kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
18 Aralık 2008, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Emlak Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

'Vatandaş Schröder olmak daha güzel'

ZEYNEP ERDOĞAN / DIŞ HABERLER
18.12.2008
Almanya'nın en etkili siyasetçisi eski Başbakan Schröder, artık "emekli"... Aile bütçesi karısına emanet. Tüm boş vaktini, çocuklarına ayırmanın dünyanın en güzel şeyi olduğunu anlattı..
Eski Almanya lideri, 'emekliliğinde' daha mutlu olduğunu söyledi
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girişini en çok destekleyen Avrupalı liderlerin başında geliyor o. "Türk dostu" olarak anılan eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, koltuğunu bıraktıktan sonra danışmanlık yapmaya başladı. Ancak deneyimli siyasetçi, yıllarını verdiği siyasetin de, siyasetle ilgili soru ve toplantıların da halen içinde. Türkiye'ye de danışmanlık yaptığı bir şirketin projesi için gelen Schröder'le özel röportaj yapma fırsatı bulduk.

Sadece SABAH gazetesinin sorularını yanıtlayan deneyimli siyasetçiye emeklilik hayatından küresel ekonomik krize, Schröder ailesinin "bütçesine", Türkiye'nin Avrupa Birliği adımlarına kadar sorular yönelttik. Schröder, AKP hükümetinin dış politikasının, özellikle de Suriye ve İsrail arasındaki barış görüşmelerinde oynadığı rolün, İran ve Irak'la iyi ilişkilerin örnek teşkil ettiğini söyledi. İşte eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'le yaptığımız özel söyleşi:

* Vatandaş Schröder mi yoksa Başbakan Schröder" mi olmak daha güzel?
-
Aslında ikisi de çok güzel. İnsanın başbakan olması, kariyerinde gelebileceği son noktadır. Aynı zamanda bir ülkenin başbakanı seçilmek tabii ki çok onur verici bir duygu. Hukuk eğitimi aldım ve başbakanken bile mesleğimi düşünürdüm. Şimdi de yurtdışına çok çıkıyorum, çok çalışıyorum. Ama artık evime geldiğim zaman gerçekten evime gelmiş oluyorum. Başbakanken durum böyle olmuyor. Göreviniz gereği yapmanız gerekenler çok büyük bir baskı oluşturuyor. Ve bu da sizin gerçekten evde olmanıza engel oluyor. O yüzden "Vatandaş Schröder" olmayı daha çok tercih ediyorum. Şimdi evimde çocuklarımla ve eşimle rahat rahat vakit geçirmek ve çocuklarıma oyun oynayabilmek dünyanın en güzel şeyi. Bunları düşününce aslında siyaseti hiç özlemediğimi fark ediyorum. Siyasete dönmeyi planlamıyorum.

* Dünyayı saran, Avrupa'da ülkeleri batıran ekonomik krizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Krizin tam anlamıyla iki sene içinde geçeceğini düşünüyorum. Evde işlerin tamamını eşime bıraktığım için kriz bizi çok sarsmadı (gülüyor). Eşim her zaman yatırımları yaparken dikkatlidir. Borsada yatırım yapanlarla kıyaslandığında belki daha az kazanıyorduk ama en azından krizde paramız batmadı.

* Başbakanlık göreviniz bittikten sonra hayatınız çok değişti mi?
- Aslında hayır. Ülkemde sokakta yürürken yabancı kökenliler, başka bir ülkedeyken de oranın vatandaşları gelip konuşuyor, beni tanıyor. Fotoğraf çektiriyorlar. Bu benim aslında çok da kötü bir başbakan olmadığımı gösteriyor. Demek ki bazı şeyleri doğru yapmışım.

* AB'nin Türkiye'ye ihtiyacı var mı?
- AB'nin Türkiye gibi bir ülkeye ihtiyacı var. Türkiye'nin jeopolitik konumu, iyi bir pazar oluşu aslında herşeyi açıklıyor. AB'nin eğitim almış, batılı düşünen genç nüfusa ihtiyacı var. Ve bu Türkiye'de var. O yüzden sadece Türkiye'nin AB'ye değil, AB'nin Türkiye'ye ihtiyacı var.

* Türkiye'nin dış politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- AKP hükümetinin son dönemde izlediği dış politika çok güzel. İsrail-Suriye barış görüşmelerinde oynadığı rol çok önemli. İran ve Irak'la olan güzel iyi ilişkileri de takdir edilecek durumda.