kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
20 Kasım 2008, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
ŞİRİN SEVER

"Ben bunun karşısında nasıl duracağım?"

Bu da oldu en sonunda! Cinsel saldırıya uğrayan genç bir kadın, kendisiyle ilgili yayın yapan haber bültenini arayıp 'medya malzemesi' olmasına isyan etti. "Sizin VTR'nizi gördükten sonra dehşete kapıldım. O kadar ödüm koptu ki, bunun nereye gideceğinden endişe edip aradım" dedi. "Şimdi bilmeyenler de biliyor; bin kişi, on bin kişi, milyonlarca kişi biliyor. Ben bunun karşısında nasıl duracağım?" dedi. 'Tecavüz' kelimesinin ısrarla kullanılmasından duyduğu rahatsızlığı ifade etti. Dizi oyuncusu genç kadın öyle bir konuştu ki, STAR Ana Haber'in anchorman'i Uğur Dündar özür dilemek zorunda kaldı. Sadece Uğur Dündar mı suçlu? Sadece o mu yanlış yaptı? Hangimiz bunu yaşayan bir kadına/insana gerektiği gibi davranıyoruz, onun duygularını anlayabiliyoruz, empati kurmayı deniyoruz söyler misiniz? Annemizin, kızımızın, kardeşimizin ya da komşunun kızının başına geldiğinde gösterdiğimiz özeni, tepkiyi, koruma içgüdüsünü ekrandan izlediğimiz insanlara da gösteriyoruz? Ne kadar kolay... Kızın boydan boya resmini koymak, gözlerini yalandan buzlamak, ki kızı tanımamak mümkün değil, 'tecavüze uğradı' diye kamuoyunun önüne atmak... Gerçekten ne kadar kolay! Ben izlemedim söz konusu haber bültenini; gece geç vakitlerde bir röportaj için araştırma yaparken internet sitelerinde rastladım olana bitene... Kanım dondu, çok üzüldüm, kendimi o kızın yerine koydum. "Şimdi milyonlarca kişi biliyor. Ben bunun karşısında nasıl duracağım?" diyen o sesin ben olduğunu düşündüm. Çok yazık ya, çok büyük haksızlık... Kız diyor ki; "Açık ifadem en küçük ayrıntısına kadar kullanılmış. Eğer böyle bir şey yaparlarsa; bu, toplumdaki bazı ruh hastası insanları tatmin etmekten başka bir işe yaramayacak. Haber vermeyecek, artık sadece beni rencide edecek. Basın nasıl üstüme geliyor inanamazsınız. Ben insanların aklında 'Aaaa o tecavüze uğrayan kız mı' diye anılmak istemiyorum. Telefonlarım böyle çalsın istemiyorum..." Haklı değil mi? Hayat bir kez büyük haksızlık yapmış zaten o kadına, bir hayvan oğlu hayvan çıkarmış karşısına! Başkalarının; 'haberci' diye geçinip kendinde her hakkı görenlerin, yani bizlerin o kadına bunu ikinci kez yaşatmaya ne hakkı var peki? Birileri bizi yakamızdan sarsınca, bizi bir güzel silkeleyince bunu fark ediyor olmamız da en ayıp olanı bence! Bu kızın feryadı bize ders olmalı... Bütün gazete ve televizyon yöneticileri karar alsın; mağdurlar haberleri yapılarak tekrar tekrar mağdur edilmesin. Tecavüz hikayeleri çarşaf çarşaf sayfalara, ekranlara konulmasın. Kimse mastürbasyonunu bu haberler üzerinden yapmasın!