kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
31 Ocak 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Kore'de 'kimçi'nin yapım tekniklerini gösteren bir müze bile varmış. Kore'de 'kimçi'nin yapım tekniklerini gösteren bir müze bile varmış.

Korece bilmek şart değil

30.01.2009
Büyük bölümü Türk damak tadına uygun Kore mutfağının en özel yemeklerinin sunulduğu Gaya'da, bir tür mantı olan 'mandu'yu denemek lazım... Tabii Korelilerin ulusal yiyeceği olan acılı özel lahana tur.usu 'kimçi'yi de pas geçmeyin..
İnsanoğlu damak alışkanlıklarından kolay kolay vazgeçemiyor. Örneğin uzunca bir süre yurtdışına gidecek olursam, küçük bir çaydanlık ve demlik ile alıştığım kendi çay harmanımdan bir miktarını yanımda götürürüm. Hatta kırılmasın diye iyice ambalajladıktan sonra bir de ince belli çay bardağı alırım yanıma... Otelde değil de mutfağı olan bir yerde kalırsam, sabah kahvaltısında ve ikindiüstü alıştığım demli çayı yudumlamak bana büyük mutluluk verir. Dolayısıyla geçenlerde gittiğim Taksim'deki Gaya adlı Kore lokantasında, garson, yurtdışına yolculuk yapan Korelilerin 'kimçi' adlı bol sarımsaklı ve acılı özel lahana turşularını iyice paket edip, yanlarına aldıklarını söylediğinde yadırgamadım. Kimçi, Korelilerin ulusal yiyeceği... Hatta Seul'de kimçi yapım tekniklerini gösteren, bu iş için gerekli alet edevatın da sergilendiği bir müze bile varmış. Tek bir versiyonu yok kimçinin. Bu isim altında yüzlerce değişik uygulama mevcut. Lahana sevmeyenler, yazının bundan sonrasını okumadan başka yazılara atlamaya kalkmasınlar lütfen. Çünkü az sonra size tanıtacağım Kore lokantasında kimçinin dışında pek çok yemek var ve bunların önemli bölümü Türk damak tadına da uygun. Abdülhak Hamit Caddesi üzerindeki Green Park Oteli'nin altında ve otelden bağımsız olarak işletilen Gaya Restaurant'a gittiğimizde içeride hemen hiç kimse yoktu. Meğer Koreliler akşam çok erken saatte yemek yer ve erken yatarlarmış. Sipariş vermeden önce müessesenin ikramı olarak sofraya zarif kaseler içinde mezeler servis edildi: Dev bir lahana dolmasını andıran, içinde kıyılmış biber ve bazı sebzeler bulunan lahana turşusu kimçi; salatalık dilimleri, susam ve özel bir sosla marine edilmiş, soğuk olarak getirilen bir tür etli patates; tavada kızartılmış birer dilim bol acılı tofu; sarımsak ve susam yağında marine edilmiş kabak dilimleri; uzun süre şekerli limon suyunda bekletilip hafif fermente olmuş incecik turp dilimleri... Koreliler bu mezelere 'anju' diyorlar.

GARSON HIZIR GİBİ YETİŞİYOR
Kore mutfağını bilmeyen birinin yemek listesinden seçim yapması Rus ruleti oynamaktan farksız; önünüze nasıl bir yemek geleceğini listeye bakarak kestiremiyorsunuz. Ancak garson bu aşamada Hızır gibi imdadınıza yetişiyor. Bilgisizliğinizi size hissettirmeden, güler yüzle eğilimlerinizi öğreniyor, ona göre sizi yönlendiriyor. Bütün Uzakdoğu ülkelerinde olduğu gibi Kore'de de mantının ismi bize yabancı değil. Kore'de mantıya 'mandu' diyorlar. Ancak bizimkinden çok daha tombul, içindeki harcı daha bol bir mantı bu. Bize servis edilen mandu, sığır kıyması ve çok ince kıyılmış bir tür kimçi ile doldurulmuş ve et suyunda haşlanmıştı. Fazla tuzlu olmayan bir soya sosuyla tatlandırarak yedik. Çok güzeldi.

ÇORBA YEMEĞİN SONUNDA...
Bulgogi, Kore'nin bir başka önemli yemeği. Soya sosu, susam yağı, çeşitli baharat ve sarımsakla marine edilmiş etler, tavada ya da ızgarada pişirilip şeritler halinde kesiliyor ve kızdırılmış sac üzerinde servis ediliyor. Çok lezzetli. Bunun yanında, Korece'de 'karışık pilav' anlamına gelen 'bibimbap' da söyledik. Büyük bir tasta, pilavın üzerinde kurutulmuş biber yaprağı, turp, soya filizi, yosun, garsonun adının 'kosali' olduğunu söylediği bir başka sebze ve ortasında çiğ bir yumurtanın sarısı sofraya getirildi. Göze hoş görünen, iyice karıştırılıp servis yapıldığında da damağı okşayan bir spesiyalite bu. Yemeğin sonlarına doğru da içinde çeşitli sebzeler, soya filizi ve dana eti şeritlerinin bulunduğu, et suyu ile yapılmış çok lezzetli bir çorba sunuldu. Kore mutfağında çorba yemeğin başında değil, sonlarında içiliyormuş. Gerçi listede birkaç çeşit şarap da vardı ama biz genellikle bu acılı ve bol tuzlu yemeklerin yanında birayı tercih ettik. Yemeğin üzerine de birkaç kadeh kaliteli yeşil çay yudumladık. Genellikle Gaya'da yediğimiz bütün yemeklerden memnun kaldık. Yemeklere önyargısız yaklaşan, ağzının tadını bilen kişilerin hiç değilse arada bir Kore mutfağını tatmalarında yarar var.
Haberin fotoğrafları