kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Mayıs 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Bir alkış da Sean Penn'e!

ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR
Cannes'da ana jürinin başkanlığını yapan Sean Penn, adil ödül dağıtımı ile övgü topladı..
Her festivalde,her ödül öncesi muhtelif spekülasyonlar olur. 61. Cannes Film Festivali'nde de bu tür spekülasyonlar yaşandı. Örneğin; ana jüri başkanı Sean Penn'in, radikal kararlar almak isediği için, diğer jüri üyeleriyle sıkça tartışma yaşadığına dair çıkan son dakika dedikodusuyla ortalık iyice çalkalandı. Ancak Altın Palmiye'ye çok yakın duran Nuri Bilge Ceylan'ın, festivalden, ille de 'En İyi Yönetmen' ödülüyle döneceği konusunda çoğunluk hemfikirdi. Sean Penn'in 'damardan' bir politik eğilime veya her daim hürmetle andığı ustası Clint Easwood'a ödül verilmesi için çabalayacağı söylentileri ise sonuçta asılsız çıktı.

DENGELER ALTÜST
Festival programında son yarışma filmi olarak izlediğimiz ve çok beğendiğimiz 'Sınıf' (Enre le Mus) son dakika dengeleri altüst etti. Doğrusu kendi adıma ödülü, bu 'konuşkan' küçük filme vermeye hazırdım. Adına nazire, kameranın okul alanının dışına çıkmadığı film; idealist bir öğretmenin etnik ve kültürel farklılıklar barındıran öğrencileriyle yaşadığı bir öğrenim yılını anlatıyor. Öğrencilerine Sokrates misali sorular sorarak ufuklarını açmaya çalışan öğretmen rolünde ise, filmin uyarlandığı otobiyografik romanın yazarı François Begaudeau'nun bizzat kendisi oynuyor. Fransızlar'ın sağlam yönetmeni Lauren Cane'in yönettiği film, son derece akıllı yazılmış diyalogları, iki saatlik süresine ve dar mekanına rağmen ustaca koreografisi yapılmış kamera hareketleriyle ve inanılmaz doğallıktaki oyunculuklarıyla; stilin, mananın önüne geçmediği, eğlendirirken de düşündüren bir film. Kısaca bir mikrokozmoz misali oluşan sınıftaki kabına sığmayan gençlik enerjisi üzerinden mültecilik, 'diğeri'ne bakış ve sistem eleştirisi gibi önemli konuları sorguluyor.

OYBİRLİĞİYLE...
Fansızlar'a tam 20 yıl aradan sonra Altın Palmiye kazandıran ama çoğu eleştirmenin çok beğenmesine karşın büyük ödül için pek şans vermediği 'Sınıf', Sean Penn'in başkanlık ettiği jüri tarafından oy birliğiyle seçildi. Politik açmazlar, tarumar olan aile kavramı ve kadının dramı gibi mevzular üzerine odaklanan filmlerin yer aldığı bu yılki Cannes yarışmasında İtalyanlar da iki filmle ödül gecesinde öne çıktılar. Maya öyküsü 'Gomorra' ikincilik anlamına gelen ödülü ile Paolo Sorrentino'nun 'Jüri Ödülü' alan filmi 'El Divo' eleştirel bakış açısıyla cesur ve yaratıcıydı. İtalya'da tam yedi kez başkanlık yapmış, yolsuzluklarıyla sorgulanan politikacısı Jiulio Andeoi'yi anlatan filmin ödülsüz kalmayacağı öngörüler arasındaydı.

AYAKTA ALKIŞLAMALI
Şapka çıkardığımız Sean'in jürisi, 'En İyi Kadın Oyuncu' dalında Walter Salles'in yönettiği 'Linha de Passe'de varoşlarda yaşayan dört çocuklu işçi sınıfından hamile bir kadını canlandıran Sandra Corveloni'yi ödüllendirdi. Soderbergh'in tartışmalı 'Che' filmindeki Benicio Del Toro usta oyunculuğunu sınırlayan senaryoya rağmen 'En İyi Aktör' ödülüne layık görüldü. Sonuçta tüm spekülasyonları boşa çıkararak, jüri kararlarını sinema sanatının keşfine sunan Sean Penn'i de ayakta alkışlamak gerek.