kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
13 Ocak 2009, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
YÜKSEL AYTUĞ

Leonardo'nun çırağı kim olacak?

Bir kaç yıl önce History Channel'daki Leonardo belgeselinde izleyince şaşırmıştım. Sonra Hıncal Uluç'tan dinledik uzun uzun... Ardından Koç Müzesi'nde açılan Leonardo Sergisi'nde maketine baktım hüzünle... Leonardo Da Vinci, Haliç'e bir köprü kurmak için dönemin padişahı 2. Beyazıt'a iş başvurusunda bulunmuş, Haliç'in iki yakasını birleştirecek ve altından "Pupa yelken gemilerin bile geçmesine imkan verecek" bir köprü inşa etmek istediğini bildirmiş. Sadece o kadar da değil. Rüzgar ile çalışan bir değirmen ve kendi enerjisini kullanan bir su çekme makinesi de teklif etmiş. Ama gelin görün ki dahinin bu istekleri o dönem kabul görmemiş. Ve yıllar sonra Da Vinci'nin köprüsü genç bir mimar tarafından Norveç'teki mütevazı bir kasabada otoyol üstgeçidi olarak inşa edilmiş... Köprünün müthiş öyküsünü bir belgesel DVD'si olarak masamda görünce şaşırdım. Bir dönem Kültür A.Ş.'nin genel müdürlüğünü yapan ve TMSF döneminde de Star TV'nin başına geçen Cengiz Özdemir, 5 ülkeyi dolaşarak enfes bir belgesel hazırlamış. Belgesel, müthiş bir projeye de altyapı oluşturmak üzere. Zira Da Vinci'nin İstanbul rüyasını gerçekleştirmek için bir proje yarışması düzenleniyor. Yani o ünlü köprü, asıl olması gereken yere, Haliç'e inşa edilecek. Bunun için de mimarlardan projeler toplanacak, yarıştırılacak. Keşke daha önce harekete geçilseydi de köprü, İstanbul'un Avrupa Kültür Başkenti olacağı 2010 yılında hizmete açılabilseydi. Eğer mimar olsaydım, tüm vaktimi ve enerjimi bu proje yarışmasını kazanmaya adardım. Kolay mı? Eğer köprüyü oraya kondurmayı başarırsanız, Leonardo ustanın "çağdaş çırağı" olacaksınız. Bir mimar için bundan daha büyük bir onur olabilir mi? Peki ya Leonardo'nun o ilk teklifi kabul edilmiş olsaydı? Usta, en değerli eserlerini Çizme'ye değil de İstanbul'un doğal güzellikleri arasına katsaydı? Kim bilir belki de İstanbullular, Boğaz Köprüsü'ne 500 yıl önce kavuşacaktı... İlk kez zamanı bu kadar iştahla geriye sarmak istedim. Yazık olmuş. Hem de ne yazık...