kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
7 Şubat 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

Bruce Lee veya Chuck Norris'i özlediyseniz...

ATİLLA DORSAY
ATİLLA DORSAY
25.12.2008
Taşıyıcı dönüyor.
Dönmeseydi daha iyi olurdu ya, neyse... Her filmin olduğu gibi bunun da meraklıları var herhalde...
Fransız yönetmen-yapımcı, bir dönemde Le Grand Bleu / Derinlik Sarhoşluğu, Leon / Sevginin Gücü, Nikita, Beşinci Güç gibi filmleriyle hayli ilgi uyandırmış, Fransız sinemasına taze kan (kimilerine göre ABD'den ithal taze kan!) getirmiş ve yönetmenliği önemsenmiş olan Luc Besson, artık esinini tüketmiş gözüküyor ve sadece böylesine ticari filmlerin yazar ve yapımcılığıyla yetiniyor. O artık barutu bitmiş bir yönetmen eskisi sayılabilir.
Taşıyıcı serisi, ana temasını adından alıyor. Gözünü daldan budaktan sakınmayan dövüş ustası Frank Martin hep bir şeyler taşıyor: Madde veya insan, fark etmez. Önemli olan, kargoyu veya insanı alıcısına teslim etmektir. Bu kez, sonradan Ukrayna çevre bakanının kızı olduğu anlaşılan, görünürdeyse Kafkas kökenli fahişelerden biri gibi duran bir kızcağızı Marsilya'dan alıp önce Budapeşte'ye, sonra da Odessa'ya götürmekle görevlendiriliyor. Ama peşinde neredeyse bir ordu vardır ve görev kolay olmayacaktır.
Besson ve yardakçısı yazar, bu kez güncel bir temaya, çevre korumacılığına endeksli bir senaryo kotarmışlar. Tüm sorun, Batı kapitalizminin kurtulmak istediği ve son derece tehlikeli, hatta ölümcül sanayi artıklarını yoksul bir ülkeye gagalama çabası.
Aslında çevreci olan bakan, kaçırılan kızı nedeniyle, bu şantaja boyun eğmek üzeredir.
Ama 'taşıyıcı' kolay kolay pes eder mi? Film, hemen tümüyle Jason Statham denen ve herhalde bir 'ifadesiz surat' yarışması yapılsa mutlaka birinci gelecek olan aktörün dövüş yeteneklerine dayanıyor. Bu sahnelerin koreografisini bir başka yönetmen, Corey Yuen yapmış. Yönetmen hanesinde ismi bulunan Olivier Megaton ise patron Besson'un buyrukları doğrultusunda, son derece hızlı bir kurguyu yeğlemiş.
Özellikle aksiyon sahnelerinde olayı öylesine parçacıklara bölüyor ki, doğru dürüst izleme imkanı yok. Besson arada, bir zamanlar 'entelektüel' sanıldığını hatırlayıp edebi veya sinemasal referanslar eklemiş: Dostoyevski'deki melankoli veya Fransızların Jerry Lewis tutkusu gibi. Ama bunlar komik kaçıyor çünkü filmin hedef kitlesi olan çok küçük yaş grubu ve de 'sokaktaki adam'ın bunların zevkine varmak bir yana, duymuş olması bile mümkün değil! Emektar Fransız oyuncusu François Berleand, oynadığı Fransız komiseri rolünde öylesine uykulu, pasaklı ve tembel bir tip çiziyor ki, insanın onu zorla banyoya sokup yüzünü yıkatası geliyor! Ukraynalı genç kızı bizzat Besson, New York kaldırımlarında keşfetmiş.
Herhâlde güneş gözüne geliyordu, yoksa böylesine çilli bir yüzü sinemada kullanmak kimin aklına gelir? Kötü adamda ise benim gibi Prison Break TV dizisi meraklılarını pek memnun bırakacak bir oyuncu, dizinin T-Bag'i Robert Knepper var.
İşte böyle... Dövüşü pek seviyor veya bir film boyunca Bruce Lee veya Chuck Norris'i büyük yıldız saydığınız çocukluğunuza dönmek istiyorsanız, buyurun!

TAŞIYICI-3 *
( Transporter 3)
Yönetmen: Olivier Magaton
Senaryo: Luc Besson, Robert Mark Kamen
Görüntü: Giovanni Fiore Coltellacci
Müzik: alexandria Azaria
Oyuncular: Jason Statham, François Berleand, Natalya Rudakova, Robert Knepper, Jeroen Krabbe, Alex Kobold
Fransız yapımı.