kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Nisan 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Korkut, elektroşok yüzünden birçok anısını unutmuş.

Manisalı çocuk işkenceyi yazdı

Müjgân HALİS
Manisalı gençlerden Hüseyin Korkut, yaşadığı ağır işkencenin etkisini 10 yıl boyunca atlatamadı, yıllarca Türkiye'nin çeşitli hastanelerinde tedavi gördü. Ve tedavinin bir parçası olarak tuttuğu notları Ateş Manisa'ya da Düştü adıyla kitaplaştırdı..
Yedi çocuklu bir ailenin son çocuğuydu, Arnavut kökenli annesin tabiriyle 'sonçe'siydi Hüseyin Korkut. Bir ağabeyini Kıbrıs müdahalesinde kaybetmiş, evlenerek evden ayrılan dört ablasından sonra ağabeyi Mustafa ve annesiyle yalnız kalmıştı. Karadeniz Teknik Üniversitesi Elektronik Mühendisliği bölümünü kazanmasıyla hayatının bir bölümünü Trabzon'da, bir bölümünü memleketi Manisa'da geçiriyordu. 1995 yılında 25 Aralık'ı 26 Aralık'a bağlayan gece, hiç tanımadıkları kişiler tarafından kapıları çalındı ve Hüseyin Korkut kendisini Manisa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nin soğuk hücrelerinde buldu. Annesinin "Siz kimsiniz, neden evimi arıyorsunuz," sorularıyla kollarına giren iki sivil polisin eşliğinde bindiği beyaz Renault'dan son kez dönüp anacığına baktığında ağzından sadece "Üzülme," sözcüğü çıktı. O gün bütün dünyanın 'Manisalı gençler' olarak anımsayacağı bir operasyonun startı verildi ve aralarında Hüseyin Korkut'un da olduğu 16 genç bir vagona "Paralı eğitime hayır" yazdıkları iddiasıyla bir örgüte üye olma suçu isnat edilerek gözaltına alındı.

ANLATAMADI, YAZDI
Gözleri bağlanmadan önce sorgu sırasını beklerken, karşısında gördüğü ilk şey çırılçıplak bir beden oldu. Karşısındaki genç beden 16-17 yaşlarında ve sırılsıklamdı; vücudundan sular damlıyordu. Soğuktan her yeri mosmor kesilmişti. Bir yandan titriyor, bir yandan zıplıyordu. Sonra, Hüseyin'in sorgu sırası geldi. Sağ ayak parmağına bir şey bağladılar ve ardından vücuduna bir metal parçası değdirildi. Metal, göğsüne, göbeğine, kasıklarına, diz kapaklarına ve oradan ayaklarına kadar vücudunun her tarafında ayrı ayrı gezdiriliyordu. Adam gözlerini kocaman açmış, Hüseyin'in hayalarını var gücüyle sıkıyordu. Sivil polis "Şimdi Manisa'ya bir ibne daha kazandıracağız," dedi ve eline copu aldı. Beş gün süren operasyonda gözaltına alınan Mine Balkanlı, Sema Taşer, Levent Kılıç, Aşkın Yeğin, Özgür Zeybek, Jale Kurt, Münire Apaydın, Fulya Apaydın, Erdoğan Kılıç, Faruk Deniz, Abdullah Yücel Karakaş, Ali Göktaş, Boran Şenol, Emrah Sait Erda ve Hüseyin Korkut tam 10 gün akla gelebilecek her tür işkenceye maruz kaldı: Elektrik, dayak, tazyikli su, cinsel taciz ve tecavüz. Aylar süren tutukluluktan sonra bir kısmı hayata zor da olsa kaldığı yerden devam edebildi, ama içlerinden bir tanesi, Hüseyin Korkut için yaşam hiçbir zaman eskisi gibi olmadı. 10 yıl, Türkiye'nin değişik hastanelerinde bazen yatarak bazen ayakta psikolojik tedavi gördü. Kaç kez intihara kalkıştığını şimdi kendisi bile hatırlamıyor. Uzun yıllar, yaşadığı ağır travmanın etkileri yüzünden ilaçlarla yaşamak zorunda kaldı. İşkence öncesindeki Hüseyin'i tanımıyor şimdiki Hüseyin, çünkü hatırlamıyor. Tedavisinin bir parçası olarak aldığı elektroşoklar beyninin dehlizlerinden çok anı götürmüş. "Çok anlamsız şeyleri hatırlıyorum ama benim için önemli olan şeyleri unutmuşum," diye anlatıyor durumunu. 1998'deki ilk intihar girişiminden sonra hastaneye yatırılmış ve dozu azalsa da tedavisi hâlâ sürüyor.

FİLMİ YAPILACAK
Üç aylık periyotlarla sekiz kez yattığı hastaneden en son iki buçuk yıl önce taburcu olmuş. Onu hayatta tutan iki şeyin, işkenceci polislerin ceza alacağına duyduğu inanç ve hasta annesinin kendisine duyduğu ihtiyaç olduğunu anlatıyor. Daha önce de sevgiyle uğraştığı yazı işine, bu kez tedavinin bir parçası olarak yeniden başlamış: "Yazmak benim için bir tür irin sıkmaydı çünkü o irin sürekli içime akıyordu. İşkencede yaşadığım ama doktoruma anlatamadığım şeyleri yazarak anlattım." 1999'da doktoruna yazdığı mektupları kitaplaştırma fikri doğmuş ama araya giren ve uzun süren hastane serüvenleri buna engel olmuş. 1995'ten tam 12 yıl sonra bu kez 2007'nin son aylarında Hüseyin Korkut, kendisine yapılan işkenceyi, yaşadıklarını, tedavi sürecinin bir parçası olarak romanlaştırdı ve adına Ateş Manisa'ya da Düştü dedi. Hüseyin Korkut İmge Yayınları'ndan çıkan Ateş Manisa'ya da Düştü'ye gelen tepkilerden memnun, ancak bazı kesimlerden "Manisa'nın adını kötüye çıkarttın," diye tehditler aldığını da anlatmadan geçemiyor. Onu en çok "Senin gibi bir komünistin kitabını almam," diyen ve daha sonra kitabını okuduktan sonra özür dileyen gencin eleştirisi memnun etmiş. Bundan sonra da yazmaya devam edecek ve kitabını bir senaryoya dönüştürüp, onu filmleştirecek bir yapımcı arayacak. Bu arada da hayatta kalabilmek için iş bakınacak orada burada.