tarihini özetleyen, duvarlarındaki siyah-beyaz fotoğraflara daldım. Sıtkı Kösemen'in bob stil saçlarını, Balkan Naci'nin tığ gibi yelekli bedenini, Erol Akyavaş'ın anlamlı profilini gösteren fotoğrafları izledim. Bu yirmi beş yıl içinde, Hüsamettin Koçan ve Turan Erol'un hiç yaşlanmadığını tespit ederek, bir an önce siz sevgili okurlarım için kendilerinin anti-aging sırlarını öğrenmeye karar verdim.

SÜRPRİZ ANKARA TURU
11'inci İstanbul Bienali'nin dört kadın küratöründen menkul WHW'nun Ankara ziyareti ise, hâlâ konuşuluyor. Küratörler, genç ressam Mustafa Kula ve sessiz derinden bir muhalif, ressam Ali Kotan'la görüşmüş. Kotan'ın Fulya Sade'nin ofisindeki resmine de bayıldım. Söylemeden edemeyeceğim. Ankara'da belediye seçimlerinin dışında, bana kalırsa en acil ve mühim konu, çağdaş müzenin geleceği. Turan Erol'un da içinde bulunduğu, İstemihan Talay'ın döneminde başlatılan ve çoğu bitirilen proje, müzeye dönüşmüş durumda, işletmecisini arıyor. Demiryollarına ait vagon tamir yerinden devşirilen ve geniş hacimli müze mekânını, Kültür Bakanlığı yap-işletdevret modeliyle 15 milyon dolara kiralamak istiyor. Ama bakanlık ne hikmetse, bir türlü bu parayı verecek birini bulamıyormuş. Üzücü... Hakikaten üzücü...