kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
11 Ekim 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
NAZLI ILICAK

Film sektörünün ipekyolu

O kadar çok film var ki, "Acaba hangisini görmeli" diye kara kara düşünürken, TÜRSAK Vakfı Başkanı Engin Yiğitgil'i kahvaltıda yakaladım. "Yabancı filmlerden bir tavsiyeniz var mı?" diye sordum. Topu yardımcısı Esra'ya attı. Antalya Film Festivali'ne katılacak eserleri seçen Esra'ya göre, Jean Pierre Dardenne ve Luc Dardenne'in yönetmenliğini yaptığı "Lorna'nın Sessizliği" ile gene Cannes'da birinci olan Laurent Cantet'in "Sınıf"ı mutlaka görülmesi gereken filmler arasında.
Biraz da, Engin Yiğitgil ile sohbet ettik. "Antalya Film Festivali'ni Cannes ayarında gösteriyorlar. Doğru mu?" diye sordum.
- Yılların tecrübesi ve o kadar büyük bütçeyle elbette yarışamayız. Ama biz de onlar gibi, son derece güzel bir mekânda, Antalya'da festivalimizi yapıyoruz. Festivalde, insanlar sadece film seyretmiyor. Yönetmenler, yapımcılar, sermaye sahipleri birbirleriyle tanışıyor. Meselâ bizde çok iyi yönetmenler var. Ama para bulamıyorlar. Festival, onlara, film sanayiine yatırım yapmak isteyenlerle buluşma imkânı veriyor. Biz, bu sektörün, tabiri caizse 'İpekyolu'yuz. Orta Asya ve Asya filmleri, Antalya'da, Avrupa'yla buluşuyor. Böylece iki taraflı bir pazar kuruluyor.
- Amerikalılar da geliyor mu?
- Amerikalılar olmadan film sanayi düşünülemez. Ama Cannes'da, diğer ülkeler, Amerika'nın gölgesinde kalıyor. Burada, daha fazla kendilerini gösterme ve pazar bulma fırsatı mevcut. Bizim festivalimiz daha samimi bir hava içinde geçiyor.