kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
26 Şubat 2009, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Danimarkalılara küfür etmeyi öğrettik-SADİ TEKELİOĞLU

Giriş Saati : 26.02.2009 10:14
Güncelleme : 26.02.2009 18:52
Yeni Haber
KOPENHAG- 22 yıldır Danimarka'da yaşıyorum. Bundan 10 yıl öncesine kadar dünya halkları içinde kendi dillerini en terbiyeli kullanan insanların Danimarkalılar olduklarını rahatlıkla iddia edebilirdim. Danimarkalıların deyimler sözlüğünde bazı diğer ülkelerde de olduğu gibi "Türk gibi küfretmek" diye bir deyim var. Böyle bir deyimde başrol oynayan bir milletin ferdi olduğumu düşündüm ve böyle bir deyimi benimseyen bir halkın küfür edip etmediğini merak ettim. 22 yıldır can kulağıyla Danimarkalıları dinliyorum.

Bundan 10 yıl öncesine kadar gerçekten ağızları bugün olduğu kadar bozuk değildi Danimarkalıların. Mutlaka terbiye sınırlarını aşmaları gerektiğinde de çok kızdıkları insana Svin (Domuz) diye bağırıyorlar, aptal bulduklarına da Torsk (Morina balığı) adını takıyorlardı. Danimarka'ya Ortadoğu ve Orta Asya'dan gelen göçmenlerin sayıları artmaya ve Danca öğrenmeye başladıktan sonra Danimarkalıları küfür edebiyatı ile tanıştırdılar, Danimarkalıların küfür literatürüne yeni sözcükler kazandırdılar.

Danimarkalılar Ortadoğu'dan gelen göçmenlerin kızdıkları zaman kullandıkları küfürlerin neredeyse tamamının cinsel unsurlardan oluştuğunu görünce biraz şaşırdılar, ancak fazla geçmeden önce bu duruma alıştılar, ardından da küfür edilecekse ana avrat düz gidilecek düşüncesini benimsediler.

Küfür sözlüğü iki sözcükten olan ibaret olan Vikingler son 10 yılda acayip bir değişime imza attılar. Birdenbire, kızdıkları insanların (erkeklerin) anneleri, bacıları, eşleri ile cinsel temas ve onların cinsel organlarını da küfürlerinde kullanılabileceğini öğrendiler. Bir de kendi cinsine cinsel ilgi duyan kişileri tanımlayan sözcüklerin de hakaret etmek için kullanılabileceğini öğrendiler.

Artık Danimarkalılar birbirlerine kızdıklarında karşısındakileri "Bösse" (eşcinsel) veya annelerini "Luder" (fahişe), olarak adlandırmaya başladılar. Kızdıkları insanların anneleri, kız kardeşleriyle cinsel ilişki kurma isteği ve tehdidinden bahsetmemize bile gerek yok...

Bunu kimlerden mi öğrendiler? Türklerden, Pakistanlılardan ve Araplardan. Bu üç ulustan gelen toplam göçmen sayısı ise 5 milyonluk Danimarka'da yaklaşık 200 bin.

Türk, Arap ve Pakistanlı göçmenler sadece Danimarkalıların küfür alanındaki sözcük haznesini geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda kendi aksanlarıyla konuştukları Danca'yı da Danimarkalılara bulaştırıyorlar. Göçmenlerle arkadaşlık yapan Danimarkalı gençler de artık farklı bir melodi ve vurguyla Danca konuşmaya başladılar. Göçmenlerin sayıca yoğun olarak yaşadıkları toplu konut bölgelerinde yaşayan Danimarkalı gençler artık sanki anne babası bu ülkeye göç etmiş gibi bir dil kullanmaya başladılar. Bunun yanı sıra civciv gibi sapsarı Danimarkalı kızlar, erkekler artık anlattıklarının daha da inandırıcı olmasını sağlamak için "walla" sözcüğünü de kullanmaya başladılar.

İlkokul ve liselerdeki öğretmenler, gençler arasında hızla yayılan bu küfür edebiyatından oldukça rahatsız. Zira Ortadoğu ülkelerinden ithal küfürlerin hemen hepsinde kadın nesne olarak kullanılıyor, cinsel tercihini değiştirenler tanımı da aşağılama olarak görülüyor.

Kadın hakları hareketinin ana vatanı olan Danimarka'da özellikle kadın-erkek eşitliği alanında yıllar içinde çeşitli projeler yapılmış, öyle ki ilkokullarda hazırlanan müsamerelerde kraliçe rolü erkeklere kral rolü bilinçli olarak kız öğrencilere verilmiş. El işi derslerinde örgü, dikiş ve mutfak dersleri erkek öğrenciler için neredeyse zorunlu ders olmuş ki, erkekler kadın olmanın nasıl olduğunu öğrenerek büyüyüp kadınlara daha saygıyla yaklaşmalarını öğrensinler. Artık yüz yıl mücadele eden kadın hakları savunucuları 10 yıl içinde toplumda maskulin bir dil kullanımına şahit olduklarını belirtiyorlar ve bunun sonuçlarının kötü olacağından korkuyorlar.