kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
20 Eylül 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
YAVUZ DONAT

Camide "Deniz Feneri" konuşmaları

Şahin Öztürk, Nevşehir-Gülşehir'den.
Erdal Şen, Sinop-Ayancık'tan.
Selahattin Avcı, Nevşehir'den.
Hacı Arıkök, Şereflikoçhisar'dan.
Kibar Dedeoğlu, Ardahan-Posof'tan.
- Kibar bey, kaç yıldır Almanya'dasınız?
- 37 sene rüzgar gibi geçti bey.
Camide "siyaset olmaz."
Ama "cami inşaatı henüz bitmediğine göre..."
Pekala konuşabiliriz.
- Ağalar beyler... Konumuz Deniz Feneri... Neler oluyor, anlatın bakalım.
"Biri" diyor ki:
- Başbakan'ın söylediği gibi, cezalarını çeksinler... Kimsenin yanına kar kalmasın.
"Diğeri" araya giriyor:
- Bu bizleri de çok yıpratıyor.
Soruyoruz:
- Sizleri neden yıpratıyor?
- Bu gördüğünüz camiyi yaptırmak için yıllardır uğraşıyoruz... Ama şimdi bir kapıya giderken çekiniyoruz, acaba aklına kötü bir şey gelir mi diye... Tövbe tövbe... Cami üzerinden hırsızlık olur mu?.. Tövbe tövbe.
"Acı yemeyenin karnı ağrımaz, sarımsak yemeyenin ağzı kokmaz" diyoruz.
"Doğru olmasına doğru da" diye söze başlıyorlar:
- Biz Allah rızası için bu camiyi yaptırmaya çalışıyoruz... Tek bir kişinin bile aklına, bizim bu işten bir çıkarımız olduğu düşüncesi gelirse biz o dakika ölürüz.
Biri, Deniz Feneri yolsuzluğu için "günah" diye konuşuyor.
Öteki ise "canlı yayınla para topladılar" diyor:
- Kurban derilerini istediler, verdik... Yardım dediler, verdik... Hayır işi dediler, verdik... Devletin gözü, kulağı yok muydu?.. Devlet bugüne kadar neredeydi?