kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
13 Ocak 2009, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat
Emrah Yücel Yeni Zelanda'nın ilk üçe girdiği marka değeri araştırmalarında Türkiye'nin sıralamada olmamasına dikkat çekti.

Marka yaratabilmek için Hollywood'u çağırmalıyız

İLKER GEZİCİ
12.01.2009
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Türkiye'nin tanıtımı için açtığı reklam ihalesini kazanan Emrah Yücel Türkiye'nin yurtdışında marka olması için yapılacakları anlattı..
'Kill Bill', 'Soğuk Dağ', 'Chicago', 'The Bing Bounce' gibi birbirinden ünlü Holywood filmlerinin afişlerini tasarlayan Emrah Yücel'in başkanlığını yaptığı 'Iconısus' adlı reklam şirketi, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Türkiye'nin tanıtımına ilişkin Rusya ve Ukrayna için gerçekleştireceği reklam ihalesini kazandı. Sinemanın bir ülkenin tanıtımında çok önemli yeri olduğunu söyleyen Yücel, "Ülkemizin güçlü bir marka kimliğine ihtiyacı var" dedi.

* Yapılan araştırmalar sonucu, bir ülkenin markalaşmasında dizi ve sinema filmlerinin yüzde 13'le üçüncü sırada yer aldığını ortaya çıktı. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bence bu sıralama bize çok şey söylüyor. Artık dünya çapında her alanda marka yaratmanın en önemli araçlarından birinin, film ve diziler aracılığı ile ürün yerleştirmesi olduğunu biliyoruz. Türkiye'nin de bu anlamda pek çok Hollywood yapımında hem mekan hem de içerik olarak yer alması gerekiyor.

HOLLYWOOD'UN GÜCÜ
* Örnek verebilir misiniz?
Tabii, mesela Hawaii adalarının izleyicilerin aklına bir balayı hedefi olarak yerleşmesinin en önemli sebebi, Hollywood'un gücünü doğru kullanmış olmasıdır. Hawaii'de geçen filmler ve diziler aracılığı ile bu mekan 'cennet' olarak tanımlanmış. Pek çok insanın balayı tatilinin tartışmasız hedefi haline gelmiş. Hawaii adaları bu başarıyı çok bilinçli kullandı ve bunu bir gelenek haline getirdi. Şu anda 'Lost' dizisinden dolayı Hawaii'de dizinin çekildiği yerlere turlar bile düzenleniyor. Bir başka örnek ise 'Sex and The City' dizisi ile New York için verilebilir. Hawaii'nin başarısını biraz geç de olsa yakalamaya çalışan Fiji adaları bile şu anda yabancı film yapımları için yüzde 52 teşvik veriyor.

* Bu teşvik sisteminden bahsedebilir misiniz?
Bu tip teşvik iki farklı türde uygulanıyor dünyada. Birincisi sadece para üzerine kurulu. Yani diyoruz ki, benim ülkeme para getir ben de sana getirdiğin ve harcadığın paranın yüzde 20'sini iade edeyim. Romanya, Malta, Tunus, Çek Cumhuriyeti, ABD'nin pek çok eyaleti, Fransa ve İtalya bu sistem ile çalışıyor. Tunus'ta 'Yıldız Savaşları'nın çekilmesi gibi... Filmin orada çekildiği her yerde yazıyor ve biliniyor. İkinci sistem ise Kanada ve İngiltere'nin uyguladığı kültür ağırlıklı puan sistemi. Bu sistemde yapımcılara o ülkenin değerlerinin ortaya çıkartılacağı bir puan sistemi sunuluyor. Filmin içinde Kanada şehirlerinin yol tabelasını göster 5 puan, iki kişi birbirine para verirken bu para Kanada doları olarak gözüksün 5 puan. İngiltere'de Londra Köprüsü'nü göster 5 puan, İngiliz aksanı kullan 5 puan gibi... Topladığın puan kadar da projene teşvik al.

İLK 10'DA BİLE YOKUZ!
* Türkiye'nin uluslararası film projelerinde boy göstermesi nasıl mümkün olabilir?
Bunun en güncel örneği Nicole Kidman ve Hugh Jackman'ın oynadığı 'Avustralya' filmi. Çekimleri için ayrılan 160 milyon dolarlık bütçenin 60 milyonu Avustralya hükümeti tarafından karşılandı. Bu film Avustralya'nın bilinçli bir markalaşma çabası içerisinde olduğunun en iyi göstergesi. Zaten '2008 Ülke Markalaşması' raporunda da Avustralya bir numaralı ülke seçilmişti. Yani yatırım yaptı, karşılığını aldı. Türkiye 31 dalda yapılan bu sıralamalardan sadece ikisinde ilk 10'a girebiliyor. Bunlardan biri, 8. sırada olduğumuz 'Yükselen Yıldız' kategorisi. Diğeri ise 'Paranın Alış Gücü'. Bunun dışında; 'Yaşam Standardı, Halk Misafirperverliği, Alışveriş, Gece Hayatı, Yeme-İçme, Kumsallar, Güvenlik, Kültür, Sanat ve Tarih' gibi çeşitli dallarda sıralamaların birine bile giremiyoruz. Hem de bu değerlere diğer ülkelerden çok daha fazlasıyla sahip olduğumuz halde...