kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Aralık 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
SOLİ ÖZEL

Gazze

Hamas liderliğinin blöfü görüldü. İsrail liderliğinin kumarının tutup tutmayacağı ise kısa sürede belli olur.
Dünkü saldırıların kısa dönemli sebebi Hamas'ın 19 Aralık'ta bittiğini ilan ettiği ateşkesin ardından İsrail'e füze saldırısında bulunmasıydı. Buna mukabele edileceğine dair uyarılara rağmen Hamas'ın füze saldırılarının devam etmesi, Gazze'ye Cuma günü çok uzun zamandır ilk kez gerekli malzemelerin girebilmesi için İsrail ablukasının kaldırılmasından bir gün sonra saldırıyı getirdi.
İsrail hükümeti bu büyük hava harekatı ve yoğun füze saldırısı kararını Çarşamba günü Hamas'ın İsrail'e 80 füzeyle saldırmasından sonra almış. Haaretz gazetesinden Amos Harel'in haberine göre Hamas askeri kanadının Cumartesi bir toplantı yapacaklarına dair istihbarat saldırının dün yapılmasına yol açmış.
Saldırının ana hedefi güvenlik güçleri ve Hamas liderliği olmasına rağmen, daha önceki saldırılarda da görüldüğü gibi çok sayıda sivil, çocuk ve korumasız insan hayatını kaybetti. Hastaneler kapılarına dayanan yaralılara bakamayacak durumda kaldılar.
Saldırının Hamas liderliğine büyük bir darbe vurup vurmadığı henüz belli değil. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in Gazze'ye yönelik kara saldırısı olmayacağını söylemesine rağmen bu ihtimal de tamamen devre dışı değil. Hizbullah'ın bu saldırı karşısında İsrail'e yönelik bir hamle yapıp yapmayacağına dair henüz bir ipucu yok. Hepsinden önemlisi İsrail vatandaşı Filistinlilerin bu saldırı karşısındaki infialleri.

Ambargo infiali başlattı
Dünkü saldırıyla yeni bir evreye giren İsrailHamas ilişkisinde aslında ilk hamle İsrail tarafından geldi. 5 Kasım'da İsrail hükümeti Gazze şeridine giriş-çıkışları kapatmasıyla gıda, ilaç, gübre, kağıt ve benzeri temel ihtiyaçların arzı ya kesildi ya da kesinlikle ihtiyacı karşılamayacak düzeylere geldi. Beklenen Hamas'ın bu durumda inadını kırması ve ateşkesin uzatılmasına rıza göstermesiydi. Hamas liderliği bu konuda kendi içinde bölündü. Şam'daki Halid Meşal ateşkese son vermek isterken Gazze'de Başbakan Haniye ateşkesi sürdürmekten yanaydı. Sonuçta sertlik yanlıları ağır bastı.
Daha temelde ise Hamas'ın sadece İsrail değil başta Filistin yönetimi olmak üzere yerleşik Arap devletleri tarafından muteber kabul edilmeyen, ezilmesi istenen bir örgüt olması yatıyor. Filistin halkının üçte birinin her şartta desteklemeyi sürdürdüğü, Gazze'de ne olursa olsun meşruiyetini yitirmeyen Hamas'ı siyasi sürecin içine almadıkça bu açmazın kırılması mümkün değil. Buna karşılık Hamas'ın da 15000 kişiyi bulan, giderek orta menzilli füzelerle desteklenen askeri gücüne güvenerek siyasi açılımlara kendi bölgesindeki muhalefeti sindiriyor, çatışmayı davet eden tavrını da sürdürüyor.

Türkiye'nin telkini yetmedi
Bu saldırının Hamas'ı zayıflattığı ölçüde, daha birbuçuk yıl önce bu örgütle silahlı çatışmaya girmiş Filistin Yönetimi ve El Fetih'i üzmediğine şüphe yok. Arap devletleri de Hamas'ın gücünün kırılmasından rahatsız olmaz. Mısır hükümeti bu saldırı nedeniyle kendi kamuoyunda ciddi bir eleştiriye uğrayacaktır. İki buçuk yıldır Hamas'ın elinde esir tutulan İsrailli Asker Gilad Şalit'in de böylesi şiddetli ve kanlı bir saldırının sonunda öldürülmesi ihtimal dahilindedir. Bu kanlı denklem Filistin sorununa bir çözüm bulunmadıkça yazık ki bitmeyecektir.
Son olarak Türkiye'nin rolüne gelirsek. Bu saldırının Türkiye açısından kabul edilemez bulunduğuna şüphe yok. Daha Pazartesi günü İsrail başbakanı Ehud Olmert Türkiye'de idi ve Hamas konusunda düşüncelerini Başbakan Erdoğan ile paylaşmıştı. Anlaşılan Türkiye'nin telkinleri de bir noktadan sonra taraflar üzerinde etkili olamıyor.