kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Eylül 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
Rüschlikon bölgesindeki laboratuvarın olağanüstü güzellikte bir manzarası var: Aşağıda Zürih Gölü, solda Zürih.

Her şeyi el bilgisayarımdan ne zaman izleyeceğim?

27.09.2008
30 milletten 350 süper beyin IBM'in Zürih'teki dört Nobel ödüllü araştırma laboratuvarında bir araya geldi. 'Beyinler', nanoteknolojide dünyayı sarsacak buluşlara hazırlanıyor... Sihirleri, atomla oynamak..
Nobelli bilim adamı ne ister? Dördün birinden profesör maaşı, 15 lira odun yardımı, trafikte git gel günde üç saat işkence çekeceği bir şehir, attığı her adımı takip edip MSN'de ona buna ihbar eden Ergenekon'cu öğretim üyeleri ve başörtülüler içeri sızmasın diye kapıda kuş uçurmayan güvenlik görevlileri mi? Bugüne dek dört Nobel ödülü kazanan, yenilerini kazanmak için de gece gündüz çalışan 30 farklı milletten 350 araştırmacıya ev sahipliği yapan IBM'in Zürih Araştırma Laboratuvarı, bilimsel buluşlara giden yolun, Türkiye'deki üniversitelerin çok uzağından geçtiğini gösteriyor.
Teknoloji devi IBM'in Zürih'teki laboratuvarı nanoteknoloji araştırmalarında dünyanın en önemli merkezlerinden biri, belki de birincisi. Her şeyden önce, burası nanoteknolojinin doğum yeri. Bilimadamları Gerd Binnig ve Heinrich Rohrer'in 1981'de burada geliştirdikleri Taramalı Tünelleme Mikroskobu (Scanning Tunneling Microscope-STM) ile insanoğlu ilk kez, atomların dünyasını gözle görebilme olanağına kavuşmuştu. Rohrer ve Binning'in bu buluşu, insanlık için yeni bir kıtanın bulunuşu kadar önemliydi. Çünkü Tünelleme Mikroskobu, o güne kadar görülemeyen, metrenin milyarda biri büyüklüğündeki nano cisimler evrenini gözler önüne seriyordu. IBM'in Zürih Laboratuvarı'nda çalışan Binnig ve Rohrer, nanoteknoloji araştırmalarına müthiş bir hız kazandıran Tünelleme Mikroskobuyla 1986 yılında Nobel ödülünü kazandılar. Taramalı Tünelleme Mikroskobu ve ondan kısa süre geliştirilen Atomik Kuvvet Mikroskobu, nano keşifler dönemini açtı. IBM Zürih Araştırma Laboratuvarı, o günden bugüne, nanoteknoloji araştırmalarına lokomotiflik etti.

NANOTEKNOLOJİNİN 'KÂBE'Sİ
Türkiye'den bir grup gazeteci, IBM'de nanoteknoloji araştırmalarını yöneten Dr. Walter Riess'in rehberliğinde, deyim yerindeyse, nanoteknolojinin Kâbe'sini geziyoruz. Bira göbeği, kot pantolonu ve üzerindeki eski tişörtle, bir bilimadamından çok, bir tesisatçı izlenimi veren Dr. Riess (E ne de olsa, adamın kafasındakilerle değil, ne giydiğiyle ilgilenen bir ülkeden geliyoruz), bir kapının önünde durup, "İşte nano cihazları geliştirdiğimiz yer," diyerek heyecanı yükseltiyor. İçeride dev bir kalorifer kazanına benzeyen makine var. IBM için Finlandiya'da tasarlanan bu dev 'kalorifer kazanıyla' araştırmacılar atomlara müdahale edip, ona yeni şekiller veriyor, atomların üst üste bloklar oluşturmalarını sağlayacak (Aynen Tetris oyunundaki gibi) teknoloji üzerinde çalışıyorlar. Birkaç atomun üst üste binmesinden oluşan bu bloklar, veri depolayarak dünyanın en küçük bilgisayar işlemcisini oluşturacaklar. IBM Zürih Laboratuvarı araştırmacılarına Nobel kazandıran Taramalı Tünelleme Mikroskobu ve onun 'kuzeni' Atomik Kuvet Mikroskobu, atomları görmenin yanı sıra onlara yön verme, bir heykeltıraş gibi yoğurma olanağı da sağlıyor.
IBM'in atomun manyetik anizotropisini ölçmek için geliştirdiği teknolojiyle de, verilerin atomlara yüklenmesi hedefleniyor. IBM atomlara yön verilebileceğini daha 1989'da, Ksenon atomları ile Nikel yüzeye IBM kelimesini yazarak göstermişti. O günden bu yana çok zaman geçti. IBM'in yeni hedefi, molekül bilgisayar işlemcisi geliştirmek.

ÇOCUKLARIMIZ BİZİM GİBİ DÜŞÜNMÜYOR
Aklınıza, "İyi de neden bugünkünden çok daha küçük bilgisayar işlemcilerine ihtiyacımız olsun? Benim bilgisayarım yeterince hızlı; yazı yazacağım programı ha 10 saniyede açmışım ha 20 saniyede ne fark eder?" gibi sorular gelebilir. Basit bir cevabımız var: Çocuklarımız bizim gibi düşünmüyor. Bilgisayarla büyüyen kuşaklar, çok daha hızlı, grafik kalitesi çok daha yüksek bilgisayar oyunları istiyor. Ve kendimize de haksızlık etmeyelim: Biz de, Şampiyonlar Ligi finalini cep telefonumuzdan şıkır şıkır görüntüyle izleyebileceğimiz günün bir an önce gelmesini bekliyoruz. İşte bunun için çok daha hızlı bilgisayarlara ihtiyacımız var. IBM Zürih Laboratuvarı'nda sürdürülen nanoteknoloji araştırmalarının hedeflerinden biri bu: Molekül büyüklüğünde işlemciler geliştirerek, bugünkülerden bin kat fazla veri depolayabilen bilgisayarlar yaratmak. Ve böylece mesela iPod büyüklüğündeki bir elektronik cihaza tam 30 bin film sığdırmak.
IBM Zürih Laboratuvarı'ndaki 350 süper beyin, o günün bir an önce gelmesi için gece gündüz çalışıyor.
Biz de burada öğrencilerin başörtüsüyle, öğretim üyelerinin 'Soros'çuluğuyla', 'cemaatçiliğiyle' uğraşmaya devam ediyoruz, bilim uğruna! Karamsar değil iyimser bitirelim: Devlet Planlama Teşkilatı-Bilkent Üniversitesi işbirliğiyle, Ankara'da bu yılın başında, Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi faaliyete geçti. Evet, iyi şeyler de oluyor.
Haberin fotoğrafları