kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Mayıs 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Sarah Jessica Parker formunu korumak için özel bir formülü olmadığını söyledi ve ekledi: Haftada üç gün pilates yapıyorum. Yemek konusunda ayrım yapmıyorum; canım ne isterse yiyorum. Diyet yapmıyorum, tam tersi kilo almaya çalışıyorum.

Eşim, çocuğum, işim hepsi benim önceliklerim

Röportaj: Seray SEVER
'Sex and The City' filmi, 30 Mayıs'ta tüm dünyayla aynı anda ülkemizde de gösterime giriyor. Filmin ilk basın gösterimi ve yıldızlarıyla röportajlar için Fida Filmin davetlisi olarak New York'taydım. Filmin oyuncuları ve yönetmeniyle buluşmadan önce tabii ki ilk yapılması gereken şey; şehri solumak ve bayılarak izlediğimiz 'Sex and The City' kadınlarının filmdeki yaşantılarına daha yakından bakmaktı... Ben de öyle yaptım... İlk günler filmde geçen mekanları ve mağazaları tek tek gezip, hem çekim hem de alışveriş yapmanın keyfine vardım. Magnolia Bakery'e gidip, o leziz kremalı keklerden yedim, Steve ve Aiden'ın barına gidip Cosmopolitan'ımı içtim, filmin kostümlerini yapan ve adeta bir moda şovu sunan Patricia Field'ın mağazasına bir göz attım, Monola Blahnik marka bir çift yeni sezon ayakkabı edindim. Hakikaten keyifliymiş! Zaten tipik bir gününü şöyle açıklıyor Carrie Bradshaw filmde: "Balenciaga'yla kahvaltı, Vivienne Westwood'la kahve, Lacroix ve de la Renta'yla öğle yemeği. Tatlı için de Karl Lagerfeld..." Tabii ki bu müthiş görsel moda şovunun dışında, bugüne kadar kadın dünyasını en iyi anlatan film 'Sex and The City'... Dizide açık bırakılan bütün sorular filmde cevap bulurken, biz kadınlar da kendi hayatımızı bir kez daha filmin karakterleri üzerinden sorgulama fırsatı buluyoruz... "Seni seviyorum ama kendimi daha çok" yeni dönemin kadınlar için mottosu olabilir mi? Aşktaki acılar ve hayal kırıklıkları mıdır biz kadınları birbirimize daha çok bağlayan? Aşk her şeyi affeder mi? Bu soruların cevapları filmde...

* Dizinin başrol oyuncusuyken prodüktörlerinden biri olmanız nasıl gerçekleşti? Aynı zamanda 'Sex and The City' sinema filminde de prodüktörsünüz... Bunun bir oyuncu için önemli bir sıçrama olduğunu düşünüyorum...
Dizinin ikinci sezonunda prodüktörlüğe başladım ve beş sezon devam ettim. 1997 yılında Darren Star (Yönetmen) bana oyuncuyken; "Dizinin aynı zamanda prodüktörü olmak ister misin?" diye ilk sorduğunda hemen 'evet' dedim ve işi öğrenmeye başladım.

* Peki neden size teklif etti? Diğer oyunculardan daha mı çalışkansınız, zekisiniz?
İnan hiçbir fikrim yok. Ama ona müteşekkirim beni böyle bir işe de başlattığı için. Bu şovun her saniyesinde emeğim ve sorumluluğum olduğu için çok mutluyum, çok şey öğrendim prodüktör olma yolunda. Dizinin başarısını devam ettirebilmek, hikayenin doğru ilerlemesini sağlamak için çok çalıştım ve dev bir bilgi birikimine sahip oldum. İnanılmaz bir deneyim...

KIZLAR RAHATSIZ DEĞİL
* Kendi dizi ve filminizin yapımcılığından sonra, diğer prodüktörlerle sadece oyuncu olarak çalışmak nasıl geliyor? Hangisini tercih edersiniz?
İkisini de seviyorum. Dizi bittikten sonra sadece oyuncu olarak sinema filmleri de yaptım. Paralel devam etmek istiyorum.

* Filmin afişlerinde sadece sizin resminiz var, prodüktörü sizsiniz. Diğer oyuncular hiç rahatsızlık duymadılar mı?
Hikaye Carrie Bradshaw üzerine kurulu ve tüm gidişat onun vasıtasıyla anlatılıyor. Dolayısıyla bu benim isteğim olan bir şey değil; dizinin ve filmin formatı. Kızlar bana hiçbir rahatsızlıklarını dillendirmediler, yoksa sana bir şey mi söylediler?

