kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Eylül 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
NECATİ SÖNMEZ ( Lilit’in Kızkardeşlerifilminin yapımcısı ve sinema yazarı)

Kameralar hayatın her alanına girmeye başladı

27.09.2008
"Dijital teknoloji bence kurmaca sinemasına özünde çok bir şey katmadı.
Hatta ondan bir şeyler götürdüğü bile söylenebilir. Fakat, hep söylenegeldiği gibi dijital devrim sinemaya demokratikleşmeyi getirdi ve bunun en çok etkilediği alanlardan biri de belgesel. Video olanaklarıyla, film yapmak artık hemen herkes için ulaşılabilir bir uğraş haline geldi. Bunun ötesinde, kameralar küçüldükçe hayatın her alanına girmeye, gerçekliğe daha yakın durmaya başladı. Bu da, belgesel türünü hem içerik hem de estetik yönden bir hayli zenginleştirdi.
Dünya sinema tarihine baktığımızda, kadınlara biçilen rolün daha çok, erkeklerce yönetilen filmlerde oyuncu olmaktan ibaret olduğu görülür. Belgesel sinemada da durum farklı değil. Ama belgesel bu anlayışın daha kolay kırılabildiği bir alan. Dijital çağın getirdiği yenilikler bu kırılma sürecini hızlandırdı. Belgeselde yeni bir dönemin önünü açan filmlerden biri, bir kadının imzasını taşıyor: Agnes Varda (Toplayıcılar ve Ben). Ya da son 10-20 yılın belgesel ustalarından konu açıldığında, hemen birkaç kadın yönetmen sayabilirim: Heddy Honigman, Estela Bravo, vb. Bunun nedenleri açık: Kadınların anlatacağı çok şey var, belgesel erkek işi olmaktan çıktı."