kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
21 Kasım 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Cuma Sabah  
ATİLLA DORSAY

Habercilik giderek magazine benzerken...

TV haber bültenleri bir âlem... Türk televizyonculuğunun kendine özgü birçok öğesini barındırmakla kalmıyor, en çok izlenen programlar arasında olmaları nedeniyle, bu gidişi biçimlendiriyor ve oluşturuyorlar.
En son moda 'az sonra'... Magazin programlarının bu gözde sunuşu (ki geçenlerde Kanal D'nin cumartesi sabahı yayınlanan programında, ben de son dönemin Türk filmleri için söylediğim biraz sivri sözlerle buna alet olmuşum: Sürekli "Dorsay az sonra, Dorsay az sonra" diye yinelemişler!) evet, bu magazinsel buluş şimdi haberlerde de belirdi. Geçen akşam Star Haber'de Uğur Dündar Başbakanı, bir ağacın altında, etrafta dolaşan birkaç telaşlı adamın arasında yalnız olarak gösterdiğinde, bülten yeni başlamıştı. Arka fona yerleştirilen "O ağacın altını..." şarkısının nakaratı ve şimdi pek moda olan eski Türk filmi tarzı çizikli görüntüler eşliğinde bu duyuru 'Az sonra' nidalarıyla bir saate yakın sürdü. Ve ancak saat 8'e doğru, bunun Beyaz Saray bahçesinde çekilmiş 'özel görüntüler' olduğu açıklandı.
Dünyanın başka hiçbir ülkesinin TV alanında görülmemiş bu hinoğlu hinliğin ardında mutlaka Yılmaz Özdil vardır. Bu 'acar gazeteci' acarlığını en çok TV'de gösteriyor. atv'de çalıştığı dönemde de, haberlerin ardına müzik döşeyerek onları birer dizi bölümü haline ilk getiren -yanılmıyorsam- oydu. Yine haber ekranına alttan-üstten, sağdan-soldan geçen yazılar ekleyerek, ekranı eski bir deyimle bir 'çıfıt çarşısı'na çeviren ve insanın önemli bir habere konsantre olmasını önleyen yine oydu.
Bunu şu nedenle yazıyorum: Bu radikal yenilikler, yalnızca TV terbiyemizi değil, giderek tüm yaşamımızı da etkiliyor. Sakin kafayla düşünen, bilgilenmeyi ve öğrenmeyi özleyen bir toplum yerine, gürültücü, yüzeysel, tepkisel bir toplum haline geliyoruz. Ve bu temel değişikliklerin ne zaman, nasıl, kim tarafından başlatıldığı üzerine hiç not düşülmüyor. Sevgili Mahmut Tali Öngören tarzı TV gazeteceliği, artık tarihe karıştı.
Belki bu tarz küçük notlar, geleceğin toplumbilimcileri ve TV tarihi araştırmacıları için yararlı olabilir.