* Hayır sadece merak ettim çünkü hepinizin karakterleri ve ilişkileri üzerinden tüm kadın dünyası anlatılıyor ve bence her kadının kendini bulabileceği bir karakter var filmde, hepsi önemli. O yüzden kırgınlık olabilir diye düşündüm... Bu arada hem dizi hem de filmde tamamen çıplak görünmememe şartı var sözleşmenizde. Sebebi evli olmanız mı?
Kesinlikle hayır. Bu tamamen benim kendimi rahat hissetmemle ilgili. Bütün kariyerimde bu böyle... Carrie rolüyle ilgili değil sadece.

* Karakterinizin en belirgin özellikleri neler?
Carrie, kuraldışı davranabiliyor. Ama aynı zamanda güvenilir, çalışkan, sevgi dolu, aşkı arayan biri. Karışık bir karakter.

* Christine, Charlotte için 'yerleşik' dedi... Cynthia, Miranda için ise 'savaşçı'... Siz bu dört karakteri nasıl tanımlarsınız?
Carrie, farklı ve olağandışı... Miranda yerleşik, Charlotte idealist, Samantha ise samimi.

* Peki Sarah Jessica Parker nasıl bir kadın? Bulunduğu noktaya nasıl geldi?
Kendimi anlatmam çok zor... (Gülüyor) Sen nasıl geldin bulunduğun noktaya? Herhalde en temel belirleyici, aile ve yaşadığın şehir. Kendin ve etrafındakiler için ne istediğin de hayatını şekillendirmede çok önemli...

SEÇENEKLER SONSUZ
* Özel bir yetenek ya da zekaya sahip olduğunuzu düşünmüyor musunuz?
Sen de özelsin, her insan özel. Bazılarımız hayallerini yakalama şansına erişiyorlar, o kadar. Hayatta seçenekler sonsuz. Doğru şansı yakalamak önemli.

* Filmde en etkilendiğim ve kadın dünyasında son yılların mottosu olacağını düşündüğüm sözler, Samantha'nın "Seni seviyorum ama kendimi daha çok" sözü. Siz ne düşünüyorsunuz bununla ilgili?
Ben de New Yorklu bir kadınım ama o filmde sadece bir kadının görüşü. Samantha karakterine o laf çok yakışıyor ve bu kararı verdiği için kimse onu yargılamıyor. Her şeyden önce ben bir anneyim ve nasıl kendimi çocuğumdan fazla sevebilirim ki! Eşim, çocuğum, işim hepsi benim önceliklerim...

TANRI'NIN BİZE HEDİYESİ
* Peki, filmi izleyenler hangi sorulara yanıt bulacak?
Film "Aşkı bulunca ne yapacaksın?" sorusuna cevap veriyor. Bu aşk, sevgiline duyduğun aşk olabilir, çocuğuna duyduğun aşk da olabilir, kendine olan aşkın da... Herkes için değişir bu.

* Film müthiş olmuş ve bence kadın dünyasına ait her şeyi çok güzel bir dille adeta bir moda şovu eşliğinde anlatıyor... İkincisi gelecek mi?
İnanın bilmiyorum... Çok isterim ama bu film için bile bir araya gelebilmek, Tanrı'nın bir hediyesi oldu bize. Bu sanırım daha çok sizin ve izleyicinin ellerinde...

* Hayaliniz nedir bir oyuncu olarak?
Şu anda hayalimi yaşıyorum!

* 'Sex and The City'deki Carrie karakteri o kadar üzerinize yakıştı ve yapıştı ki, başka rollerde inandırıcı olabileceğinizi düşünüyor musunuz?
Bilmiyorum hiç öyle düşünmedim. En iyi seçimleri yapmaya çalışıyorum. Son iki senede dört sinema filmi çektim ve ayrı karakterler canlandırdım. Hepsi de keyifliydi.

* Son olarak Türkiye'ye gelme planınız var mı?
Çok istiyorum, eşim ve çocuğumla ülkenize gelmeyi. Hatta bir ara planlamıştık ama aksilik oldu. En kısa zamanda Türkiye'ye geleceğiz...
Haberin fotoğrafları