kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 10 Haziran 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
SİNAN AKYÜZ
Kadınlar&erkekler&ilişkiler

Türk erkeği Osmanlı gibi Türk kadını Avrupa gibi!

Günümüz erkekleri Osmanlı'nın son dönemi gibi egemen ama sürekli güçlerini kaybediyor. Kadınlar ise Avrupa gibi dinamik ve yenilikçi tarzlarıyla sürekli güç kazanıyor!.
21'inci yüzyıl ilişkilerinde erkekler kaybediyor, kadınlar kazanıyor. Bu tespitimden yola çıkarsak, biz erkeklere yeni bir açılım gerekiyor. Şimdi ben de size soruyorum: "Erkeklerin ruhuna hapsolmuş gelenekselci bu köhne zihniyeti nasıl yıkacağız?" (Ufuk M.)

Pes vallahi size! Madem kadın-erkek ilişkileri ile ilgili sorunu doğru olarak tespit etmişsiniz, bari cevabını yazsaydınız da beni ateşe atmasaydınız. Her neyse! Madem yazarlık ateşten gömlek, ben de kendimi bir kez daha ateşe atayım. Arkasından da kolları sıvayıp düşünce işçiliğine koyulayım ve şu kelamı edeyim: 21'inci yüzyıl kadın-erkek ilişkileri, 18'inci ve 19'uncu yüzyıldaki Osmanlı ile Batı arasındaki ilişkiye benziyor.

YENİ BİR ERKEK KİMLİĞİ!
Günümüz erkekleri Osmanlı'nın son dönemi gibi egemen ama sürekli güç kaybediyorlar. Göz göre göre kaybettiklerini de kabullenmek istemiyorlar. Kadınlar ise Avrupa ülkeleri gibi dinamik ve yenilikçi tarzlarıyla sürekli güç kazanıyorlar. O dönemdeki Avrupa ülkeleri gibi yeni yeni şeyler keşfediyorlar. Sürekli kendilerini yenileyip, yeni ilişki oyunları geliştiriyorlar. Hatta oyunu yeniden kuruyorlar. Hem 'uygar!' gibi görünüyorlar, hem de 'ilkel!' gibi sömürüyorlar. Osmanlı, Batı ülkeleri karşısında nerede hata yaptıysa günümüz erkekleri de kadınlar karşısında benzer hatalar yapıp, kadınlara yenildiler. Hatta tarumar oldular. Değişmediler ve kendilerini yenilemek için her hangi bir çaba sarf etmediler. Osmanlı'nın Batı karşısında mevzilerini bir bir kaybetmesi gibi, erkekler de kadınlar karşısında mevzilerini kaybettiler. Dünyanın fır dönmesine ayak uyduran 'fırıldak kadınlar!' karşısında, 'fil!' gibi ağır kaldılar. Yenilenmeyi ve kendilerine yeni bir kimlik yaratmayı 'kılıbıklaşmak!' olarak gördüler. Tıpkı Osmanlı'nın yeni teknolojiyi 'Batı taklidi' diye reddetmesi gibi. Kıssadan hisse diyeceğim şu ki; Avrupalı Türk kadını karşısında, Avrupalı Türk erkeği kimliği çıkarmaktan başka çareleri kalmadı.